Liu Barış

ABD’nin sözde “karşılıklı tarife” uygulaması, görünüşte eşitliği savunuyor gibi görünse de aslında açık bir ekonomik zorbalıktır. Bu politikaya göre, tarifeler “ilgili ülkenin ABD’ye uyguladığı tarife artı tarife dışı engeller” formülüyle hesaplanacak denmesine rağmen, gerçekte bu şekilde uygulanmıyor. Bunun yerine, ABD’nin o ülkeyle olan ticaret açığının, o ülkenin ABD’ye ihracatına bölünmesi esas alınıyor. Bu hesaplama yöntemi hem kaba ve profesyonellikten uzak, hem de temel ekonomik kurallara aykırı.

Örneğin, 11 Nisan itibariyle ABD, Çin’e karşı büyük bir ticaret açığı verdiği gerekçesiyle Çin menşeli ürünlere yüzde 145 oranında gümrük vergisi uygulandı. Bu uygulama baştan sona irrasyonel ve mantıksızdır. ABD Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre, Çin’in ABD’nin mal ticaretindeki toplam açığındaki payı 2018 yılında yüzde 47,5’ten 2024 yılında yüzde 24,6’ya düştü. Aynı zamanda, ABD hizmet ticareti açısından Çin’e karşı avantajlı konumunu sürdürüyor. 2023 yılında ABD’nin bu alandaki ticaret fazlası 26 milyar 570 milyon dolar oldu. Özellikle ABD’li işletmelerin 2022 yılında Çin’de gerçekleştirdiği satış hacmi 490 milyar 520 milyon dolara ulaşırken, Çinli işletmelerin ABD’de yaptığı satış hacmi yalnızca 78 milyar 640 milyon dolarda kaldı. Dolayısıyla ABD’nin Çin’e uyguladığı yüksek gümrük vergisi oranı son derece uygunsuzdur. “Karşılıklı tarife” uygulaması, ABD’nin ticari zorbalığının tipik bir örneğini teşkil etmektedir.

ABD’nin “karşılıklı tarife” yoluyla dış ticaret açığını sıfıra indirme hayali de tamamen gerçek dışıdır. Tarifelerin ilan edilmesinin hemen ardından ABD borsası paniğe kapıldı, piyasada belirsizlik arttı. Aslında sıradan ABD’li tüketiciler için yüksek gümrük vergileri; otomobilden beyaz eşyaya, benzinden gıdaya kadar günlük tüketim ürünlerinde fiyat artışı anlamına geliyor. Bu nedenle, son birkaç gün içinde ABD’li tüketiciler “yağma alışverişi” yapmaya başlamış, birçok süpermarket ve mağazanın rafları boşalmıştır. Yale Üniversitesi Bütçe Laboratuvarı'nın tahminlerine göre, bu “karşılıklı tarife” politikası 2025 yılında ABD enflasyonunu yüzde 2,3 oranında artıracak. Bu da her ailenin yıllık 3 bin 800 dolarlık kayba uğraması anlamına geliyor. ABD, gümrük sopasıyla diğer ülkeleri baskı altına almaya çalışırken, en büyük zararı kendisi görüyor.

ABD'nin devasa ticaret açığının temel nedeni, ülke ekonomisinin dengesini kaybetmiş olmasıdır. Körü körüne uygulanan ek gümrük vergisi tedbirleri, yalnızca bu olumsuz durumu daha da kötüleştirecek. ABD ekonomisi uzun süredir düşük tasarruf, yüksek tüketim modeliyle işliyor. Tasarruf seviyesi, yatırımların altında kalıyor. Bu nedenle ABD, ticaret açığı vererek yabancı tasarrufları kullanmak zorunda. Bir araştırmaya göre, diğer ülkelerin “karşılıklı tarife”ye misilleme yapması durumunda, ABD’nin GSYİH kaybı tüm ülkelerden daha büyük olacak. JP Morgan, ABD’nin bu yılki büyüme hızının yüzde -0,3’e düşeceğini, işsizlik oranının ise yüzde 5,3’e yükseleceğini tahmin etti. Uluslararası toplum, korumacılığın ABD ekonomisini yeniden canlandıramayacağını ve ek gümrük vergilerinin dış ticaret açığını sıfıra indiremeyeceğini her geçen gün daha net biçimde görmektedir.

ABD’nin “vergilerin üstüne vergi” koyan korumacı adımları, küresel serbest ticareti ve tedarik zincirlerini altüst ederek dünya ekonomisinde büyük bir belirsizliğe yol açıyor. Bu durum, eninde sonunda geri tepecek ve ABD’ye zarar verecek. Uluslararası Para Fonu (IMF) raporlarına göre, bir yıl sürecek bir ticaret savaşı, küresel ekonomide yüzde 7 oranında kayba yol açabilir. Bu miktar, Fransa ve Almanya ekonomilerinin toplamına eş değerdir. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Genel Direktörü Ngozi Okonjo-Iweala, basına verdiği demeçte, ABD’nin ek gümrük vergisi politikasının bu yıl küresel mal ticaretinde yüzde 1’lik bir daralmaya neden olabileceği uyarısında bulundu. Özellikle günümüzde ABD vatandaşlarının yaşam tarzı küreselleşmeye derin biçimde bağımlı. ABD’li politikacılar gümrük vergilerini bir silah olarak kullansa da, bu önlemlere en az dayanıklı olan toplum, yine ABD’nin kendisi olacaktır. Marquette Üniversitesi’nin yaptığı bir anket sonucuna göre, ABD’lilerin yarısından fazlası ithalata konan ek gümrük vergilerinin  ülke ekonomisini olumsuz etkilediğini düşünmekte ve ülkenin yanlış yönde ilerlediğine inanmaktadır.

"ABD yanlıştan dönmek için daha büyük adım atmalı" "ABD yanlıştan dönmek için daha büyük adım atmalı"

Ek gümrük vergileri, Trump’ın seçim vaatlerinin temelini oluşturuyor. Trump, bu uygulamayı “tarihin en büyük buluşu” olarak nitelendiriyor. Ona göre “karşılıklı tarife”, ABD’nin uluslararası ticarette “kaybettiği” konumu tersine çevirmek, diğer ülkelere bedel ödetmek ve ABD imalatını canlandırmak için tasarlandı. Ancak mevcut kanıtlar, ABD'nin yapısal ekonomik sorunlarının Trump’ın düzensiz ve sert hamleleriyle çözülemeyeceğini gösteriyor. “Karşılıklı tarife”, küreselleşme çağında tehlikeli bir emsal oluşturuyor; ekonomik karşılıklı bağımlılık, bir ulusal güvenlik tehdidi olarak görülüyor ve serbest ticaret, güç mücadelesine indirgeniyor. Bu durum, dünyayı sıfır toplamlı bir oyunun kısır döngüsüne hapsedebilir.

Oysa açıklık ve iş birliği, tarihin akış yönünü belirlemektedir. Kalkınma, ABD gibi birkaç ülkenin tekelinde olmamalı. Tüm ülkeler; müzakere, inşa ve paylaşım ilkeleri doğrultusunda gerçek çok taraflılığı savunmalı; tek taraflılık ve korumacılığa karşı durmalı. Dünya Ticaret Örgütü merkezli çok taraflı ticaret sisteminin korunması, küresel ekonominin istikrarlı bir geleceğe ulaşması açısından elzemdir.