Çin

Stoltenberg’ten zirve öncesi makale: NATO gözünü Asya’ya dikti

Ukrayna krizindeki rolü sorgulanmaya devam eden NATO, kuruluşunun 75. yılında Asya-Pasifik’e yoğunlaşacak. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltelberg kaleme aldığı makalede hedefin Çin olduğunu gizlemedi.

Gökhun Göçmen

Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından sistematik olarak Rusya sınırlarına doğru genişleyerek Ukrayna krizinin mimarları arasında kabul eden NATO, Asya-Pasifik bölgesinde de benzer adımları atmaktan çekinmiyor. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) liderliğindeki savaş örgütü Çin’i rakip olarak tanımlamasının ardından Asya bölgesindeki ülkeler ile angajmanını artırdı. İspanya’nın başkenti Madrid’de düzenlenen zirveye Japonya ve Güney Kore’yi davet eden NATO’nun gelecek hafta Washington’da düzenlenen etkinlikte Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda’yı ağırlaması bekleniyor.

NATO Genel Sekteri Jens Stoltenberg, ABD’nin ünlü dış politika dergisi Foreign Affairs için kaleme aldığı makalede bölgedeki faaliyetlerin Çin’i hedef alacağının sinyalini verdi. “NATO’nun dünya için anlamı nedir?”  başlıklı makalesinde NATO Genel Sekteri Rusya ve Çin arasındaki yakın ilişkileri anımsatarak “Bu bize gösteriyor ki bugünün dünyasında güvenlik bölgesel değil küresel bir meseledir. Avrupa’nın güvenliği Asya’yı, Asya’nın güvenliği Avrupa’yı etkiler.” diye yazdı. NATO’nun kendi içinde güvenlik harcamalarını artıracağını ve Ukrayna’ya desteğin devam edeceğini dile getiren Stoltenberg, bununla birlikte örgütün Asya-Pasifik’te ortakları ile “el ele çalışacağını” iddia etti.

Görevini devretmeye hazırlanan Stoltenberg, daha önce yaptığı açıklamalarda da Ukrayna ve Taiwan adası arasında bağlantı olduğunu öne sürmüştü. Askeri bir ittifakın lideri olan Stoltenberg ayrıca Çin’in küresel çapta diplomatik temaslarını artırmasını “Avrupa’ya genişleme” çabası olarak nitelendirmişti. Stoltenberg, son makalesinde de Çin ile NATO üyesi ülkeler arasındaki bağımlılıkların azaltıldığına dikkat çekerek “NATO kendisini Çin ile devan rekabete daha iyi hazırladı.” ifadesini kullandı.

“NATO yeni bedeller peşinde”

ABD’nin hegemonyasını kaybetmemek adına hasımı olarak gördüğü Çin’i kuşatma politikasını NATO’ya dikte etmesi tartışmaları devam ederken, Stoltenberg kaleme aldığı yazısında Pekin’in yönetimini iki nedenden dolayı suçladı. İlk nedeninin Çin ve Rusya arasındaki yakın ilişkiler olduğunu saklayamayan NATO Genel Sekteri, “Çin’in Rusya’nın yasadışı savaşına verdiği desteğin bir bedeli olmalı” değerlendirmesinde bulundu.

Ukrayna’da savaş sahasına milyarlarca dolarlık mühimmat gönderen Batılı ülkeler, Rusya’nın Çin’den aldığı çip ve yarı iletken gibi parçalar ile ordusunu modernize ettiğini ileri sürüyor. Çin yönetimi ise Rusya ile ticaretin uluslararası kurallara uygun ilerlediğini ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi içinde savaşan taraflara ölümcül silah göndermeyen tek ülke olduğunun altını çiziyor. Hem Moskova hem de Kiev yönetimi ile diplomatik temaslarına devam edebilen az sayıdaki başat güç arasında yer alan Çin, Rusya’nın davet edilmediği İsviçre’deki Ukrayna konferansına katılmadığı için de eleştirilerin hedefi olmuştu. Ukrayna krizinin yıl dönümüzde 12 maddelik bir siyasi yol haritası hazırlayan Çin, son olarak Brezilya ile 6 maddelik bir barış planını kamuoyuna duyurmuştu. Plana Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’da Çin gezinde Türkiye’nin destek verdiğini vurgulamıştı.

Çin, NATO'yu neden eleştiriyor?

NATO Genel Sekteri Jens Stoltenberg, Çin karşıtlığının ikinci nedeni olarak ise Beijing yönetiminin ittifak karşıtlığını gösterdi. Çin’in geleneksel olarak askeri ittifakların bloklaşmayı ve çatışmaları kışkırtacağı yönündeki politikasını “Putin ve Xi, NATO'ya şiddetle karşı çıkıyorlar çünkü NATO onların en çok korktukları şeyi temsil ediyor: ülkelerin kendi kaderini seçme özgürlüğü.” savı ile eleştiren Stoltenberg “savaşı engellemenin en iyi yolunun savunmayı güçlendirmekten geçtiği” düşüncesini yineledi.

Çin yönetimi nisan 2022’de ilan ettiği Küresel Güvenlik İnisiyatifi çerçevesinde “güvenliği bölünmezliği” ilkesini önermişti. Ülkeler ve bölgeler arasında karşı tarafın güvenlik endişelerini dikkate almayarak adım atan askeri ittifakların sorun olduğunu düşünen Çin’e göre uluslararası aktörler bütüncül bir güvenlik mimarisi üzerinde çalışmalı.

Diğer Çin haberleri için tıklayınız.