Türkiye onayının ardından NATO ve İsveç: Stokholm'de neler konuşuluyor?

NATO üyeliğinde son düzlükte olan İsveç kamuoyu hızla savaşa hazırlanıyor.  İsveç Sivil Savunma Bakanı Carl-Oskar Bolin ile Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Mikael Büden’in başlattığı “Her an savaş çıkabilir” korosuna, İsveç İstihbarat Teşkilatı (Säpo) Başkanı Charlotte von Essen de katıldı. ‘NATO'ya katılmak için başvuran ülkenin karşı karşıya olduğu tehditlerle ilgili’ hazırlanan raporu sunan Von Essen, beklendiği üzere “Ana tehdit Rusya” dedi. Tehdit anlatısına İran ve Çin’i de ekleyen Von Essen, “Her şeyden önce Rusya, aynı zamanda Çin ve İran, İsveç için en büyük tehdidi oluşturmaya devam ediyor ve mevcut güvenlik sistemini değiştirmek için birlikte çalışıyorlar” ifadelerini kullandı. Säpo, geçen Ağustos ayında terör tehdidi seviyesi değerlendirmesini de 5 üzerinden 3'ten 4'e yükseltmişti.

'Dış güçler'

Açıklamadan anladığımız kadarıyla İsveç ayrıca, ‘hem aşırı sağ hem de İslamcı gruplardan gelen tehditlerin İsveç'in yurt dışındaki düşmanları tarafından kışkırtılabileceği’ görüşünde: "Dış güçler, güvenliği tehdit eden faaliyetleri inkar edilebilir bir şekilde yürütmek için şiddet yanlısı aşırılık yanlılarını ve diğer türdeki örgüt ve bireyleri vekil olarak kullanabilir.” Yani İsveç, Avrupa’nın geri kalanında olduğu gibi, toplumsal huzursuzluklar döneminde uç veren aşırı sağı ve terör tehdidini, kendi politikalarında aramak yerine ‘dış güçlere’ ihale eden klasik anlayışın takipçisi olduğunu gösteriyor. Türkiye, 2024’ün Ocak ayında İsveç’in NATO üyeliğini onaylamıştı. Türkiye’nin, İsveç onayını geciktirerek ne kazandığı ve İsveç’in Türkiye’nin ‘onay şartlarını’ ne kadar karşıladığı/karşılayacağı tartışıladursun, verilen onayın NATO ve ‘saldırganlık paktı’ için ne kadar önemli olduğu kısa sürede anlaşıldı.  Ülkesindeki sivil uzay merkezini (Esrange Uzay Merkezi) dahi ABD ordusunun kullanımına zaten devreden İsveç’in ABD ile askeri yakınlaşmaları NATO üyeliği tartışmalarından çok önce başlamıştı.  Ülkenin kuzeyinde bulunan Lulea hava üssü, Östersund'da planlanan lojistik üs, Göteborg deniz üssü ve İsveç’in tek hava savunma alayının konuşlandığı Halmstad da dahil olmak üzere, bu ülke, ABD'nin Soğuk Savaş'tan bu yana başlattığı en büyük tatbikat olan Steadfast Defender-24 (Sarsılmaz Savunucu-2024) için kritik bir konumda.  İsveç, Steadfast Defender kapsamında düzenlenecek ‘Arctic Dolphin-24’ ve ‘Northern Response-24’ tatbikatlarında da yer alacak. İsveç’in bir diğer özelliği ise, ABD’nin halihazırda 6 askeri teçhizat depolama tesisi bulunan Norveç Trondheim’a ulaşım bağlantısı işlevi görmesi.  Böylelikle ABD, NATO üyeliğinde önü açılan İsveç’i, hem resmi üyelik süreci tamamlanmadan askeri tatbikatlara dahil etti, hem de silah stoklarının dağıtılacağı diğer bir depo haline getirdi. Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliği konusunda verdiği onay, NATO açısından Türkiye kamuoyunda sanılandan çok daha büyük bir öneme sahip. ABD’nin Çin-Rusya-İran ekseninde şekillenen çok kutuplu yeni dünya düzenine karşı başlattığı son büyük meydan okumasında bu ülke birden en önemli duraklardan biri haline getirildi.  İsveç’in üyeliği konusunda Türkiye’ye yapılan politik baskı da, İsveç’in ‘terörle arasına koyduğu/koyacağı mesafe ve bunun kapsamından’ ziyade, tam olarak bu meydan okumada kritik bir eksik parçanın tamamlanması içindi. İsveç ordusu şimdi harıl harıl NATO tatbikatlarına, kamuoyu ise 'Rusya'yla savaşa' hazırlanıyor. Türkiye'nin talepleri ise çoktan gündem dışı kaldı. YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN