Çin halkının eski ve iyi dostu, ABD’nin eski dışişleri bakanı Henry Kissinger, önceki gün ABD’nin Connecticut eyaletindeki evinde 100 yaşında vefat etti.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından, ABD’nin en ünlü diplomatlarından biri olan Kissinger, ABD-Çin diplomatik ilişkilerini tesis etmek ve Orta Doğu meselesinde ara buluculuk yapmak için olağanüstü katkılarda bulundu.
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, dün Henry Kissinger'in vefatı nedeniyle ABD Başkanı Joe Biden’e taziye mesajı göndererek, Henry Kissinger'in adının her zaman Çin-ABD ilişkileriyle anılacağını, Henry Kissinger'in Çin halkı tarafından her zaman hatırlanacağını ve özleneceğini ifade etti.
Kissinger’in diplomatik bilgeliği, onun dünya tarihine dair derin anlayışından ve uluslararası ilişkilerin kurallarını doğru kavramasından kaynaklanıyor.
Kissinger ideolojik önyargıları aşarak, Amerikan iç politikasının hoşgörüsüzlüğünden kurtularak, ABD'nin gerçek ulusal çıkarlarından hareket edip akıllıca diplomatik eylemler gerçekleştirdi.
ABD-Çin ilişkilerinin normalleştirilmesine yapılan katkılar, hiç şüphesiz Kissinger’in diplomatik hayatında elde ettiği en büyük başarılardan biri.
Temmuz 1971’de, dönemin ABD Başkanı Richard Nixon’un Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak görev yapan Kissinger, Nixon’un özel elçisi olarak Çin’e bir ziyaret gerçekleştirdi ve ABD-Çin ilişkilerinin normalleşme sürecini başlatmak için tarihi bir katkıda bulundu.
Kissinger 21 Şubat 1972'de, ABD Başkanı Richard Nixon'a Çin ziyaretinde eşlik etti. Bu ziyaret ABD-Çin ilişkilerinin normalleşmesinde bir dönüm noktası niteliğindedir.
Çin'e yaptığı ilk ziyaretten bu yana, Çin topraklarına 100'den fazla kez ayak basan Kissinger, Çin halkının eski dostu olarak tanındı. Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, bu yılın temmuz ayında Beijing’de 100. doğum gününü yeni kutlayan Kissinger’i kabul etti. Cumhurbaşkanı Xi, görüşmede Kissinger’in Çin-ABD ilişkilerinin normalleşme sürecinin başlatılmasına yaptığı önemli katkıları övgüyle değerlendirdi.
Uzmanlara göre, Kissinger’in ABD yönetimine asıl mirası, Çin'e dair bir anlayıştır.
Çin-ABD ilişkilerinin zorluklarla karşı karşıya bulunduğu bir dönemde, ABD'nin Kissinger gibi ABD'deki iç siyasi kutuplaşmayı aşabilecek, Çin tarihini ve kültürünü anlayıp takdir edebilecek, ABD ve Çin'in ortak çıkarlarını objektif bir şekilde inceleyebilecek, ikili ilişkilerin zorlukların üstesinden gelerek ileriye gitmesini sağlayabilecek daha fazla politikacıya ihtiyacı var.
Kissinger'ın ABD'ye bıraktığı en değerli miras, Çin ile ABD arasında farklılıklar olsa da akıllı diplomatik stratejilerin bu farklılıkları aşabileceği, iki tarafın birbirleriyle temas ve iş birliği yapabileceği ve karşılıklı yarara dayalı ikili ilişki kurabileceğidir. Böyle bir davranış, Çin ve ABD'nin ortak çıkarlarına uygun olduğu gibi, uluslararası toplum tarafından memnuniyetle karşılanmaktadır.