Yi Mu

Xi Jinping, Çin ordusunun Makao’daki birliğini denetledi Xi Jinping, Çin ordusunun Makao’daki birliğini denetledi

23 Ekim 2024 tarihinde 16. BRICS Zirvesi Rusya’nın Kazan kentinde gerçekleşti. BRICS’e yeni üyelerin katılması ardından ilk kez düzenlenen zirvede, üye ülkelerinin liderleri yeni bazı ülkeleri BRICS ortağı olarak davet etmeyi kararlaştırdı. Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in zirvede yaptığı konuşmada, “Barışçıl BRICS”, “Yenilikçi BRICS”, “Yeşil BRICS”, “Adil BRICS” ve “Beşeri BRICS” olmak üzere 5 alanda Çin’in yaklaşımı ve tavrını açıkladı. Cumhurbaşkanı Xi’nin açıklamaları, dünyanın hızla değişen gelişmeleri zemininde farklı bir ses oldu; Çin’in insanlık için ortak kader topluluğunun inşasını hızlandırmasının esas anlamını gösterdi ve BRICS, hatta bütün dünyanın dayanışma, istikrar ve kalkınmaya yönelik ortak taleplerine karşılık verdi.

Barış ve istikrar, şu an uluslararası kamuoyunun en acil talebi olarak, BRICS’in çaba sarf ettiği önemli bir konudur. Bazı ülkelerin sadece gelişmeleri izlemesi hatta ateşe körükle gitmesinden ziyade, Çin gibi BRICS ülkeleri en başından beri Filistin-İsrail çatışması ve Lübnan ile İsrail arasındaki gelişmelerine tavır alarak, ilgili tarafların derhal ateşkes uygulaması için çağrılarda bulundu.

Bunun yanında Filistin’in Birleşmiş Milletler’in resmi üyesi olmasına, uluslararası kamuoyunun daha geniş barış toplantıları düzenlemesine destek verdi ve ilgili taraflar üzerinde direkt etki yaratabilecek büyük ülkelere gerekli sorumlulukları yerine getirmesi ve ateşkesin sağlanması için çağrılar yaptı.

Çin birkaç kez Filistin’deki çeşitli gruplar arasında diyalog kurulması için müzakere süreçlerini yönlendirip Filistin’in ulusal dayanışmasını pekiştirmesini teşvik ederek, Filistin-İsrail sorununun siyasi çözümü için zeminin hazırlanmasını sağlamaya çalıştı.

Yine Ukrayna krizinde Çin, Brezilya, Mısır gibi BRICS üyesi ülkeler ile 10’dan fazla Küresel Güney ülkesi “Ukrayna’da Barış için Dostluk Grubu”nu kurdu ve BM’de bakanlar toplantısı düzenledi. Bu toplantıda barış, güvenlik ve istikrarın gerekliliğini ifade eden Çin, bütün uluslararası çatışmaların barışçıl yolla çözülmesinin önemine vurgu yaptı.

Bu önemli iki adım, başta BRICS olmak üzere Küresel Güney ülkelerin uluslararası meselelerdeki farklı yaklaşımlarını yansıtıyor. Küresel Güney ülkeleri açık ve net olarak barış yanlısı sesler çıkarıyor ve böylece uluslararası kamuoyunun barış ve istikrarı koruma gücüne güç katıyor.

Kalkınma ve refah, günümüzde tüm ülkelerin ortak beklentisi ve BRICS’in de ana görevidir. Bilim ve teknolojinin hızla geliştiği bugünlerde, her geçen gün artan örnekler, kalkınmada öne çıkmanın yolunun inovasyon gücünü yükseltmekten geçtiğini gösteriyor.

BRICS’in temsil ettiği Küresel Güney ülkeleri, dayanışma ve işbirliğini güçlendirerek, inovasyonu hızlandırmaya, bilim ve teknoloji reformu ile endüstri devrimine uygun, yeni ve kaliteli üretim gücünü yetiştirmeye ve böylece yüksek kaliteli gelişmeyi gerçekleştirmeye çalışıyor

BRICS Derin Deniz Kaynakları Uluslararası Araştırmalar Merkezi ve BRICS Dijital Endüstri Ekoloji İşbirliği Ağı’nın kuruluşunu ilan etmekten, BRICS ülkeleriyle yeşil endüstri, temiz enerji ve yeşil madencilik sektörü vb. konularda işbirliğini geliştirmeye; Yine BRICS’in matematik eğitim yetenekleri inşa planını gerçekleştirmekten, gelecek beş yılda BRICS ülkelerinde 10 yurtdışı öğrenim merkezini kurma taahhüdüne kadar Çin, kalkınmaya yönelik olarak, hep uluslararası işbirliğini hızlandırmaya çalışıyor.

Çin’in aldığı bir dizi tedbirle BRICS ülkeleri ile her alanda somut işbirliğini daha da derinleştirecek ve böylece BRICS işbirliği ve ortak kazanç yolunda daha da ilerleme kaydedecektir.

BRICS zirvesinde çıkarılan barış sesi, kalkınma sesi ve adalet sesi çeşitli tarafların ilgisini çekti.

BRICS mekanizması uluslararası kamuoyuyla, özellikle Küresel Güneyle, eşit, düzenli, çok taraflı, kapsayıcı ve faydalı bir küreselleşme ve dünyanın sürdürülebilir kalkınmasını hızlandırmayı arzu ediyor.

İnanıyoruz ki, üye ülkelerinin ortak çabasıyla, BRICS işbirliğinin gelişmesi daha kaliteli, daha canlı ve daha güçlü olacak.

Ve, insanlık için ortak kader topluluğunun inşa edilmesine daha büyük katkı sağlayacak.