15-17 Kasım günleri arasında, dünyanın gözü ve kulağı Çin ve ABD liderlerinin San Francisco’daki görüşmesi ve APEC zirvesindeydi. Prof. Dr. Hasan Ünal, CGTN Türk özel programında konuyu değerlendirdi.

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ve ABD Başkanı Joe Biden’ın Bali zirvesinin ardından ilk kez bir araya gelmesi ve son dönemde iki ülke arasındaki temasların artması olumlu karşılanıyor. Prof. Dr. Hasan Ünal, Xi ve Biden görüşmesinin niçin bu denli önemli olduğunu şu sözlerle değerlendirdi:

“Şimdi bir defa Xi ile Biden'ın görüşmesi her açıdan önemli. Çünkü dünyanın en büyük iki gücünü oluşturuyorlar. Ekonomik olarak Çin, bugünlerde ABD’nin büyüklüğüne erişmiş durumda. Toplamda, hatta satın alma paritesinde ABD’yi geçtiği anlaşılıyor. Her halükârda, kişi başına düşen toplam millî gelirinin ABD’yi çok yakın gelecekte geçmesi bekleniyor. Öte yandan Çin, Amerika gibi borçlu bir ülke değil, ciddi rezervleri var ve kendi millî gelirinin büyük bir kısmı imalat sanayisinden, üretimden, ihracattan kaynaklanıyor. Dolayısıyla, dünyanın en büyük gücü. Hatta benim bir düşüncem var: Çok kutupluluk şu anda geliyor. Hatta belki de geldi ve 500 yıldır dünya sisteminin esası olan, yani dünya sisteminin her zaman esası olan çok kutupluluk, tekrar dünya sisteminin temeli hâline geliyor. Ve bu çok kutupluluk, bugüne kadar hep Batılı devletler arasındaki mücadele esaslı bir çok kutupluluk iken, şimdi dünya Çin'in yükselişi ile birlikte, Avrupa ya da Batı dışı çok kutupluluğa eviriliyor. Bu çok kutuplu dünyadaki en büyük süper güç muhtemelen birkaç yıl sonra Çin olarak anılacak.”

Prof. Dr. Hasan Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:

“ABD, tek kutuplu dünyanın tartışılmaz lideriydi. Müttefikleriyle birlikte, dünyanın her yerine güç yansıtabilen bir devletti. Şimdilerde ABD’nin ve müttefiklerinin gücü çok ciddi sınamalarla karşı karşıya ve ABD, kendi rakipleriyle mücadelede pek de başarılı görünmüyor. Hem yaptığı politik hatalardan dolayı hem de ekonomisindeki önemli sorunlardan dolayı, ABD’nin tek kutuplu dünya lideri olarak devam etmesi mümkün değildir. Ama bu demek değildir ki, ABD artık önemsiz bir devlet. Hayır, ABD yine dünya sisteminin, özellikle güç dengeleri açısından ve bilhassa askerî güç olarak en önemli aktörlerinden birisi olmaya devam edecek. Bu ne kadar devam eder bunu bilmiyoruz, çünkü pek çok uzman, aynı zamanda, ABD’nin iç savaş psikolojisine, iç savaş şartlarına doğru hızla ilerlediğini de söylüyor. Bu da çok uzak, çok yanlış bir değerlendirme olmayabilir: Ama mevcut durum itibarıyla, bir değerlendirme yaptığımızda, şu noktaya geliyoruz: Xi Jinping ile Joe Biden arasındaki görüşme çok önemli, çünkü dünyanın iki büyük gücünün liderleri bir araya geliyor.’’

Prof. Dr. Hasan Ünal, “iki liderin hangi alanlarda iş birliği yapabileceğine” dair soruyu da şöyle yanıtladı:

‘‘Hangi konularda iş birliği yapabilirler? Şu anda, Çin ile ABD arasında iş birliği yapılabilecek birçok alan var ama iki devleti iş birliğinden uzaklaştıran, hatta karşı karşıya getiren alanlar da sorunlar da var. Bu iş birliği yapabilecekleri alanlar, özellikle, ekonomi ve ticari alanlar olabilir ama Çin’in yükselişinden rahatsız olan ABD, bu alanlarda da sorun yaratmaya başladı. Örneğin, yarı iletkenlerin imalatı ve bunlarla ilgili konular hakkında Çin'e önemli ambargolar uygulamaya çalıştı ama çok başarılı görünmüyor.

Bugüne kadar zaten, Çin’e uygulamayı düşündükleri veya uyguladıkları yaptırımların her birinde Çin, daha başarılı ürünlerle karşı tarafın önüne çıktı ve başarılı olduğunu gösterdi. Bu aslında birçok yerde öyledir. Mesela, Türkiye'ye silah ambargosu uyguladıkları alanlarda, Türkiye kendi silahlarının daha iyisini üretmiştir. Dolayısıyla bu ambargolar, ülkeleri aslında kendi imalat sanayileri açısından başarılı kılar.

Öte yandan, her halükârda ABD’nin Çin'e şiddetle ihtiyacı var. Son günlerde, Çin’in Amerikan kâğıtlarını (tahvillerini) belli oranlarda, ama sürekli olarak satmaya, elinden çıkarmaya başladığı haberlerini okuyorum. Bu, ABD açısından çok iyi bir haber değil, çünkü Amerikan ekonomisini ayakta tutan faktörlerden birisi, Çin'in ABD’de sattığı ürünler, yani ABD’ye ihraç ettiği ürünler. Ama aynı zamanda, Amerikan Doları olarak rezerv biriktirmesi, Amerikan merkez bankası kâğıtlarını rezerv olarak kasalarında tutması, Amerikan ekonomisinin, ayakta kalmasına çok önemli katkılarda bulunuyordu. Şimdi Çin belki de, dolardan uzaklaşmak için bunlardan vazgeçiyor olabilir. Bence akıllıca bir yöntem. Yani 10 yıl sonra, belki de doların dünyadaki ekonomik ve ticari hayatı belirlediği dönemin sonuna gelmiş olacağız. Bunlar çok çok önemli konular.”