Transkafkasya’da yol ayrımı: Ermenistan’ın dönüşümü ne getirecek?
Ermenistan Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Armen Grigoryan, başkent Erivan'da bulunan Zvartnots Uluslararası Havalimanı'ndaki Rus Sınır Muhafızları'nın görevlerinin sona erdirilmesine yönelik karar aldıklarını açıkladı.
Ulusal Meclis'te yapılan toplantı sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Grigoryan, Ermenistan yönetiminin, söz konusu havalimanındaki tüm hizmetlerin tamamen Ermenistan görevlilerince yerine getirilmesine bir karar alındığını söyledi ve "Ermenistan'ın bu konuda net bir tutumu var ve bu net tavrını resmi bir yazıyla Rusya Federasyonu'na bildirdi. Ermenistan'ın tutumu, Zvartnots Uluslararası Havalimanı'ndaki hizmetin, Ermenistan Sınır Muhafız Birlikleri'nce yürütülmesi gerektiği yönünde" dedi.
Ermenistan’ın eski devlet başkanlarından Robert Koçaryan döneminde (30 Eylül 1992) Rusya’yla imzaladığı anlaşmayla birlikte, bölgeye Rus sınır muhafızları, Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) ve askeri personel yerleştirilmişti.
Anlaşmada, “Ermenistan Cumhuriyeti, kendi güvenliğinin, Rusya Federasyonu'nun emniyetinin ve BDT Taraf Devletlerinin kolektif güvenliğinin sağlanması amacıyla, toprakları içerisinde Türkiye ve İran ile olan sınırın korunmasına ilişkin sorunları Rusya Federasyonu'nun konuşlandırılan Sınır birliklerine devretmektedir” ifadelerine yer verilmişti.
‘Bağımsız Devletler Topluluğu'na Taraf Devletlerin toplu güvenliğinin sağlanması ihtiyacının rehberliğinde’ ve ‘Türkiye ve İran sınırının korunmasını sağlamak arzusuyla’ imzalanan 7 maddelik anlaşmanın 32 yıl sonra iptal edilmesi, hem Ermenistan’ın yeni siyasi rotasıyla, hem Karabağ savaşıyla, hem de Erivan’ın Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) üyeliğinin askıya alınmasıyla alakalı.
Tarihsel olarak Rusya-İran hattına yakın durmuş, Karabağ başta olmak üzere bölgesel problemler konusunda ‘Moskova’nın hakemliğine’ başvurmuş Ermenistan’ın konumu, 2018 ilkbaharında yaşanan ve Nikol Paşinyan’ı iktidara götüren ‘Kadife Devrim’in ardından bir daha eskisi gibi olmamak üzere değişecekti.
Klasik bir renkli devrim olan Kadife Devrim’le birlikte Ermenistan, renkli devrim kuşağında bulunan diğer eski Sovyet ülkeleri gibi Batı’yla yakınlaşma kavramıyla, Avrupa Birliği (AB) değerleriyle ve ‘demokrasiyle’ tanıştı.
Gerçi, Kadife Devrim’in lideri Paşinyan, henüz eylemler döneminde ‘renkli devrim’ benzetmesini reddederek, hareketin yalnızca Ermenistan’ın iç işleriyle ilgili olduğunu ve Ermenistan’ın dış politikasında bir değişikliğe gidilmeyeceğini söylemişti.
Paşinyan, zaferinin ardından “Kadife Devrim kazandı, bu sadece ilk adım” demişti.
Kadife Devrim’den bu yana atılan bütün adımları takip ettiğimizdeyse, değişmeyeceği söylenen politikaların tamamen değiştiği bir yere gidildiğini görüyoruz.
2018 yılından bu yana bölgede çok önemli olaylar yaşandı. 2020 Dağlık Karabağ savaşları, Erivan yönetimine karşı düzenlenen kitlesel protestolar, Azerbaycan güçlerinin tanınmayan ‘Artsah Cumhuriyeti’ne karşı başlattığı operasyon, Hankendi’ye Azerbaycan bayrağının çekilmesi, Paşinyan’ın ülkenin KGAÖ üyeliğinin dondurulduğunu açıklaması, ülkenin Putin için yakalama kararı çıkaran Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) üyeliğini onaylaması, Savunma Bakanı Suren Papikyan’ın “Hiçbir tabumuz yok” diyerek Avrupa Barış Fonu aracılığıyla Avrupa Birliği'nden askeri yardım talebi, Fransa ile askeri anlaşmalar ve daha fazlası…
Özetle Ermenistan, uzun süredir ‘iki sandalyede birden oturduğu’ dönemi kapatarak, Rusya’yla bağları tamamen koparmaya meyleden bir siyasi çizgiye oturmuş durumda.
Üstelik son dönemde, Erivan giderek daha kendinden emin bir şekilde hareket ediyor. Daha sonra iptal edilse dahi, Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy’in daveti bile oldukça cesur bir girişimdi.
Dolayısıyla, bölgenin gelecekteki yapısı ve ‘kimin etki alanına gireceği’ artık önemli bir soru işareti…
Kuşkusuz, Ermenistan’ın dönüşümünde vites artırmasının Karabağ’ın ‘kaybedilmesiyle’ de ilgisi var. Karabağ’ın kaybı, Ermenistan için büyük bir yenilgiydi elbet. Ancak aynı zamanda, Paşinyan yönetimi için tarihsel bir diğer yükten ‘kurtulmanın’ da adıydı. Erivan aynı zamanda, Azerbaycan’la üzerine çalışılan ‘barış anlaşmasında’ Rusya’nın ‘ağabeyliğini’ istemiyor.
Paşinyan özetle, Ermenistan'ın daha önce yaptığı hataları tekrar ederek, ülkesine yardım edeceğine inandığı Batı’ya sığınmaya çalışıyor. Bu nedenle Erivan, ABD'nin Rusya'ya karşı yürüttüğü vekalet savaşında bir başka araç haline gelecek ve bölgesel zeminde ABD’nin İran’a yönelik ‘bağımsız Güney Azerbaycan’ ve Suriye’de ‘bağımsız Kürdistan’ planlarının Transkafkasya ayağını oluşturacak. ABD için Ermenistan, uzundur gelmesi beklenen ‘eksik taş’ niteliğinde.
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN