Derviş Zaim'in 2020 yapımı "Flaşbellek" filminde de başrolde yer alan Filistinli oyuncu Saleh Bakri, Doha Film Enstitüsü (DFI) tarafından düzenlenen 12. Ajyal Film Festivali'ne konuk oldu.
Oyunculuk kariyerinde özellikle bağımsız yapımlarda ve sosyal, politik temalar işleyen filmlerdeki performansıyla uluslararası bir üne sahip Bakri, Filistin'in şu anki durumunda film çekmenin zorluklarını anlattı.
Saleh Bakri, Filistinlilerin "nostalji" hastalığına tutulduğunu belirterek, "Çünkü ülkemizi, toprağımızı kaybettik. Toprağımız Siyonist rejim tarafından işgal edilmiş durumda ve geri dönmemize izin verilmiyor. Filistin içinde de parçalanmış bir haldeyiz; Gazze, Batı Şeria ve bugün İsrail olan, 1948'den bu yana tarihi Filistin toprakları şeklinde üçe ayrıldık." değerlendirmesinde bulundu.
Kendi topraklarında özgür hareket edemediklerini ve birbirleriyle iletişim kuramadıklarını vurgulayan Bakri, "Sanatçılar olarak birlikte bir şeyler yapamıyor, bir araya gelemiyor, birlikte üretemiyor, gelişemiyoruz. Bir araya gelmezseniz gelişemezsiniz." ifadelerini kullandı.
"Sinema, geri dönme hayalimizi sürdürmemiz açısından çok önemli"
Bakri, 5 milyondan fazla Filistinlinin mülteci kamplarında yaşam mücadelesi verdiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Mesele sadece mültecilerin vatanlarına geri dönmesiyle ilgili değil. Onlara hiçbir yere uçma izni bile verilmiyor. Hiçbir yere gitmelerine izin verilmiyor. Pasaportları yok. 76 yıldır aynı yerde sıkışıp kalmış durumdalar. Peki, sinema bu durumda ne yapıyor? Daha önce de söylediğim gibi, Filistinliler nostaljik bir hale geldi. Nostalji bir hastalığa dönüştü. Çünkü yerinden edilmiş durumdalar. Sürekli bir şeyleri özlüyoruz. İnsanların vatanlarına dönmesini, Filistin'in eski halini, bir araya gelebilmeyi özlüyoruz. Filistin'in içinde ya da dışında, ister mülteci kamplarında ister diasporada olalım, hepimiz vatanımıza dönmeyi, birbirimize kavuşmayı özlüyoruz."
Filistin'in içinde bulunduğu ortamda sinemanın rolüne de değinen Bakri, "Evet, sinema sayesinde tüm dünya Filistin'de yaşananları görmüş oluyor. Bunu çok önemsiyorum ama çektiğimiz filmler aynı zamanda, vatanlarına dönmelerine izin verilmeyen Filistinlilerin kendi vatanlarını görmelerine ve nereden geldiklerini hatırlamaya olanak sağlıyor. Filmlerde, kendi dillerini, şivelerini, alışkanlıklarını, ağaçlarını, kayalarını, denizlerini görebiliyorlar. Filistinliler olarak, kimliğimizi korumamız, geri dönme hayalimizi sürdürmemiz ve hayatımızı yeniden inşa etmemiz açısından bu çok önemli." diye konuştu.
Oyuncu Bakri, işgal altındaki insanların yapması gereken en doğal şeyin işgale direnmek olduğuna işaret ederek, "Bir işgal altındaysanız ya da herhangi bir adaletsizliğe maruz kalıyorsanız, doğal olan tepki buna karşı direnmek olacaktır. Eğer işgale direnmezseniz ya hastalanır ya kimliğinizi kaybeder ya da insan onurunun tüm anlamlarını yitirirsiniz." dedi.
"Filistin için savaşın, asla durmayın, asla vazgeçmeyin"
Sanatı bir direniş biçimi olarak tanımlayan Bakri, 1948'ten beri Filistin'de süregelen durumda, mücadele biçimi olarak sanatı seçtiklerini söyledi.
"Sanatta ve kültürde yaptığımız şey, hayatın anlamlı yönlerini aydınlatmaktır." diyen Bakri, özgür olana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini dile getirdi.
Saleh Bakri, dünyanın her yerindeki Filistinlilere seslenerek, "Sesinizi yükseltmeye devam edin. Filistin'in özgürlüğü, kendi özgürlüğünüz için savaşmaya devam edin. Eğer bir diktatörlükle ya da özgürlük kısıtlamasıyla karşı karşıyaysanız, buna karşı savaşın. Filistin için savaşın, asla durmayın. Asla vazgeçmeyin." tavsiyesinde bulundu.