Cao Beidan
5 bin yıllık medeni birikime sahip Çin halkı, öteden beri uyuma büyük önem veriyor. Çin Halk Cumhuriyeti kuruluşundan beri geçen 75 yılda bağımsız-barışçı dış politikaya ve “Barış içinde bir arada yaşamanın 5 ilkesine” bağlı kalarak, dünya barışının inşacısı, küresel kalkınmanın katkıcısı ve uluslararası düzenin koruyucusu olmak amacıyla barışçıl kalkınma sağlayan bir modernleşme yolunu izliyor.
Günümüz dünyasında jeopolitik çatışmalar tırmanıyor, kalkınma açığı büyüyor, uluslararası düzen baskılarla karşı karşıya. “Ne gibi bir dünya ve bu dünyanın nasıl inşa edilmesi” meselesine karşı Çin, insanlığın kader ortaklığının tesisini teklif etti. Brezilya eski devlet başkanı Dilma Rousseff, bu kavramın “Barış içinde bir arada yaşamanın 5 ilkesinin” devamı olarak, farklı ülkeler arasında karşılıklı saygı ve ortak kalkınmanın gerçekleştirilmesine kılavuzluk ettiğini belirtmişti.
Rousseff’in değerlendirmesi, Çin’in dünyayla kader paylaşımı yapmasında önemli rol oynayan unsurun Çin’in daima dünya barışının inşacısı olduğuna işaret ediyor. Çin, 75 yıldır kendiliğinden bir savaş veya çatışmayı başlatmadı, başka bir ülkenin bir karış toprağını işgal etmedi. Çin, uluslararası sıcak meseleleri çözme sürecine aktif şekilde katıldı, Suudi Arabistan ile İran arasında diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmasından Filistinli taraflar arasındaki uzlaşıya, Ukrayna krizinin siyasi yollarla çözülme sürecini teşvik etmeden Myanmar’daki tarafların barış müzakereleri yapmalarını sağlamaya kadar... Dünya barışı için elinden geleni yapan Çin, BM Güvenlik Konseyi’nin en çok barış koruma gücünü gönderen üyesi ülkedir.
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping 2022 yılında Küresel Güvenlik İnisiyatifi’ni ortaya koydu. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Çin’in barışçıl kalkınmasının insanlık tarihinde yüce bir dava olarak nitelendirdi, tüm insanlığın barış ve kalkınmasına yararlı olacağını savundu.
Çin, küresel kalkınmaya katkı sağlamak için büyük çabalar harcıyor. Bu yılın Çin-Afrika İşbirliği Forumu’nun arifesinde Güney Afrika, Zimbabve, Sierre Leone dahil birçok Afrika devletinin liderleri Çin’in farklı bölgelerini ziyaret etti ve Çin tarzı modernleşmeye tanıklık ettiler.
Çin’in başlattığı Kuşak ve Yol girişimi, dünyanın ortak kalkınmasına büyük güç enjekte ediyor. 10 yıldan fazla süredir Çin, 150’den fazla ülke ve 32 uluslararası örgütle işbirliği belgesi imzaladı, 3 binden fazla iş birliği projesi oluşturuldu, 1 trilyon dolardan fazla yatırım sağlandı. ABD’li uzman Robert Kuhn, “Bin yıl sonra tarihçiler Kuşak ve Yol girişimini gözden geçirirken çağın en önemli projelerinden biri olarak listeleyecek.” şeklinde bir yorum yaptı.
2021 yılında Çin, Küresel Kalkınma İnisiyatifi’ni ortaya koydu. Bu inisiyatif, 100’den fazla ülke ve 20’den fazla uluslararası örgütten destek aldı. 82 ülke, Küresel Kalkınma İnisiyatifi Dostları Grubu’na katıldı.
Barışı korumak ve kalkınmayı ilerletmek, adil bir uluslararası düzeni gerektirir. Çin, 1945 yılında Birleşmiş Milletler Tüzüğü’ne imza attı. Son yıllarda bazı ülkeler, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra oluşturulan uluslararası kurallar ve düzeni bozuyor. Çin ise kararlılıkla bunu savunuyor: Dünyada tek bir sistem var, bu sistem BM merkezli bir sistemdir; Dünyada tek bir düzen var, o da uluslararası hukuk temelindeki bir düzendir; Dünyada tek bir takım ilkeler var. Bu ilkeler, BM Tüzüğü, amacı ve ilkelerine dayalıdır.
Çin, çok taraflı platformlarda gelişmekte olan ülkelerin çıkarlarını korumaya özen gösteriyor. BRICS mekanizmasının genişlemesinden Afrika Birliği’nin G20’ye katılmasının desteklenmesi, Asya Yatırım Bankası üyelerinin 110’a kadar artması, Çin-Latin Amerika İşbirliği Forumu ve Çin-Afrika İşbirliği Forumu’nun düzenlenmesine kadar, uluslararası arenada Küresel Güney’in söz hakkı günden güne artıyor.
2023 yılında Çin, Küresel Medeniyet İnisiyatifi’ni ortaya koydu. Farklı medeniyetler arası ilişkiler ve medeniyetlerin gidişatı gibi sorunları cevaplayan bu inisiyatif, küresel medeniyetlerin yönetimine katkı sağlıyor. “Çin halkı, insanlğın ortak kaderini tayin eden tarihi süreçte önemli rol oynayacaktır.” Bu, ABD’li sosyolog Immanuel Maurice Wallerstein’in 20 yıl önce yaptığı bir öngörü. Bugün Çin ile dünya arasındaki etkileşim, Immanuel’in öngörüsünü gerçekleştiriyor.
75 yılda Çin halkı, insanlığın iç içe geçen kader ortaklığı olduğunun farkında. Çin Komünist Partisi 20. Merkez Komitesi 3. Genel Kurul Toplantısı’nda, dış çalışmalarda bağımsız dış politika izlenmesi ve insanlığın kader ortaklığının inşasına vurgu yapıldı. Çin’in barışçı kalkınma yolunu izleme, dünyayla dostluk-işbirliği geliştirme ve dünyanın ortak kalkınmasını teşvik etmedeki kararlılığı değişmeyecek, çünkü Çin buna inanıyor: Dünya iyiyken Çin iyi olur; Çin iyiyken dünya daha iyi olur.