Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi (CSIS) isimli düşünce kuruluşu yayınladığı son raporda Çin’in Hint Okyanusu’ndaki bilimsel çalışmalarını hedefe koydu. Çin’in bölgedeki araştırma gemilerinden gelen bilgilerin askeri amaçlarla kullanılabileceği yönündeki raporun zamanlaması dikkat çekti. Raporda Çin’in mavi suların altına ilişkin elde edeceği bilgileri denizaltıları için kullanabileceği öne sürüldü.
Soğuk Savaş döneminde kurulan ve halen ABD’li askeri yetkililerin araştırmacı olarak görev yapabildiği, ABD Savunma Bakanlığı ile ilişkisini gizlemeyen düşünce kuruluşunun raporuna Batılı yayınlar da ilgi gösterdi.
Çin bölge ülkelerini davet etti
Çin’in hafta içinde bölge ülkesi olan Maldivler ile ilişkilerini üst seviyeye taşımasına paralel olarak servis edilen raporların hedefinde “Çin tehdidi” anlatısını yaymak bulunuyor. Buna karşılık Çin’in bilimsel araştırma gemilerinin bölgede ilk kez bulunmadığı ve gerçekleştirdiği faaliyetlerin niteliği uluslararası kamuoyu tarafından biliniyor.
İklim değişikliği, su seviyelerinin değişimi, denizaltındaki eko sisteme dair gelişmeleri derleyen Çin araştırmaların öncesinde hedefleri ve sonrasında ise elde edilen sonuçları paylaşıyor. Bununla yetinmeyen Beijing yönetimi Sri Lanka, Maynamar, Tayland ve Bangladeş gibi ülkeleri ortak araştırma faaliyetlerine davet ediyor.
Hint Okyanusu’ndaki bilimsel araştırmaları “işgal amaçlı” olarak etiketlemek isteyen Batılı ülkelerin bölgeyi geçmişten bu yana askeri bir üs olarak görmesi ise sürpriz sayılmamalı. Zira Hint Okyanusu'nun tam ortasında yer alan ve sadece askeri araçlarla ulaşılabilen Diego Garcia Üssü, Soğuk Savaş'tan günümüze çok sayıda ABD operasyonunun parçası oldu. ABD’nin bu bölgeyi askeri üs haline getirmek için halkı zorla evlerinden çıkarması ise tarihin utanç sayfalarında yerini aldı.
ABD’nin kara sicili: Utanç Adası
Diego Garcia Üssü, Amerikalı Antropolog Prof. David Vine'ın yazdığı "The Island of Shame" (Utanç Adası) adlı kitaba da konu oldu. Vine, bir antropolog gözüyle ABD ve İngiltere'nin zoruyla 1967-73 yılları arasında evlerinden koparılan Chagosluların yaşadıklarını ve yurtlarına geri dönmek için verdikleri mücadeleyi anlattı. Adada ayrıca CIA'ye ait gizli bir hapishane bulunduğu ihtimalini yazan Vine, buraya getirilen terör şüphelilerinin işkenceyle sorgulanabileceğini ileri sürdü.
İngiltere, adayı ABD'ye kiralamak için yerli halkı zorla çıkardığında, dünyanın tepkisini çekmemek için adada sadece geçici süre yaşayanlar olduğu yönünde yalanlar söyledi. Bununla kalmayan İngiliz sömürgeciler, resmi kayıtlarda yerlilerden "Tarzan ve köle" olarak bahsetti. Chagosluların durumu, Avustralyalı gazeteci John Pilger'in çektiği "Çalınan bir ulus" adlı belgesel filmde de konu edildi. Pilger, tüm dünyayı, ekonomik ve askeri olarak güçlü devletlerin, küçük ülkelerin halklarını zorla yerinden etmelerine karşı koymaya çağırdı
Diğer Çin haberleri için tıklayınız.
