Dış Haberler Servisi

Papa Francis, istismar dosyalarının varlığını ilk kez açıkladı Papa Francis, istismar dosyalarının varlığını ilk kez açıkladı

Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı özel operasyondan neredeyse üç yıl sonra, Doğu Avrupa’da yeni bir enerji krizi gelişiyor ve bu kriz yeterince dikkat çekmiyor. Bu ay, Moldova’nın ayrılıkçı Transdinyester bölgesi, Rus gazı almayı durdurdu. Bu durum, Moldova’nın geri kalanını etkiliyor ve potansiyel olarak Doğu Avrupa genelinde daha geniş bir etki yaratabilir.

Ukrayna savaşına rağmen, Gazprom’un Ukrayna üzerinden Doğu Avrupa’ya doğalgaz göndermeye devam etmesi dikkat çekiciydi. Bu gazın çoğu Macaristan, Slovakya ve Avusturya’ya giderken, bir kısmı da Moldova’nın Transdinyester bölgesine ulaştı.

Ukrayna’nın, savaş koşullarında bile, Rus gazının kendi topraklarından transit geçmesine izin vermesinin ekonomik nedenleri vardı. Gazprom’dan alınan transit ücretleri, Ukrayna’nın savaşla harap olmuş ekonomisi için önemli bir gelir kaynağıydı.

2024 yılının sonunda sona eren bu transit anlaşmasının ise Ukrayna tarafından yenilenmeyeceği açıklandı. Bu karar, 2025 yılı için Doğu Avrupa’da bir enerji krizinin habercisi oldu. Azerbaycan’ın Ukrayna’nın gaz boru hatlarını kullanarak Avrupa’ya enerji sağlaması için yürütülen müzakereler ise sonuçsuz kaldı. Aralık ayında, Moldova ve Transdinyester’de olağanüstü hâl ilan edildi ve enerji krizi baş göstermeye başladı.

Moldova, Rus gazına doğrudan bağımlılığını sonlandırmış olsa da dolaylı bağımlılık hâlâ devam ediyor. Transdinyester, Ukrayna üzerinden ücretsiz olarak sağlanan Rus gazını kullanarak elektrik üretiyor ve bu elektriği hem bölge içinde düşük fiyatlarla hem de Moldova’nın geri kalanına daha yüksek fiyatlarla satıyordu.

Bölgesel elektrik şebekesinin Sovyet döneminden kalma yapısı nedeniyle, Romanya’dan sağlanan elektrik bile Ukrayna ve Transdinyester üzerinden geçerek Moldova’ya ulaşıyor. Moldova, bu durumu aşmak için Romanya ile doğrudan modern enerji hatları inşa ediyor ancak bu projelerin tamamlanması yıl sonunu bulacak.

Bu arada, Transdinyester’de kömür rezervlerinin Şubat sonuna kadar yeteceği belirtiliyor. Bölge, şu anda sadece kendi ihtiyaçlarını karşılayacak kadar elektrik üretiyor ve Moldova’nın geri kalanına enerji sağlamıyor.

Avrupa’nın Doğu’daki enerji krizine yeterince dikkat göstermemesi, kıta genelindeki enerji politikalarının bir kez daha sorgulanmasına neden oluyor. Moldova ve Transdinyester’deki durum, Batı’nın Rusya’ya karşı uyguladığı yaptırımların ve enerji bağımsızlığı stratejilerinin, yalnızca hükümetleri değil, halkları da mağdur ettiğini ortaya koyuyor. Batı, enerji güvenliğini sağlamak adına daha kapsayıcı ve dayanışmacı bir yaklaşım benimsemek yerine, kendi halklarını giderek artan enerji maliyetlerine ve belirsiz bir geleceğe mahkûm ediyor. Avrupa’nın enerji politikaları, halklarının refahını ikinci plana atan, jeopolitik hesaplarla şekillenen bir yaklaşım olmaktan öteye gitmek zorunda. Bu durum, sadece Doğu Avrupa için değil, tüm Avrupa için sürdürülebilir ve adil bir enerji politikası ihtiyacını bir kez daha gözler önüne seriyor.