Yellen, ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, ABD ve Çin’in “ikili ekonomik ilişkilerini yönetmek için sorumluluklarını yerine getirmesi” gerektiğini kaydederek, ABD’nin Çin’den “ayrılmayı” düşünmediğine dikkat çekti.
Yellen "sorumluluk" kavramından bahsettiğine göre, "sorumlulukların yerine getirilmesi"nin ne anlama geldiğinin de konuşulması gerekir. Bu, ABD'nin kendi çıkarları doğrultusunda sadece kendi ekonomisinden sorumlu olmakla kalmayıp, her iki tarafın şirketleri ve halkları için daha fazla fayda yaratmayı, karşılıklı yarar ve kazan-kazan anlayışıyla küresel zorlukların üstesinden gelmeyi ve dünya ekonomisine daha fazla katkıda bulunmayı da içerir. ABD, bu sorumlulukları nasıl yerine getirebilir?
Öncelikle, ekonomik ve ticari sorunların siyasileştirilmemesi ve güvenlik bahanesiyle güvensizlik yaratılmaması gerekir. ABD, ulusal güvenlik kavramının genişletilmesinin önlenmemesi durumunda ikili ekonomik ilişkilerin doğru bir yörüngeye oturmasının zor olacağını kabul etmeli.
Bunun temelinde, iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari iş birliği, ekonominin ve piyasanın kurallarına uygun olmalı. Yellen'in ziyareti sırasında iki taraf, Çin-ABD Ekonomi Çalışma Grubu çerçevesinde iki ülkenin ekonomileri ve dünya ekonomisinin dengeli büyümesi üzerine temasların sürdürülmesini, bunun yanı sıra Çin-ABD Finansal Çalışma Grubu çerçevesinde finansal istikrar, sürdürülebilir finans ve kara para aklama ile mücadele gibi konularda temasların yoğunlaştırılmasını kabul etti. Bu anlaşmalar, piyasa kaygılarının azaltılmasına ve piyasa kesinliğinin artırılmasına yardımcı olacak, aynı zamanda iki büyük ekonomi olan Çin ve ABD'nin gerekli sorumluluğu üstlenmesini sağlayacaktır.Yellen, Çin ziyareti sırasında, Çin'in yeni enerji sektöründeki sözde “endüstriyel kapasite fazlası” sorununu da gündeme getirdi. Aslında, bu iddia doğru değildir. Dünya genelinde nitelikli endüstriyel kapasite fazlası bulunmamakta, aksine bir yetersizlik söz konusudur. Çin'in nitelikli endüstriyel kapasitesi, sürekli olarak diğer ülkelerin ihtiyaçlarını da karşılamaktadır. Uzmanlar, yeni enerji alanında Çin'in ABD'ye göre daha fazla nitelikli endüstriyel kapasite sağlaması nedeniyle ABD'nin bu durumu “endüstriyel kapasite fazlası” olarak nitelendirdiğini, bunun da ABD'nin “sadece kendisi zengin olabilir” şeklindeki hegemonik zihniyetini yansıttığını belirtti. Uzmanlar ayrıca, ABD'nin ekonomi kurallarına uygun olarak kendi rekabet gücünü artırması gerektiğini vurguladı.
Yellen, Çin ziyareti sırasında Beijing ve Guangzhou'da yaptığı açıklamalarda, ABD'nin Çin ile ayrışma niyetinde olmadığını tekrarladı. Çin, bu tutumu olumlu karşıladı ve ABD'ye sözlerini somut adımlarla tutma çağrısında bulundu.Bu yıl, Çin ile ABD arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulmasının 45. yıl dönümü. Gerçekler gösteriyor ki, Çin ile ABD arasındaki ekonomik ve ticari iş birliğinin güçlendirilmesi, sadece iki tarafa değil, aynı zamanda dünya ekonomisinin büyümesine de fayda sağlıyor. Çin-ABD ilişkilerinin istikrara kavuştuğu bir dönemde, ABD'nin “sorumluluklarını yerine getirip getiremeyeceği” tüm dünya tarafından izlenecek.
Xu Yanqing