İki bakan mevcut Çin-ABD ilişkileri hakkında görüş alışverişinde bulundu ve her düzeyde iletişimi sürdürme ve iki ülke liderleri arasında daha önce San Francisco’da varılan önemli fikir birliğini hayata geçirme konusunda anlaştılar.
Wang Yi, son üç ayda iki tarafın diplomasi, maliye, finans, kolluk faaliyetleri ve iklim değişikliği ekiplerinin yanı sıra iki ordunun da iletişimi sürdürdüğünü ve iki halk arasındaki temasların arttığını söyledi. Ancak ABD’nin Çin’e engel oluşturma ve baskı yapma girişimlerini durdurmadığına, hatta yoğunlaştırdığına değinen Wang Yi, Çin-ABD ilişkilerinin karşı karşıya olduğu risklerin ve meydan okumaların arttığını belirtti. İkili ilişkilerin istikrara kavuşturulması için halen kritik bir kavşakta olunduğuna işaret eden Bakan Wang Yi, mevcut aşamada ikili ilişkilerin gelişme yönünün sürekli ayarlanması, risklerin kontrol altına alınması, fikir ayrılıklarının uygun şekilde çözülmesi, engellerin kaldırılması ve işbirliğinin ilerletilmesi gerektiğini vurguladı.
Wang Yi, Çin’in ABD’ye yönelik politikasının tutarlı olduğunu, karşılıklı saygı, barış içinde bir arada yaşama ve kazan-kazan iş birliğine bağlı kaldığını belirtti. Wang Yi, ABD tarafının, Başkan Joe Biden’in taahhütlerini ciddiyetle yerine getirmesi ve Çin’e karşı rasyonel ve pragmatik bir politikaya geri dönmesi gerektiğini söyleyerek, iki tarafın Çin-ABD ilişkilerinin istikrarlı, sağlam ve sürdürülebilir gelişimini teşvik etmek için birlikte çalışmaları çağrısında bulundu.
ABD’nin kendi yanlış düşüncesinde ısrar ederek, Çin’i kendi hegemonyacı mantığıyla algıladığına dikkat çeken Wang Yi, “Çin, ABD değil ve ABD olmak da istemez” dedi. Wang Yi, şunları söyledi: “Çin hegemonya yada güç peşinde değil ve dünyada barış ve güvenlik konusunda en iyi sicile sahip. Çin Komünist Partisi (ÇKP) 20. Merkez Komitesi’nin Üçüncü Genel Kurulu’nda reformları daha kapsamlı bir şekilde derinleştirmek ve Çin tarzı modernleşmeyi teşvik etmek için önemli bir karar alındı. Asıl gayemize sadık kalacağız ve halkımız için mutluluk ve ulusumuz için yeniden şahlanış peşinde koşmaya odaklanmaya devam edeceğiz. Barışçıl kalkınma yolunda yürümeye devam edeceğiz ve insanlığın kader ortaklığını inşa edeceğiz. Umarız ABD tarafı, bu karardan ÇKP’yi ve Çin’in bugününü ve geleceğini anlayabilir.”
Wang Yi, Taiwan konusuna değinirken şu ifadeleri kullandı: “Taiwan, Çin’in bir parçasıdır ve geçmişte bir ülke değildi, gelecekte de asla bir ülke olamaz. Sözde ‘Taiwan’ın bağımsızlığı’ Taiwan Boğazı’ndaki barışla bağdaşmaz. ‘Taiwan’ın bağımsızlığı’ yanlısı güçlerin her provokasyonuna kesinlikle karşı koyacağız. Ülkemizin tam birleşme hedefinin gerçekleştirilmesi için yorulmadan çaba harcayacağız.”
Wang Yi, Ren’ai Resifi meselesinin doğruları ve yanlışları üzerine değinirken, Çin’in durumu yönetme konusunda Filipinler ile geçici bir anlaşmaya vardığını ve Filipinler’in sözünü tutması, inşaat malzemeleri göndermekten kaçınması ve ABD’nin de ateşe benzin dökmekten, sorun çıkarmaktan ve denizdeki istikrarı baltalamaktan kaçınması gerektiğini vurguladı.
Wang Yi, Çin’in Ukrayna konusundaki tutumunun açık ve net olduğunu ve barış görüşmelerini teşvik etme konusunda ısrarcı olmaya devam edeceğini söyledi. Wang, Çin’i karalama ve asılsız suçlamalar yöneltme girişimlerine karşı çıktıklarının, baskı ve şantajı kabul etmeyeceklerinin ve kendi temel çıkarlarını ve meşru haklarını korumak için kararlı ve güçlü önlemler alacaklarının altını çizdi.
Blinken, ABD’nin Çin’le ilişkileri istikrara kavuşturmaya aktif şekilde çaba harcadığını, Tek Çin politikasına bağlı kaldığını ve Çin ile düzenli iletişimi sürdürmeyi ve narkotikle mücadele ve yapay zekâ alanlarında işbirliğini sürdürmeyi dört gözle beklediğini söyledi. ABD’li bakan, iki taraf arasındaki farklılıkları yönetmeye ve yanlış anlamalardan ve yanlış hesaplamalardan kaçınmaya hazır olduklarını belirtti.
İki taraf, Gazze ve Kore Yarımadası’ndaki durum ile Birmanya meselesi hakkında da görüş alışverişinde bulundu.