İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun, 2025'te geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamındaki üçüncü toplantısında da bir rakam açıklanmadı.
Toplantıda, işveren tarafını Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), işçi tarafını ise en fazla üyeye sahip konfederasyon olduğu için TÜRK-İŞ temsil etti.
İlk toplantısını 10 Aralık'ta, ikinci toplantısını 16 Aralık'ta yapan Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda bir rakamın gündeme gelmediği üçüncü toplantı sonrası TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, komisyonda bulunan asgari ücretli 4 çalışan ile birlikte basın toplantısı düzenledi.
Atalay, 4 asgari ücretlinin imzaladığı asgari ücret talebinin bulunduğu zarfı açarak okudu. Atalay, "Türk-İş Başkanlar Kurulu olarak, Asgari Ücret Tespit Komisyonuna önerimiz asgari ücretin yüzde 45 enflasyon oranı üzerine refah payı eklenerek zam yapılmasıdır. Yüzde 20 refah payı eklenmesi durumunda asgari ücret 29 bin 583 TL olmaktadır" ifadelerini kullandı.
Komisyonda görevli gazeteci Sezer Özseven, toplantılarda konuşulan ayrıntılarla ilgili CGTN Türk'e konuştu.
İşverenlerin bir rakam vermediğini söyleyen Özseven, "Kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğuyla ve süreç çok uzadığı için rakamı açıklamak durumunda kaldık." dedi.
Özseven, sürecin başlangıcından itibaren yaşananlar şu şekilde aktardı:
"İlk toplantı tanışma toplantısı gibiydi. O toplantıda rakam konuşulmasını beklemiyorduk. Ama biz ilk toplantıda diğer toplantılara rakamla gelinmesini söyledik.
İkinci toplantıda raporlar sunuldu. Türkiye İstatistik Kurumu, Maliye Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı verileri sunuldu. Bunlar üzerine değerlendirmeler yapıldı. Biz de "Ekonomimiz büyüdü, o zaman bundan işçiye de pay verin. Enflasyon verileri artmış, yüzde 45 olduğu söyleniyor ama bazı kalemlerde yüzde 100'ün üzerinde enflasyon var. Bu kalemler barınma, ısınma, gıda gibi temel kalemler." dedik. İkinci toplantıda bu veriler değerlendirilerek hükümetten ve işverenden bir rakam beklediğimizi belirttik. Ancak ikinci toplantıda da bir rakam konuşulmadı.
"Hükümetin hakem rolüne büründüğü bir tavır vardı"
Üçüncü toplantı olağanüstü bir toplantıydı. Önümüzdeki hafta yapılacak denilen toplantı bir anda öne çekildi. Biz de bir rakam gelecek diye düşündük. Bu toplantıda da bir rakam gelmedi. Daha çok hükümetin hakem rolüne büründüğü bir tavır vardı. Hükümet, "İşçi ve işveren rakam konusunda girişken olabilir, rakam verin, biz burada hakemiz." dedi.
İşveren tarafı da "Biz rakam vermeyiz, daha önce de vermedik. İşçi rakam versin" ifadelerini kullandı. İşçi her yerde konuşuyor, kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğunu üzerinde hissediyor. O yüzden işçi temsilcisi olarak biz çıkıp konuşuyoruz. İşveren tarafı rakam belirtme sorumluluğunu hissetmiyor.
Sonuç olarak bu toplantılarda genel değerlendirmeler ve temenniler dışında bir şey konuşulmadı. Son toplantının da herhangi bir çözüm getirmemesi üzerine, TÜRK-İŞ kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğuyla ücret beklentisini açıklama kararma aldı.
"Rakamı işçiler belirledi"
Rakam 29 bin 583 TL olarak açıklandı. Bu rakamı işçiler belirledi. TÜRK-İŞ'in bu konuda herhangi bir yönlendirmesi olmadı. Genel Başkan Ergün Atalay'a rakamı toplantıdan önce söyleyelim dedik ama o, 'Bana söylemeyin, basın toplantısında ilan edeceğiz' dedi ve rakamı ilk defa orada gördü.”