Kübra Karasu - Aslı Ağırdil

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Afrika'da yayılmaya başlayan "maymun çiçeği (mpox)" virüsü salgınını uluslararası düzeyde endişe yaratan bir halk sağlığı durumu olması nedeniyle acil durumu ilan etti. Bu durum, koronavirüs pandemisinin ardından halk arasında virüsün yayılma potansiyeli hakkında endişeler doğurdu.

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Önder Ergönül, CGTN Türk'e yaptığı açıklamada, "1976 yılından önce doğanlarda risk daha düşük çünkü çiçek aşısı olmuş durumdayız" dedi.

Yaygın kas ağrıları, halsizlik, grip benzeri ağır bir hastalık

Dr. Önder Ergönül maymun çiçeği virüsünün belirtilerini şöyle anlattı:

CNN'in 'yalan haber' karnesi: Habercilik mi manipülasyon mu? CNN'in 'yalan haber' karnesi: Habercilik mi manipülasyon mu?

"İlk önce grip benzeri ağır bir hastalık, yaygın kas ağrıları ve halsizlik ile başlayabilir. Kuluçka süresi 5 ile 21  gün arasındadır. Aslında oldukça uzun denebilecek bir kuluçka süresi vardır ve daha sonra deri döküntüleriyle gider. Deri döküntüsü dediğimiz zaman su çiçeğine benzer bu anlamda. Yani deri üzerinde çeşitli formlarda oluşan içi su dol iltihap gibi bir kısmı da kabuklanan bir takım lezyonlar ortaya çıkabilir."

"Çarşaf, havlu gibi cansız eşyalarla olan temas..."

Önder Ergönül, hastalığın cansız eşyalarla olan temas sonrası bulaşabileceğini belirterek şöyle konuştu:

"En sık olarak deriyle yakın temas sonrası derinin üzerinde bulunan lezyonlardaki virüsün başka insanlara temas sonucu yayılmasıyla veya kişinin sıkça kullanmış olduğu yakın temasında olan çarşaf havlu gibi cansız eşyalarıyla olan temas sonrası bulaşabilir. Bir de cinsel yolda bulaşabilir. Zaten 2022 salgınında en çok öne çıkan özellik, erkek eşcinsellerde çok yaygın olarak gözükmüştü ve onların partnerlerinde de çok fazla olarak gözükmüştü.  Solunum yoluyla bulaşmaz. Solunum yoluyla bulaşmama özelliği bizim için önemlidir. O nedenle çok büyük bir yayılım sağlamayabilir."

"1976 yılından önce doğanlarda risk daha düşük"

Ergönül virüsün Türkiye'de yayılıp yayılmayacağı konusundaki sorulara şöyle yanıt verdi:

"1976 yılından önce doğanlarda risk daha düşük çünkü çiçek aşısı olmuş durumdayız.  Çiçek aşısı bir noktaya kadar koruyabilir. %100 değil ama koruyucu olduğunu söyleyebiliriz. 50 yaş altındaki insanlarda bulaş gerçekten söz konusu olabilir. Zaten daha önceki salgında da daha çok 30-40 yaşlarındaki insanlar etkilenmişti. Türkiye'de 2022 salgınında resmi rakamlara göre 12 kişi bildirildi uluslararası örgütlere. Bu rakam biraz daha yüksek olabilir belki. Fakat diyelim yüzlerce olsun yani 100-200, bunlar çok yüksek rakamlar sayılmaz büyük bir ülke için. Bunun için de Türkiye'ye dışarıdan gelecektir tabii ki ilk vakalarımız. Yani Avrupalı turistler ya da turistlerden de çok bizim gurbetçilerimiz dediğimiz yani yazın buraya gelenlerden bulaşabilir."

"Turistik bölgelerde çalışanlarda..."

Büyük bir salgın beklemediğini belirten Ergönül şunları söyledi:

"Ben büyük bir salgın beklemiyorum açıkçası.  Yani Covid'te olduğu gibi pandemiye dönüşen, bütün herkesi etkileyecek bir salgın beklemiyoruz ama turistik bölgelerde çalışanlarda akrabaları vesaire olan kimseler, özellikle dışarıdan gelen kimselerin ellerinde bu tür lezyonlar varsa onlar risk altında olacaklardır.Deriden geçeceği için yine çok yakın temasta bulaşabilir. Yani sonuç olarak sınırlı kalacaktır. Türkiye'de yüzlerce vaka belki olabilir ama bu noktada sınırlı kalacağını düşünüyoruz. Ama şunu söyleyeyim hemen. Bu konuda, özellikle tıp konusunda, hiçbir zaman kesin hüküm verilemez. Bunu da büyük bir temkinlilikle söylüyorum ama şu anda öngörümüz yüksek, geniş yayılımlı bir salgın olacağını düşünmüyoruz."

"Bir kişi ancak belki bir kişiye bulaştırabilir"

"Mesela koronavirüsün boyutları çok yüksektir. Türkiye'de diyelim 85 milyonun rahatlıkla 50 60 milyonu enfekte olmuştur. Zaten 100.000 kişi de ölmüştür sonuçta toplam rakam olarak bakarsak. Oysa burada böyle bir rakama ulaşması kolay değil. Çünkü solunum yoluyla geçmiyor. Orada solunum yolu geçtiği için bir kişi ortalama olarak 2-3 kişiye geçirebiliyordu özellikle kapalı ortamlarda. Bu çok büyük bir hız. O bulaşan kişilerin de bulaştırdığını düşünürseniz bazen geometrik bir artış olabiliyordukapalı ortamlarda. Şimdi ise böyle bir geometrik bir artış olacağını düşünmüyoruz. Bulaştırma katsayısı dediğimiz hesapladığımız bir rakam birin altında olacaktır. Yani bir kişi ancak belki bir kişiye ortalama bulaştırabilir. Dolayısıyla büyük bir salgın olacağını beklemiyoruz."

"Sosyal yaşam kesintiye uğramamalı"

El yıkamanın önemine dikkat çeken Ergönül şunları kaydetti:

"Bence hiç bir şekilde uçuşlar yada sosyal yaşam kesintiye uğramamalı. Fakat bizler hakikaten el yıkamaya daha da çok dikkat etmeliyiz bu süreçte. Örneğin toplu tuvaletler, lokantalar, ortak kullanım alanları olan yerlerde temasımız varsa el yıkamaya çok dikkat etmeliyiz. Fakat bu genel hijyen kuralı aslında. Bu genel hijyen kurallarının bir kat daha arttırmalıyız. Dikkatlice ellerimizi yıkamalıyız. Hele hele uluslararası havalimanlarında işte. Yurt dışına giden insanlar buna dikkat etmeli, genel hijyen kurallarına dikkatle uymalılar. Gittikleri kaldıkları yerlerde de bunları aynen sürdürmeliler."

"Hijyen sağlandığı ölçüde kişiler hayatlarını kaybetmezler"

Ergönül, "Maymun çiçeği virüsü ölümcül bir risk taşıyor mu?" sorusunu şöyle cevaplandırdı:

"Afrika'da sosyo-ekonomik koşulların düşük olması, hijyen koşullarının çok kötü olması nedeniyle bu kişiler çok hızlı bir şekilde kaybedildiler. Dolayısıyla hijyen koşulları sağlamsa bir organı tutması söz konusu değil, iç organlarımızı diyelim. O nedenle bir kayıp olamaz ama Covid'i hatırlarsak akciğerleri vuruyordu. Akciğerleri vurduğu için Covid'in yarattığı bağışıklık sistemi kişiler akciğer yetmezliğinden kaybediliyordu, nefes alamıyordu. Burada öyle bir durum söz konusu değil. Ya da kanamalı ateşlerde karaciğeri vuruyor. Dikkat ederseniz ikisine de bir iç organ var ama burada böyle bir iç organ durumu yok. Deri yüzeyiyde sınırlı. Dolayısıyla hijyen sağlandığı ölçüde kişiler hayatlarını kaybetmezler."

"Dünyanın kabul ettiği özel bir ilacı yok"

Ergönül son olarak şunları kaydetti:

"Tedavi bazı ülkelerde var. Örneğin ABD bu tedavinin çıktığı ülke olmasına rağmen bunu onaylamadı. Türkiye'de yok bu ilaç.  Bazı ilaçlar yine kullanılabiliyor. Çok etkin, çok karar verilmiş, dünyanın kabul ettiği bir antiviral özel bir ilaç yok. Aşı çalışmaları var ama Türkiye için herkes aşılanmalı ya da belli kesimler aşılanmalı diyeceğimiz bir durum yok şu anda."