Gökhun Göçmen

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, 5 yıl aranın ardından başladığı Avrupa ziyaretlerinin ilk durağı olan Fransa’nın ardından Sırbistan’a geçti. Çin lideri Xi’nin burada Başbakanı Aleksandar Vucic ile bir araya gelerek önemli mesajlar verecek. İkili ilişkilerden, ticarete, bölgesel ve küresel meselelere kadar geniş bir yelpazeyi kapsaması beklenen mesajların içeriğini ziyaretin zamanlaması kuvvetlendiriyor. Xi’nin temaslarının “manidar” zamanlamasını anlamak için 25 sene öncesine gitmek gerekiyor.

Takvim yaprakları 7 Mayıs 1999’u gösterdiğinde Belgrad semalarında beliren NATO uçaklarının hedefi bu kez alışılmış olduğu üzere Yugoslav ordusu değil Çin’in büyükelçiliğiydi. ABD’ye ait NATO bünyesindeki uçakların Çin büyükelçiliğine saldırısı sonucu 3 Çinli gazeteci hayatını kaybederken 20 kişi yaralandı ve büyükelçilik ağır hasar aldı.

AK Parti'den 'ötanazi' tartışmalarına çarpıcı açıklama: 'Bazı fanatikler her şeyi diyebilir' AK Parti'den 'ötanazi' tartışmalarına çarpıcı açıklama: 'Bazı fanatikler her şeyi diyebilir'

NATO saldırısının ardından gelen ilk açıklamada uçakların yanlış hedef seçtiği belirtilmesine karşın Guardian ve Observer gibi yayın organları Çin büyükelçiliğinin kasti olarak vurulduğunuduyurdular. Washington yönetimi bu iddiaları yalanlarken saldırıda hayatını kaybedenler, yaralananlar ve maddi zarar için Beijing’e tazminat ödeme kararı aldı.

Washington’ın özrü ve tazminatı ABD’yi protesto için sokaklara dökülen Çin halkı için tatmin edici bulunmazken, aradan geçen 25 yılda “köprünün altından çok sular aktı. Buna karşın geçen zaman diliminde Beijing yönetimi için NATO’ya ilişkin şüpheler azalmak şöyle dursun artarak devam etti.

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, Sırbistan ziyareti öncesinde Politika gazetesine yazdığı makalede 1999 saldırısını “hayasızca” olarak tanımlayarak bunun unutulmaması gerektiğini ifade etti.

NATO Çin için güvenlik tehdidine dönüşüyor

Çin için NATO’ya karşı duyulan güvensizliğin iki temel nedeni bulunuyor. Bunlardan ilkinin doğrudan Çin’in ulusal güvenliği ile ilgili olduğunu söylemek mümkün. Zira ABD liderliğindeki askeri ittifak son yıllarda giderek artan şekilde Çin’i hedef almaya başladı. Strateji belgelerinde Çin rekabetten ziyade tehdit ifadesi ile anılırken, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Ukrayna krizi ile Taiwan adası arasında bağlantı kurmaktan çekinmiyor.

NATO’nun yazılı ve sözlü açıklamaları kadar atılan adımlar da Asya-Pasifik’te istenmeyen senaryoları gündeme getirebilir. Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerin NATO zirvelerine çağrılması bu bağlamda hatırlanmalı. Bununla birlikte NATO’nun Japonya’da irtibat ofisi açarak gerilimi yükseltecek hamleleri Fransa gibi ülkelerin NATO’nun Asya değil bir Atlantik örgütü olduğunu anımsatması ile akamete uğrasa da tehdit sona ermiş değil.

Washington yönetiminin NATO’nun Asya’da genişlemesi kadar Asya’nın NATO’sunu tesis etme girişimleri de dikkat çekiyor. ABD, Birleşik Krallık ve Avustralya’dan mütevellit AUKUS paktına Japonya’nın eklemlenme çabaları ile Japonya ve Filipinler hattındaki güvenlik güncellemeleri Asya-Pasifik’te gerilimi artıracak bloklaşma çabaları arasında yer almakta.

Uluslararası boyut: Avrupa’daki güvenlik mimarisi

Çin’in NATO’ya karşı yönelttiği eleştirilerin uluslararası boyuttaki gerekçesi ise Avrupa sathında inşa ettiği yanlış güvenlik mimarisi. NATO’nun Avrupa’da güvenliği bir bütün olarak ele almadığı aksine kıta içerisindeki anlaşmazlıkları kışkırttığını sık sık dile getiren Çinli uzmanlara göre Ukrayna krizi bu sorunlu durumun güncel örneği olarak kayıtlara geçti.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından NATO’nun verdiği sözlere karşın Rusya sınırlarına doğru 5 kez genişlemesi Çin medyası tarafından sıklıkla anımsatılırken, Çin Dışişleri Bakanlığı 2022’de yayınladığı Küresel Güvenlik İnisiyatifi belgesinde “güvenliğin bölünmezliği” vurgusuna atıf yaptı. Benzer ifadeler Çin’in Ukrayna krizinin yıldönümünde yayınladığı 12 maddelik siyasi çözüm yol haritasında görülmekte. Belgede doğrudan NATO’ya atıf yapılmasa da ittifaklara karşı tarafın meşru endişelerini göz önünde bulundurma çağrısı ABD liderliğindeki örgüte bir mesaj olarak okunabilir.

Çin lideri Xi Jinping’in Sırbistan ziyaretinde güvenlik konusunun yeninden gündeme gelmesi ya da ziyaretin zamanlaması itibarıyla bu başlıkların hatırlatılması sürpriz olmayacaktır. Zira bu konuların tartışılması, geçmişten bugüne kadar devam eden yanlışların düzeltilmesi fırsatını beraberinde getirebilir.

ÖZEL HABERLERİN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN