Çin

Çin ekonomisi neden başarılı oldu: Mucize değil nedenleri var

Çin 45 yıl önce reform ve dışa açılma politikasını ilan ederek yeni bir ekonomik yönelimi ilan etti. Geçen süre zarfında Çin’in reform ve dışa açılma politikası ile sadece halkın gelir düzeyini artırmakla kalmadı ama aynı zamanda küresel büyümenin motoru haline geldi. Dr. Altay Atlı, reform ve dışa açılma sürecini ve Çin’in ekonomisin mevcut tartışma başlıkları değerlendirdi

Gökhun Göçmen

Çin’de 1978 yılında ilan edilen reform ve dışa açılma politikasının üzerinden 45 yıl geçti. Çin ilan ettiği bu politika aracılığı ile görece kısa zamanda tarihte eşine az rastlanır bir başarıya imza attı. 1978 yılında Çin’de Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) 1978 yılında 149,54 milyar dolar hesaplanırken bu rakam 2022 yılına gelindiğinde 18 trilyon dolar olarak kayıtlara geçti. Beijing yönetimi aradan geçen zaman içerisinde sadece 800 milyon insanı yoksulluktan kurtarırken 1978’de kentsel alanda kişi başına harcanabilir gelir 343 yuandan 2022’de 36 bin 883 yuana sıçradı.

Reform ve dışa açılma politikası sadece sıradan insanların hayatını değiştirmekle kalmadı aynı zamanda Çin’i de küresel büyümenin motoru haline getirdi. Küresel GSYİH’nın yüzde 18,6’sını teşkil eden Çin 1978’de aldığı karar uyarınca yıllık yüzde 9’un üzerinde büyüdü.

POTANSİYELİ AÇIĞA ÇIKARAN BİR POLİTİKA

Çin’i küresel ekonominin çeperlerinden merkeze konumlandıran politikalar ve sonuçları birçok uzman tarafından “mucize” olarak adlandırılmasına karşın CGTN Türk’e konuşan Dr. Altay Atlı için “bu bir mucize değil çünkü bu atılımın nedenleri bulunuyor.”

Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından taşıdığı potansiyele dikkat çeken Dr. Atlı, reform ve dışa açılmanın bu potansiyeli açığa çıkardığını söyledi. Atlı “1949’da kurulan Çin Halk Cumhuriyeti’nde tarım alanında gelişmeler vardı buna ek olarak sanayide de ilerleme yok diyemeyiz. Buna karşın 1970’lere gelindiğinde dünya da değişiyor, Çin de nüfus da büyüyordu. O zaman alınan bir karardı reform ve dışa açılma.” diye konuştu.

EKONOMİNİN ÇERÇEVESİ KALKINMACI YAKLAŞIM

Reform ve dışa açılmanın çoğunlukla ekonominin tam liberalleşmesi olarak okunduğunun ancak bunun doğru bir varsayım olmadığının altını çizen Atlı “Topyekün bir liberalleşme değil bu. Politikalar kademeli, pragmatik ve ihtiyaçlar ölçüsünde hayata geçirildi. Ekonominin kendi içindeki dinamikleri devletin kalkınmacı rolünün çerçevesi içinde serbest bırakıldı. Dolayısıyla burada siyah-beyaz gibi ayrım yok.” İfadelerini kullandı.

Beijing yönetiminin Batı’da ekonomi konusunda reçete istemediği yönündeki tespite katılan Dr. Altay Atlı “Çin bambaşka koşullara sahip ‘nev-i şahsına münhasır’ bir devlet. Bu kadar büyük bir ülkeye kimden nasıl bir yol çizmesi istenebilir?” diye sordu. Türkiye’de geçmişte “Çin modeli” tartışmalarını anımsatan Dr. Altay Atlı bunun da doğru olmadığını her ülkenin diğer ülkelerin tecrübelerini incelenmesi ancak kendi ulusal koşullarına göre yol haritası çizmesi gerektiğini söyledi.

Gökhun Göçmen’in hazırlayıp sunduğu Dr. Altay Atlı’nın katıldığı “CGTN Türk Özel” yayınını takipçilerimizin dikkatine sunuyoruz:

https://www.youtube.com/watch?v=_848WcKDiZc

ü

Diğer Çin haberleri için tıklayınız: http://cgtnturk.com/?p=382547&preview=true