Anadolu’da çok güzel atasözleri var. Teşbihte hata olmaz ama ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’ın Kiev’de bir barda şarkı söylemesi bana “El elin eşeğini türkü çağırarak ararmış” sözünü hatırlattı. Ukrayna-Rusya savaşının başlamasından bu yana yaklaşık 15 bin insan hayatını kaybetti. Bu savaşın da öncesinde, Ukrayna’da ABD destekli turuncu devrimle başlayan çatışmalarda yine yüzlerce insan hayatını kaybetmişti. Şimdi sanki o topraklarda on binlerce insan ölmemiş gibi çakma rockçı ABD dışişleri Bakanı, jöleli saçlarıyla Kiev barlarında şarkılar söylüyor. Gece Kiev barlarında özgürlük şarkılarını söyleyen Blinken, gündüz ise yüzyıllarca boyunca beraber yaşayan kardeş Rus ve Ukrayna halkı birbirlerini daha fazla öldürebilsinler diye, ABD senatosundan geçen 61 milyar dolarlık askeri yardıma 2 milyar dolar daha eklediklerinin müjdesini veriyordu. Dünya kamuoyu ise “Neden barış görüşmeleri için fırsatlar aranacağına daha fazla silah gönderiliyor” diye sormaktansa, Blinken’ın Kiev‘deki bar göstersini okuyordu. Yine aynı dünya kamuoyu Rockin' In The Free World şarkısını Ukrayna için söyleyenlerin, neden çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu 40 binden fazla insanını kaybeden Filistin için söyleyemediğini sorgulamıyordu. Filistinliler, Amerikan aksanıyla bu şarkıyı söyleyemediğin için mi? Yoksa ten renkleri daha koyu olduğu için mi? Ortadoğulu oldukları için mi?  Yoksa Amerika Birleşik Devletleri’nin büyük çıkarlarına hizmet etmedikleri için mi? Bugün artık dünyada eskimiş sömürgeci Anglo-Sakson düzeni bitiyor. Tüm bu yaşadıklarımız ölen bir düzenin, yeni doğan bir düzenle çatışmasının sancıları. Artık Amerika Birleşik Devletleri’nin başını çektiği tek kutuplu dünya düzeni sona geldi. Başını Rusya ve Çin’in çektiği Küresel Güney diyebileceğimiz dünyanın önemli bir bölümü artık bu eskimiş düzeni istemiyor. Yüzyıllar boyunca sömürülmüş Latin Amerika ve Afrika ülkeleri artık bu eskimiş düzeni istemiyor. Yüzyıllar boyunca egemenlerin çıkarları doğrultusunda birbiriyle savaştırılmış Orta Doğu ülkeleri artık bu eskimiş düzeni istemiyor. Bu eskimiş düzeni isteyenler Wall Street üzerinde oturan küresel finans oligarşisi ve silah satıcılarıdır. Onlar için Filistin’de Bolivya’da, Nijerya’da veya dünyanın her hangi bir yerinde ölen bir yoksul sayılardan veya servetleri için ölüp ölmediği sorusundan ibarettir. Pekiyi tüm bu olan bitene karşın biz ne yapmalıyız? Ne yazık ki ülkemiz geçtiğimiz yüzyılın ilk yarısında uydurulmuş bir Sovyet tehdidi ile aldatılarak ve sermaye sınıfının da bilinçli bir tercihi ile ABD ve AB’ye pazar olmuş, NATO’ya da üye olmuştur. O günden bu yana da bir rahat gün geçirmemiştir. Bugün ise artık önümüzde fırsatlar var. Yeni bir dünya kuruluyor. Tam da zamanında söylenip yapılamayanın yapılması zamanıdır: “Yeni Bir dünya kurulur ve Türkiye de bu dünyada yerini alır.” YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN