CGTN TÜRK DIŞ HABERLER SERVİSİ
Dünya genelinde kriz bölgelerine dair çalışmaları ile öne çıkan International Crisis Group (Uluslararası Kriz Grubu) son raporunda Ukrayna krizini ele aldı. ABD İstihbarat ve Araştırma Direktörlüğü’nün ardından Türkiye Büyükelçiliği görevinde bulunan Morton I. Abramowitz tarafından kurulan Uluslararası Kriz Grubu, George Soros’un yanı sıra onlarca Batılı resmi kuruluştan aldığı destek ile bir “düşünce kuruluşundan fazlası” izlenimi veriyor.
Uluslararası Kriz Grubu 25 Ekim’de yayınladığı “Ukrayna’da Barış için B Planına Doğru” başlıklı imzasız raporda savaş sahasında ibrenin Rusya’dan yana olduğu vurgulanarak “Ukraynalılar anlıyor ki; bir mucize olmadığı takdirde kaybettikleri toprakları güç yolu ile geri alma ihtimalleri yok.” ifadeleri kullanıldı. Kursk saldırısının denklemi değiştirmeye yetmeyeceği ifade edilen rapora katkı sunan Ukraynalı yetkililer “Kiev’de kesin bir zaferdense ateşkes olasılığının daha ağır bastığı” bilgisini paylaştı. Raporda yetkililerin kamuoyu önünde vatanseverlik söylemini elden bırakmasalar da savaşın ne zaman biteceğini sorguladıkları vurgulandı.
Uluslararası Kriz Grubu, Ukrayna için Kore Savaşı’nı teknik olarak devam ettiren ancak silahların sustuğu 1953 modelini gündeme getirdi. Bu sayede sınır, toprak ve egemenlik gibi konulara girmeden ihtilafın “bir donma noktasında” kalması öngörülüyor. Silahların susması halinde ülke içinde şu anda olağanüstü hal nedeniyle ertelenen ve Zelenski’nin geleceği de dahil olmak üzere konuların yeninden gündeme gelebileceğine raporda işaret edilmesi dikkat çekti.
En zorlu konu NATO üyeliği olacak
Brüksel merkezli grup gelecekteki kapsamlı anlaşma içinse başta 2022 yılında İstanbul’da ortaya konulan şartların masaya geleceğini ancak aradan geçen zaman içinde taleplerin değişebileceğini belitti. Raporda Ukrayna’nın NATO’ya katılımının ise müzakerelerde en zorlu konulardan biri olmaya devam edeceğinin altı çizilirken, Putin'in sadece kimi bölgeleri ele geçirmek değil aynı zamanda siyasi olarak ülkeyi tümüyle etki alanına almak istediği öne sürüldü.
Ukrayna lideri Voledimir Zelenski’nin Batılı liderlere sunduğu “Zafer Planı’nın” aksine Kiev yönetimini tavizlerine odaklanan raporda, bu zamana kadar “barış temalı” toplantıların da istenilen sonucu vermediği aktarıldı. Raporda İsviçre’de düzenlenen konferansa 90’ın üzerinde ülkenin katılmasına karşın Kiev 10 maddelik talep listesinden sadece üçünün (nükleer güvenlik, gıda güvenliği ve esir takası) zirve sonundaki bildiride yer aldığı anımsatıldı. Raporda ayrıca zirveye Çin, Hindistan ve Brezilya gibi aktörlerin ya katılmadığı, katılanların da bildiriye imza atmadığı belirtildi.
Öte yandan Uluslararası Kriz Grubu’nun B planı önerileri arasında Avrupalı diplomatlarıa müzakerelerde ilerleme sağlanması halinde Rusya ile genel Avrupa güvenlik mimarisinin konuşulabileceği mesajlarının iletilmesi isteniyor. Batılı diplomatların zaman içinde aslında hiç vermedikleri “Ukrayna’da üs” sözden vazgeçebileceklerini söyleyen raporda “Ukrayna, Rusya'ya Ukrayna için nispeten düşük maliyetli ancak Moskova'nın anlaşmayı başarılı olarak adlandırmasına izin verecek tatlandırıcılar sunabilir. Örneğin, Kiev, Rus diline Avrupa ülkelerindeki azınlık dil normlarına uygun olarak resmi bir statü vermeyi teklif edebilir. Kiev ayrıca zaten yasadışı olan Nazi sembollerini ve konuşmasını daha da kısıtlayan yasalar çıkarmayı kabul edebilir." İfadeleri dikkat çekiyor.