Üsküdar Üniversitesi tarafından düzenlenen 11. Uluslararası İletişim Günleri'nde, dijital eşitsizlik ve veri sömürgeciliği konuları ele alındı.
Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, Üsküdar Üniversitesinden Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan’ın başkanlık ettiği sempozyumda, Moskova Devlet Üniversitesinden Prof. Dr. Elena Vartanova Moskova’dan canlı bağlantı ile sunum yaparken Londra Ekonomi Okulundan Prof. Dr. Nick Couldry ve New York Eyalet Üniversitesinden Prof. Dr. Ulises A. Mejias ortak bir sunum gerçekleştirdi.
Vartanova, dijital medya ve teknolojinin toplumları dönüştürdüğünü vurgulayarak, dünya genelinde yoksulluk, eşitsizlik ve eğitime erişimdeki sorunların yanı sıra internet erişiminde de büyük eşitsizliklerin olduğunu belirtti.
Internet erişimi olmayan bölgelerin bulunduğunu söyleyen Vartanova, geleneksel medyanın dijital dönüşümden etkilendiğini ve medya terminolojisinde de değişimlerin başladığını ifade etti. Vartanova, dijital platformların geleneksel medyaya yeni bir altyapı sunduğunu ve reklam modellerinin de bu dönüşümden etkilendiğini kaydetti.
Dijital platformların yeni medya sistemlerinin çekirdeğini oluşturduğunu belirten Vartanova, bu platformların ekonomik faaliyetlerin merkezi haline geldiğini kaydetti.
Yeni medya kanalları üzerinden çok sayıda veri üretildiğini, podcastler ve kısa videoların yeni veri oluşumuna katkı sağladığını ifade eden Vartanova, geleneksel medya yaklaşımlarının çağın ihtiyaçlarına cevap veremediğini ve sosyal medyanın medya sınıflandırmasında yeni bir fonksiyon olarak yer aldığını vurguladı.
Vartanova, dijital medyanın yeni bir sosyal gerçeklik sunduğunu ve medeniyetin gelişimine önemli bir katkı sağladığını dile getirdi. İzleyicilerin ve kullanıcıların veri ekonomisine katkı sağladığını belirten Vartanova, medya okuryazarlığının önemine dikkat çekerek, devletlerin okullarda ve üniversitelerde medya okuryazarlığı dersleri vermesi gerektiğini söyledi.
Yapay zeka üretkenliği söz konusu değil
Mejias, internetin artık daha fazla veri topladığını dile getirerek, "Biz verilerin ele geçirilmesinden ve kişisel verilerin kullanılmasından bahsediyoruz. Tarihi sömürgecilikle veri sömürgeciliği arasında benzerlikler ve farklar var. Tüm bu sömürgeciliklerde ortak olan da mülksüzleştirme." ifadelerini kullandı.
Yapay zekanın insan kültürünün her yerinden veri aradığını ve topladığını kaydeden Mejias, üretken bir yapay zekanın söz konusu olmadığını, dünyada üretilen bilgilerin kullanıldığını belirtti.
Mejias, siber zorbalık nedeniyle insanların ruh sağlığının bozulabildiğini dile getirerek, "Geleneksel sömürgeciliğin mağdurları günümüzde veri sömürgeciliği nedeniyle daha da büyük bedeller ödeyecekler. Verinin, sömürgeciliğin dışına itilmesi kültürel ve kamusal bir projedir diye düşünüyoruz. Veri sömürgeciliğine karşı durabilirsek adalet tesis edebileceğiz kanaatindeyiz. İyimseriz. Çabaların veri sömürgeciliğini tersine çevirebileceği kanaatindeyiz." ifadesini kullandı.
Couldry ise yapay zekanın insanlığın ortak üretimlerinden elde edilen bilgileri kullandığını belirterek, veri sömürgeciliğinin devletler ve büyük şirketler arasında işbirliğiyle yürütüldüğünü belirtti.
Toplanan verilerin insan hayatının kapitalist düzenin bir parçası haline geldiğini belirten Couldry, veri sömürgeciliğine karşı durmanın kültürel ve kamusal bir proje olduğunu ifade etti.
ü
BİLİM-TEKNOLOJİ HABERLERİNİN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN