Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden’ın San Fracisco kentinde buluşması bekleniyor. Toplantı iki lider arasında, geçen yıl Endonezya’nın Bali kentinde düzenlenen G20 Zirvesi öncesinde bir araya gelmelerinden bu yana ilk yüz yüze görüşme olacak.
Dünyanın en büyük iki ekonomisi, teknolojik ve diplomatik gücü olan Çin ve ABD liderleri arasında yapılacak zirve tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yakından takip ediliyor. Türk uzmanlar taraflar arasında yapılan karşılıklı ziyaretleri ve iki ülke medyasında çıkan yorumlara işaret ederek iyimser bir havanın oluştuğunun altını çiziyor. CGTN Türk yayınlarına katılan uzmanların öne çıkan görüşlerini okuyucularımızın dikkatine sunuyoruz:
TEPAV Dış Politika Program Direktörü ve eski diplomat Gülru Gezer:"Her ne kadar son 1 ayda gündeminizden düşse de Ukrayna’da çatışmalar sürüyor. Orta Doğu’daki Filistin-İsrail savaşının bölgeye yayılma riski hala var. Tüm bunlar olurken iki süper gücün herhangi bir krize neden olacak bir ortamdan kaçınmaları gerekir. Gerilimin yükseltilmesi, tırmandırılması değil tansiyonun düşürülmesi yönünde her iki tarafın adım atması gerekiyor. İki ülke ekonomisi birbirine çok entegre olmuş vaziyette. Bu onlarca yıldır süregelen bir durum aslında. Dolayısıyla 20. Yüzyılda ABD ve Sovyetler arasındaki Soğuk Savaş’ın 21. yüzyılda yaşanacağını pek düşünmüyorum.... Her ülke arasında ayrılıklar olabilir ama samimi bir diyalog ile fikir ayrılıklarının giderilmesi esastır. En son G20 zirvesi marjında iki lider bir araya gelmişti ve orada iletişim kanallarının açık tutulması üzerinde mutabık kalınmıştı. Sonrasında balon krizi gibi nedenlerle Blinken ziyareti biraz gecikerek tamamlandı. Hazine Bakanı Yellen’ın da ziyareti oldu. İklim değişikliği konusunda özel temsilciler görüşmeye başladılar. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Washington’ı ziyaret etti. Esasında bu San Francisco’da düzenlenecek zirvenin ön hazırlığıydı. Neticede bakıldığında tüm bunların hepsi iletişim kanallarının açık tutulması, olası anlaşmazlıkların giderilmesi için elzem. ‘Bu zirveden ne bekleniyor?’ diye soracak olursanız Amerikalılar şunu istiyor: Eski ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi Taiwan’ı ziyaret ettikten sonra askeri diyalog kesilmişti. Şimdi Amerikalılar bu diyaloğun devam etmesini istiyorlar ki bu yanlış anlaşılmaların giderilmesi açısından fevkalade önemli. Ticari, iktisadi konuların yanında bu da ele alınacak."
https://www.youtube.com/watch?v=9ArWXiIppqw
Doç. Dr. Kerem Gökten: “Çin ve ABD arasında temmuz ayından beri ılımlı bir iklim var. Amerikan medyası da Amerikan kamuoyu da bunun üzerinden gidiyor. Temmuz ayında Beijing’de kurulan temasla birlikte bir ön çalışma grupları çalışmaya başladı. Bu zirvenin hangi koşullarda toplanacağını bilmek önemli. Çin Başbakan Yardımcı He Lifeng birkaç gün önce ABD’ye gitti ve Hazine Bakanı Janet Yellen ile görüştü. Her ne kadar Soğuk Savaş’tan bahsetmiyorsak da iklim krizi ve silahlanma konularıyla ilgili çalışma grupları zaten devredeydi. He Lifeng ve Yellen da ticaret, rekabetçiliğin dozunun azaltılması ve tarafların birbirini daha iyi anlaması üzerine çalıştılar. Bu zirve aslında iki liderin birdenbire ayın 14’ünde ya da 15’ünde buluşmaya karar vermesiyle ilgili değil. Stratejik ve temel konularda taraflar bir hazırlık yaptılar… Çin’in ne Güney Çin Denizi’nde ne de Taiwan konusunda taviz vermesi beklenir. Ancak şurası da bir gerçek: İş birliği olmadan da küresel sorunları çözemiyoruz. Artık ABD’nin 1945 sonrasında hegemon, küresel sorunlara küresel çözüm üretme kapasitesi aşındı. Dolayısıyla Çin ile birlikte çalışırsa ancak karşılıklı bağımlı güçler böyle yol alabilirler."https://www.youtube.com/watch?v=95in8xCjxH4
Gazeteci-yazar Mehmet Ali Güller:“Dünya APEC Zirvesinde bir araya gelecek Çin ve ABD liderlerinin iki ülke arasındaki sorunları çözme yoluna girip girmeyeceğini merakla bekliyor. Zira dünyanın iki büyük ekonomisi arasındaki sorunlar dünyayı etkiliyor. Sorunların çözüm yoluna girip girmemesi Çin’den ziyade ABD’ye bağlı. Çünkü sorunların kaynağı Çin değil ABD: Çin’e ticaret savaşı açan ABD, Çin’e yaptırım uygulayan ABD, Çin’e yaptırıma katılması için müttefiklerini zorlayan ABD, Çin’i NATO konseptine mücadele edilecek “baş rakip” diye kaydeden ABD, Tayvan başta pek çok konuda taahhütlerine uymayan ABD, Çin karasuları çevresinde savaş gemileri gezdiren ABD, Çin’in etrafında Çin’e karşı ittifaklar kuran ABD. Dolayısıyla ABD Çin’le ilişkilerini düzeltmek istiyorsa, Çin’i hedef alan bu uygulamalarını geri çekmek ve her şeyden önemlisi Çin-ABD ilişkilerinin temeli olan üç anlaşmaya uymak zorunda. En önemlisi de şu: ABD’nin Çin’le ilişkilerini düzeltmeye ihtiyacı, Çin’in ABD’yle ilişkilerini düzeltmeye ihtiyacından daha fazla. Çünkü Ukrayna’dan Filistin’e, ekonomiden güvenlik mimarileri belirlemeye uzanan geniş yelpazede ABD’nin gücü artık her şeye yetmeyecek seviyede.”