Türk ev ve mutfak eşyaları sektörü son yıllarda önemli gelişmeler kaydetti. Sektör Çin'den sonra dünyanın en büyük üreticilerinden biri haline geldi. Züccaciyede yakalanan başarıda Avrupalı markaların satın alınması ve farklı coğrafyalarda üretim yaptırılması da var. Geçen günlerde markanın yolculuğunu anlatmak üzere basınla buluşan Schafer Yönetim Kurulu Üyesi Murat Aslan ve Elif Aslan marka ile ev ve mutfak sektörüne yönelik soruları yanıtladı. "Schafer olarak airfryer da üretiyorsunuz. Çin’de mi üretiyorsunuz yoksa burada gelip montajlanıyor mu?" şeklindeki sorumuz üzerine Murat Aslan, "Airfryer konusunda şu an zaten gelen ek vergiden sonra Çin olayı kapandı. Artık airfryer'ların hepsi -zannediyorum ki yüzde yüzü Türkiye'de üretiliyor.- Tabii 'üretiliyor' çok kapsamlı bir kelime: hiçbir şey Türkiye'de yüzde 100 üretilmiyor. Elektrikli araçların hepsi Türkiye'de üretilse de motoru Çin'den geliyor. En son yine burada monte ediliyor ama sonuçta menşei olarak Airfryer’ların hemen hemen hepsi şu an yüzde 100 Türkiye’de üretiliyor; bizim ürünlerimiz de 'Made in Türkiye' ürünleri." dedi.
SEKTÖR PANDEMİ İLE SIÇRAMA YAŞADI
Cirolarının yüzde 80'inin Türkiye'den geldiğini anlatan Aslan, "Miktar olarak dağılım farklı olabilir, çünkü yurt dışından daha fazla aksesuar tarzı ürünler ithal ediyorsunuz. Bu yüzden kalem sayısı daha fazla olabilir; ancak miktar olarak, hacim olarak yüzde 80’i Türkiye... Züccaciye sektörü pandemiden büyüyerek çıkan bir sektör oldu. Pandemiden alın teriyle çıktı züccaciye sektörü çünkü hepimiz evlerdeydik, hepimiz yemek yaptık. Ekmek yapma challenge’ları yaptık sosyal medyada. Evde yemek pişirdik, krep yaptık, ailecek daha fazla kahvaltı ettik. Belki sizler de evdeki birçok elektrikli ev aletini ilk defa kullandınız. Evde ekmek kızartma makinesi orada belki 2 yıldır duruyordu. 'Durun şunda bir ekmek kızartalım' dediniz çünkü 10 gündür evde kahvaltı ediyorsunuz. Eskisi gibi pazardan pazara etmiyorsunuz. Tabii ki de pandemi bizim sektörümüzü – maalesef pandemiyi keşke yaşamasaydık- ama bazı sektörlere olumlu bazı sektörlere olumsuz etkisi oldu." ifadelerini kullandı.
MİSAFİRLİK AZALDI SOFRALAR KÜÇÜLDÜ
Sektörün pandemiden pişirme kısmıyla ve elektrikli ev aletleri kısmıyla büyüyerek çıktığını not eden Aslan, şunları anlattı: "Her ne kadar sofra kısmı küçülse de -çünkü misafirlikler bitti artık- yemek takımları davetlerde ortaya çıkan ürünler ve kimse kimseye misafirliğe gidemediği için sektör sofra kısmında küçüldü ama pişirme ve elektrikli ev aletleri pandemi de çok ciddi büyüdü. Ben o zaman çok net hatırlıyorum ekmek yapma challenge’ları başladı ve döküm ürünler yok satmaya başladı. Herkes gitti bir kere ekmek yapmak için evine döküm ürünler, dökümden üretilen ekmek kalıpları aldı. Bir de bunlar kültür olarak kaldı. Bundan sonra da devam edecek çünkü artık yemek yapma kültürü var. Bir de mutfak kültürü şöyle oturdu; biz geçen bunu konuşuyorduk, yemek yapmak bir zahmet gibiydi, bir külfet gibiydi. Böyle algılanırdı insanlar tarafından. 'Ben yemek yapmam, biz dışarıdan yiyoruz' söylemleri vardı. Sanki böyle yemek yapmamak cool bir konuydu. Halbuki şu an yemek yapmak üç farklı konu başlığında çok önem kazandı. Birincisi, sağlık. Pandemiden kalan bir sağlık olayı var. Yani hepimiz biliyoruz ki evde yapılan yemek çok daha sağlıklı. İkincisi işin ekonomik boyutu. Dışarıda yemek artık çok pahalı, gerçekten çok pahalı. Dolar artışıyla açıklanamayacak bir şey. Üçüncüsü ise bir kültür olarak hayatımıza oturdu. Pandemide evlerde o kadar çok yemek yapıldı ki. Pratik tarifler, evde yapılacak organik tarifler, hızlıca yiyecek bir şeyler hazırlamak, bir elektrikli ev aletini daha fazla kullanmak, daha fonksiyonel tarafıyla kullanmak. Bir mutfak robotu orada dururdu, belki yıllarca kimse çalıştırmıyordu. Yılda iki kere çalıştırılıp bir şey yapılıyordu. Artık onun bütün detayları da kullanılıyor veya bir stant mikser; mutfakta bir süs gibiydi, bir aksesuar gibiydi. Orada öylece dururdu. Artık öyle değil; kurabiye yaparken, makarna yaparken, çiğ köfte yoğururken çünkü onu da yapıyor, artık hepsinde kullanılan bir ürün haline geldi. Pandemide pişirme grubunda en çok tencereler yenilendi çünkü en çok kullanılan ürün tencere. O yüzden de en çok sattığımız ürün adet bazında da o oldu ama airfryer gerçeği vardı ki yadsınamaz. Belki son yılların en hızlı ürünüydü. Airfryer bambaşka bir ürün. Airfryer o kadar moda oldu ve devam etti ki açıkçası Schafer’da da öyleydi. 2023 bu anlamda genel olarak pandemi ile de beraber iyi bir yıl olarak geçti."
KAÇAK ÜRÜNLER DOĞU SINIRINDAN...
"Ev ürünleri dediğiniz zaman sektör çok dallanıp budaklanarak büyüyor. Bu sefer ev tekstili de işin içine giriyor ki aslında bizim ana iştigal alanlarımızdan olmayan bir konu. Sektör biraz bu bağlamda tanımlanma konusunda sıkıntı yaşıyor." mesajı veren Aslan, ayrıca şu sorunlara işaret etti: "Ticaret Odası’nda bir toplantı yaptık, ben orada meclis üyesiyim. Sektörde veri yok. Hala gri market bizim sektörümüzde maalesef ki çok fazla. Yani Türkiye’de kaç adet yemek takımının satıldığı bilinmiyor. Biz bunu Türkiye’deki yıllık evlilik sayısıyla oranlayıp matematikle ilişkilendiriyoruz çünkü Türkiye’de resmi yollardan satılan yemek takımıyla düşük faturayla ya da faturasız satılan yemek takımı sayısı tahmin ediyorum ki aynıdır. Markalar bu yola gitmese bile, elektrikli aletlerin bir GFK raporu var ama züccaciyenin yok çünkü züccaciye sektörünün organize perakendesi hala çok küçük. Kayıt dışılıkta bir Doğu Beyazıt’tan girenler var. Bir de tabii ki bazı firmalarda düşük faturalı bedeller var. Yani hem komple kayıt dışı olanlar var Doğu Beyazıt’tan gelen, İran üzerinden ülkeye giriş yapan yemek takımları var, bir de hakeza düşük faturalı olanlar var. Bunlar kaçak yollarda girdiği için bakanlıkların bir testine de tabii olmuyorlar ama halbuki diğer ürünler, bizim ürünlerimizin hepsi sertifikası olan, gönül rahatlığıyla kullanabileceğini ürünler ama kaçak yollarla gelen ürünlerin sağlıkla ilgili de sıkıntısı var çünkü kaçak, hiçbir test ve kontrole tabi olmamış, dümdüz ülkeye girmiş. Bu sıradan bir ürün değil, bununla yemek yiyorsunuz, gıdayla temas eden bir ürün. Hiçbir onaydan geçmemiş, içine çorba koyup içtiğiniz bir ürün. Daha da kötüsü içinde çorba pişirdiğiniz bir ürün belki de, böyle bir risk var. Sektörde bu çokça var, o yüzden GFK raporu gibi bir rapor bizim sektörümüzde yok, bunu ölçemiyorsunuz."