Dünya

Türk devletleri İsrail-Filistin çatışmalarına ne tepki verdi?

İsrail-Filistin ekseninde yaşanan çatışmalar dünya gündemine otururken, Türk devletlerinin konuya ilişkin tutumları hem bölgesel dinamiklerle, hem de İsrail'in Orta Asya stratejisiyle bağlantılı.

Erkin Öncan Hamas’ın 7 Ekim’de başlattığı Aksa Tufanı operasyonu ve devamında İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, uluslararası toplumun en önemli gündem maddesi haline geldi.  Çatışmalara ilişkin dünya kamuoyu da ‘ikiye bölünmüş’ durumda. Yaşanan kriz, Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde de ele alınsa da, taraflar arasında herhangi bir fikir birliğine varıldığını söylemek mümkün değil.  ABD’nin başını çektiği Kolektif Batı ülkeleri ve Ukrayna gibi ABD’ye yakın ülkeler İsrail’e destek açıklaması yaparken, Rusya ve Çin’in ateşkes talepleri ise ABD’nin vetosuyla karşı karşıya.  Yaşanan krize ilişkin Türk devletlerinin nasıl bir tutum aldığı da merak konusu. Çatışmaların yeniden başlamasının ilk günlerinden itibaren, Türkmenistan dışındaki tüm Orta Asya ülkeleri, durumun tırmanmasından duydukları endişeyi dile getiren ve taraflara ateşkes çağrısında bulunan resmi açıklamalar yaptı. Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan, 27 Ekim'de BM Genel Kurulunda yapılan oylamada, Gazze Şeridi'nde insani ateşkes çağrısı yapan kararı desteklediklerini açıklarken, Türkmenistan ise ‘siyasi tarafsızlık’ politikası zemininde, geleneksel olarak oylamaya katılmadı. Orta Asya’daki Türk devletlerinde nüfusun önemli bir kısmı Müslüman olmasına rağmen, İsrail’in bu ülkelerle çeşitli düzeylerde ilişkileri bulunuyor.  İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen, Nisan 2023'te Türkmenistan lideri Serdar Berdimuhamedov ile görüşmek ve İsrail Büyükelçiliği'nin açılışını yapmak üzere, 30 yıl sonra Türkmenistan'ı ziyaret eden ilk bakan olmuştu.  Özbekistan, İsrail ile ticaret, turizm ve sağlık personelinin eğitimi alanlarında işbirliği yapıyor. İkili ilişkilerin 30. yıl dönümünün kutlandığı 2023 yılında, ekonomi ve kültür alanlarında ikili işbirliğine yönelik görüşmeler ilerletilmiş ve hükümetlerarası koalisyon ve ticaret odası kurulması gibi maddeler gündeme alınmıştı. Kazakistan ve Azerbaycan ise, İsrail'in en büyük ham petrol ihracatçıları olmaya devam ediyor. Bloomberg’in konuyla ilgili raporunda, Bu iki ülkenin, İsrail'e ihraç edilen petrolün yüzde 60'ını karşıladığı belirtiliyor.  Son dönemdeki çatışmalar nedeniyle İsrail’e, Gazze'de çok sayıda sivilin ölümüne ve sivil altyapının tahrip olmasına yol açan orantısız güç kullanımından kaçınma çağrısı yapan Kazakistan ile İsrail arasında ise 2014 yılında imzalanmış bir güvenlik anlaşması bulunuyor. Aynı şekilde iki ülke, 2019 yılında da ortak İHA üretimi konusunda anlaşma imzalamıştı. Ancak, bu tablo, Gazze’de yaşanan son gelişmeler nedeniyle İsrail’in aleyhine değiştirebilir.  Son olarak, ‘Türk devri’ başlığıyla Kazakistan’ın başkenti Astana’da toplanan Türk Devletleri Teşkilatı zirvesinin de gündemindeydi.  Zirvede açıklamalarda bulunan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in insan hakları ihlallerine karşı uluslararası toplumun tepkisinin öneme işaret ederek Türk Devletleri Teşkilatı'nın insani ateşkese katkı sağlayabileceğini dile getirdi ve çözüm için garantörlük mekanizması oluşturulması gerektiğini ifade etti.  Geçen hafta sonu ise yine Astana’da sokaklara çıkan Kazaklar, İsrail’in Gazze’deki saldırılarını protesto etmişti. Kırgızistan’da ise, Cogorku Keneş (Yüksek Meclis) üyeleri Filistin'e mali yardım sağlanmasına yönelik bir kararı kabul etti ve bir günlük maaşlarını bu yardıma dahil edeceklerini duyurdu.  Özbekistan’ın başkenti Taşkent'in merkezinde bulunan Amir Temur meydanında bir araya gelen protestocular ise, güvenlik güçlerinin uyarılarına rağmen İsrail’i protesto etti ve çok sayıda eylemci gözaltına alındı. Gazeta UZ’un haberine göre, daha sonra serbest bırakılan göstericiler hakkında gösteri kanunları kapsamında davalar açıldı. Özbekistan hükümeti ise, her iki tarafın kayıplarına da dikkat çekerek tarafsız davranmaya çalıştıysa da, İsrail’in 17 Ekim’de El-Ehli hastanesine düzenlediği saldırıyı kınadığını açıkladı. İsrail, bugüne kadar Orta Asya’daki Türk devletleri ile askeri, ekonomik ve siyasi ilişkilerini geliştirmeye özen gösterdi. İsrail, Rusya ve Çin’le önemli ilişkilere ve tarihsel bağlara sahip bölgedeki prestijini artırmak, İsrail’in önemli uluslararası hedeflerinden. Kuşkusuz, bu eğilimin en önemli sebepleri arasında, bölgenin enerji kaynakları ve İran’ı çevreleme stratejisi bulunuyor. Bölge ülkeleri, İsrail-Filistin çatışmaları ekseninde en genel ifadeyle ‘tarafsız’ pozisyonlarını sürdürmeye çalışsalar da, İsrail’in tepki çeken adımları ve dünya genelinde Filistin’e yönelik artan sempati, İsrail'in bölgeye ilişkin planlarını sekteye uğratabilir. İsrail’e verilen tepkilerin söylemler düzeyinden çıkarak somut değişimlere yol açıp açmayacağını ise, uluslararası toplumun İsrail’in saldırılarına yönelik atacağı adımlar ve Çin'le Rusya'nın tutumu belirleyecek.