CMG Haber Merkezi
Bu seferler ile Avrupa’daki 25 ülkenin 227 kentine gidilmekte. Çin-Avrupa yük treni seferlerinin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi, Çin ve Avrupa’nın endüstri ve tedarik zincirlerinin derinlenmesine entegrasyonunu yansıttı. İki tarafın ticari iş birliği geleceği parlak.
Piyasa fırsatlarına bakıldığında Çin, dünya genelinde en istikrarlı ekonomik büyümeyi gerçekleştiren ülkelerden biri ve Avrupa yapımı mallara geniş piyasa fırsatı sağlıyor. Son yıllarda, Çin ekonomisinin küresel ekonomiye sağladığı katkı payı, yüzde 30 oldu. Çin Devlet Gümrük İdaresi tarafından verilen bilgilere göre, bu yılın ilk 10 ayında Çin’in ikinci büyük ticari ortağı olan AB ile yaptığı ticaret hacmi yüzde 1,2 oranında arttı. Bu, Çin’in dış ticaretinin yüzde 12,9’unu oluşturdu. Çin piyasasındaki dev talepler, Avrupa mallarına dev fırsat sağladı.
Endüstriyel yapısına bakıldığında; Çin ve AB hep yeşil dönüşüme önem verirken, iklim değişikliğiyle mücadeleyi de etkin şekilde yürütmekte. AB’nin Çin’deki Ticaret Odası’ndan (CCCEU) verilen bilgilere göre, Çin ve AB arasındaki ticari malların dörtte birini ileri teknoloji ürünleri oluşturdu. Bu kapsamda, fotovoltaik, lityum iyon piller ve elektrikli araçlar gibi yeşil ürünlerin payı sürekli olarak artıyor. Çin işletmeleri AB ülkelerinde yeşil ekonominin gelişmesine önemli katkı sağladı. İki taraf, yeşil endüstrisi açısından birbirlerini tamamlıyor, bu nedenle iş birliğinin potansiyeli de genişliyor.
Yatırım iş birliğine bakıldığında, Çin ve AB’nin karşılıklı yatırım büyüklüğü sürekli olarak genişlemekte. 2023 yılında iki tarafın karşılıklı yatırım büyüklüğü 250 milyar doları aştı. Bu yılın ilk 11 ayında, Almanya ve İsviçre gibi önemli Avrupa ülkelerinin Çin’e olan yatırımları arttı. Almanya’nın Çin’deki Ticaret Odası tarafından yapılan anketin sonuçlarına göre, ankete katılan işletmelerin yüzde 92’si, Çin’deki ticari faaliyetlerini sürdürecek, bu işletmelerin yüzde 50’si önümüzdeki 2 yıl içinde Çin’e olan yatırımı artırmayı planlıyor. Bu, Avrupalı yatırımcıların Çin’e olan güveni yansıtıyor.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde 4 Aralık’ta Avrupa Parlamentosu’nun bir oturumunda yaptığı konuşmada, kısa vade içinde Avro bölgesindeki ekonomik büyümenin yavaşlayabileceğine işaret ederek, orta vadede gelişme perspektifinin de belirsiz olabileceğini, gerileme riskinin hâkim olabileceğini savundu.
Buna paralel olarak, yakında ABD’de göreve başlayacak olan yeni hükümet, dünya genelinde ticari kısıtlama tedbirini artıracağını duyuruyor. Özellikle AB’nin ABD mallarını almak için ödeyeceği ekonomik maliyet ve siyasi bedel çok ağır olacak. Ekonomik büyüme baskılarına karşı, AB diğer ülkeler ile ticari iş birliğini yoğunlaştırmalı. Özellikle Çin ve AB arasındaki ticari iş birliğinin potansiyeli büyük, dolayısıyla AB’nin Çin’den ticari olarak ayrışması akıllı bir seçenek değil.
Şu an, AB’nin Çin menşeli elektrikli araçlara karşı ek tarife uygulaması, adil rekabet ve serbest ticaret kurallarına aykırı. Bu sorunların rasyonel şekilde çözülmesi, Çin ve AB’den çeşitli çevrelerinin ortak beklentisi. AB tarafı, gerçekçi ve aktif Çin politika izleyip, diyalog ve istişare yoluyla ticari anlaşmazlıkları çözmesi halinde, her iki tarafın halklarına yarar sağlayacağı gibi, küresel ekonominin istikrarına da önemli dayanak oluşturacak.