İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince, Marmara Cezaevi karşısındaki salonda yapılan duruşmada, bazı tutuklu sanıklar ile 2 tutuksuz sanık, müştekiler ve taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, sanık avukatları savunma yaptı. Bu esnada, olayda hayatını kaybeden Tuncer Cihan'ın annesi Huriye Cihan fenalaştı.
Her gün çocuğuyla birlikte olduğunu söyleyen Cihan, "Benim oğlum orada çürüyor, onlar da çürüsünler. Onların annesi de ağlasın." diyerek sanıklardan şikayetçi olduğunu belirtti.
Ağabey Engin Cihan, insanın insanı öldürmesi için bir sebep olması gerektiğini kaydederek, "Kardeşimi öldüren iki kişi, yaptıkları belli, ayan beyan ortada. Fakat onlara yardım edenler de varsa en ağır cezayı almalarını talep ediyorum. Amacım, devletimizin suçluları yakalamasıydı, yakalandı zaten. En ağır şekilde cezalandırılmalarını talep ediyorum. Bunun hesabı sorulacak hem bu dünyada hem ahirette. İnançlı biri olarak diyorum bunu. Sizin toplumumuza, ülkeme, vatandaşıma kastetmeye hakkınız da hukukunuz da yok." dedi.
Tuncer Cihan'ın kardeşi Özlem Cihan da kardeşinin çok masum bir kalbi olduğunu belirterek, "Çok acı bir ölüm oldu. Dünyanın dört bir yanından telefonlar geldi. Çok haksız, adaletsiz bir ölüm. Durup dururken masum bir sivilin terör örgütü tarafından öldürülmesi gerçekten kabul edilemez. Suçluların en ağır şekilde cezalandırılmasını yüce Türk adaletinden temenni ediyorum. Sonuna kadar şikayetçiyim." ifadesini kullandı.
"Hiç kimsenin görmek istemediği bir sahne gördüm"
Müşteki Papaz Anton Bulaı, olay günü ayin yönetirken bir ses duyduğunu ve önce kaloriferin düştüğünü sandığını belirterek, "İkinci sesi duyduğum an hiç kimsenin görmek istemediği bir sahne gördüm. Maskeli, siyah giyinmiş olan iki şahıs sağa sola sıkmaya çalışıyorlardı kurşunları. İlk anda mikrofondan bir şey söylemek istedim ama sesim çıkmadı." dedi.
Cemaatin, sıraların altında olduğunu gördüğünü söyleyen Bulaı, "Soruyordum 'İyi misiniz?' diye, hiç kimse cevap vermiyordu. Bu benim için en büyük acıydı o an. Çünkü düşündüm ki kurtlar kuzuları öldürdüler. Çok üzülüyorum, çünkü en güvenli olmaları gereken yerde tehlike içinde oldular. Hepimiz biliyoruz ki orada, hangi dine mensup olursa olsun dua edebilir. Niçin yüce Allah'a dua ederken biri gelip öldürmek istiyor?" diye konuştu.
Bulaı, Tuncer Cihan'ın masum olduğunu ve kimseye kötülük yapmadığını belirterek, "Eğer mucize görmediyseniz bilin ki 28 Ocak 2024'te Santa Maria'da büyük bir mucize oldu. Silah tutukluk yapmasaydı öldürmeye devam ederlerdi. Yüce Allah, o iki silaha izin vermedi öldürsün diye. Çok üzülüyorum Tuncer için. Onun kanı kilisenin altında duruyor. Ben cemaat için söylüyorum, bu ülkenin vatandaşıyız ve hepimiz özgürlük içinde yaşamak istiyoruz. Bunu yapanları affediyorum çünkü ben bir din adamıyım. Ama yaptıklarını size bırakıyorum. Devlet biliyor ne yapacağını." sözlerini sarf etti.
Müşteki İrem Cansu Şeran da Tuncer Cihan vurulduğu esnada yanında olduğunu söyleyerek, "Bence bir insanın yargılanması için insan meziyetlerine sahip olması lazım. Akıl hastası değilseniz, orada huzur içinde dua eden insanları vurmazsınız. Affedilebilir gibi değil. Ne bu dünyada ne ahirette affetmiyorum. Böyle bir travmayı bize yaşatmaya hakları yok. Ayrıca hiçbiri Türk değil, davalarını kendi memleketlerinde halletsinler. Panik yapıp kaçtılar ama kaçarken denemeye devam ettiler. Bu, hepimizi öldürmeye yönelikti. Silahları tutukluk yaptığı için biz mucize eseri burada oturuyoruz." dedi.
Duruşmada Şeran'ın, saldırı esnasında yüzleri görünmeyen saldırganların seslerinden kimlik tespiti yapabilmesi için tutuklu sanıklar David Tanduev ile Amirjon Kholiqov konuşturuldu.
Şeran, Kholiqov'un konuştuğu lisanı benzettiğini ancak sesini çıkaramadığını, Tanduev'in sesini ise saldırı esnasında duyduğunu söyledi.
Müşteki Murad Rahal, saldırı günü nişanlısıyla dua etmek için kiliseye gittiğini anlatarak, "İki şahıs gördüm, birinde pompalı, birinde tabanca vardı. Gördüğüm an terör saldırısı olduğunu, bizi öldürmeye çalışacaklarını anladım. Simsiyah giyinmişler, kar maskesi takmışlar, kendi kimliklerini korumak için her şeyi yapmışlar. Biz Türk vatandaşıyız. Orada Fransız, İtalyan vatandaşı da var. Oraya gelme sebebimiz Tanrı'ya dua etmek. İnanıyorum ki barışçıl şekilde dua eden bir insanı öldürecek kişinin toplumda herhangi bir yeri yoktur. En ağır cezayı almalarını istiyorum." ifadesini kullandı.
"Allah'tan sizi affetmesini diliyorum"
Müştekilerden Selin İren Nil Aydın da kilisede dua edildiği sırada böyle bir şeyi yapabilecek cani bir ruha nasıl sahip olunabildiğine inanamadığını belirterek, "Onlar için çok üzgünüm. Eğer burada bu şekilde durabiliyor, kendilerini savunabiliyorlarsa, avukatları varsa bu bizim Türkiye'mizin, bakanlığımızın, kolluk güçlerimizin sayesindedir. Bu benim asla unutamayacağım acılardan biridir. Kızım 7 yaşındaydı, bir insanın katledildiğini izledi. Allah'tan sizi affetmesini diliyorum. İnşallah kendi kendinize kalır ve biraz düşünürsünüz. İyi olmak iyidir, kötülük sizi mahveder. Düşünmeleri için şikayetçiyim." diye konuştu.
Davanın mağdurlarından Viktor Ozan Yüksel ise saldırganlara kilisede çocukların olduğunu söylediğini ancak buna rağmen sanık David Tanduev'in kendisini direkt hedef alarak ateş ettiğini kaydetti.
Duruşma, sanık avukatlarının savunmalarının alınmasına devam edilmek üzere yarın saat 10.00'a ertelendi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, saldırıda hayatını kaybeden Tuncer Cihan "maktul", Santa Maria Kilisesi rahibi Anton Bulai'nin de aralarında bulunduğu 11 kişi ise "müşteki" olarak yer alıyor.
İddianamede, saldırıyı gerçekleştiren tutuklu sanıklar David Tanduev ile Amirjon Kholiqov ve bu sanıklarla bağlantılı oldukları tespit edilen Edelkhan Inazhaev ve eşi Zharaidat Esmurzieva hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "tasarlayarak kasten öldürme", 11 kişiye karşı "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" ve "ateşli silah ve mermi bulundurmak" suçlarından toplam ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 218 yıl 7'şer aydan 349 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası isteniyor.
20 sanığın benzer suçlardan ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 217 yıl birer aydan 345 yıla kadar, sanık Inazhaev'in de ayrıca "resmi belgede sahtecilik" suçundan 3 yıldan 7 yıl 6 aya kadar hapsi istenen iddianamede, 18 sanığın ise sadece "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6'şar aydan 15'er yıla kadar hapisleri talep ediliyor.
İddianamede, Santa Maria Kilisesi'nde saldırı gerçekleştirmek için toplantı yapan grup içerisinde yer aldığı iddia edilen sanık Viskhan Soltamatov'un, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "tasarlayarak kasten öldürme" ve "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" suçlarından bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir kez müebbet ve 349 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması öngörülüyor.