Kamuoyunu manipüle ederek Çin’i karalamayı hedefleyen bu adım, ABD’nin dezenformasyon üreten ve yayan bir ülke olduğunu yeniden kanıtlarken, uluslararası ilişkiler ve uluslararası toplum üzerinde menfi tesirlere yol açtı.
Söz konusu yasa tasarısında Çin’deki siyasi sistemi eleştiren demode ifadelerin yanı sıra, ABD tarafının sıkça kullanmayı tercih ettiği iddialar bulunuyor. Bu iddialar arasında Çin’in ABD’nin ulusal ve ekonomik güvenliğine zarar verdiği, uluslararası düzeni bozduğu gibi iddialar da yer aldı. Çin’in Kuşak ve Yol İnisiyatifi de Washington’un karalamalarının bir başka odağı oldu. Yasa tasarısı, ABD’nin finans desteği sağladığı birey ve kuruluşları bu inisiyatifi karalamak için yalanlar uydurmaya veya dezenformasyon yaymaya teşvik ediyor.
Günümüzde, Amerikan toplumundaki ihtilaf ve çelişkiler şiddetlenirken, halkın memnuniyetsizliği giderek artıyor. Bu nedenle hem Demokrat Parti hem de Cumhuriyetçi Parti Çin’i hedef alarak, sözde “Çin tehdidi” provokasyonuna başvurmak ve Çin’e karşı sert bir tutum sergilemek suretiyle ABD kamuoyuna ülke içindeki sorunları unutturmaya, toplumun ilgisini başka bir yöne çevirmeye ve bu sayede oylarını artırmaya çalışıyor.
ABD’li bazı siyasetçiler, kendi çıkarları için Çin’i karalamak, hatta şeytanlaştırmak için tüm imkânlarını kullanmaya başladı. Bu siyasetçiler, ABD halkı arasında Çin’e yönelik düşmanlık tohumları ekmeye, Çin ve ABD arasındaki karşılıklı iş birliğini bozmaya teşebbüs ediyor. Gelgelelim bu karalamalar ve siyasi baskılar, ABD’nin mevcut sorunlarını çözemeyeceği gibi, Çin’in kalkınmasını da engelleyemeyecek. Bu iftiralar, Çin-ABD ikili ilişkilerine zarar verecek ve ABD’nin ulusal çıkarlarını da Amerikan halkının çıkarlarını da zedeleyecek, küresel barış ve istikrara tehditler getirecek. Bazı ABD’li siyasetçilerin Çin’i karalamak için 1 milyar 600 milyon dolar tutarında harcama yapmayı planlamasının hiçbir sonuç vermeyeceğine şüphe yok.
Liu Barış
