TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, TBMM'de ortak basın toplantısı düzenledi. Kurtulmuş, Kıbrıs meselesinin milli bir mesele olduğunu belirterek, "Bu sene bildiğiniz gibi KKTC'nin 1974'teki Barış Harekatıyla birlikte başlayan sürecinin 50'nci yılını idrak ettik. Bu süre içerisinde çok badireler atlatıldı. Çok zor zamanlardan geçildi. Büyük bedeller ödendi. Çok şükür geldiğimiz noktada artık olgunlaşmış, dirençli bir devlet olarak KKTC ortaya çıkmış oldu. Kıyamete kadar da KKTC'nin baki olmasını, Türkiye'yle birlikte müşterek hedeflere kol kola yürümesinin nasip olmasını temenni ediyorum. Her bakımdan Kıbrıs Türk halkının ve Kıbrıs Türk Devleti'nin yanında olduğumuzun bilinmesini teyit etmek istiyorum" dedi.
"KKTC uluslararası alanda izole edilmeye çalışıldı"
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile KKTC'nin beraber yaşama noktasında Kıbrıs Türklerinin üzerine düşen her türlü sorumluluğunu yerine getirdiğini ve fedakarlıklar ortaya koyduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Rum tarafının tek taraflı yaklaşımları, batılı ülkelerin oldu- bittiye getirmek için acele olarak attıkları adımlar ve hatta çifte standartlı bir şekilde gerçekleştirdikleri baskılarla KKTC uluslararası alanda izole edilmeye, çeşitli ambargolarla da ekonomik ve siyasi bakımdan zor durumda bırakılmaya çalışılmıştır. Çok şükür bugün geldiğimiz noktada KKTC güçlü bir devlet olarak ayaktadır" dedi.
Ayrıca KKTC'nin tanınırlılığının arttığına da dikkat çeken Kurtulmuş, "KKTC şu an Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi'nin ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nın gözlemci üyesidir. Önümüzdeki dönemde KKTC'nin tanınması noktasında başta dost ve kardeş ülkelerimiz olmak üzere, olumlu adımlar atılacağını ümit ediyorum" diye konuştu.
Kurtulmuş, gelinen noktada iki devletli çözümden başka hiçbir çözümün olmadığını vurgulayarak, "Kıbrıs halkı egemen, eşit, toprak bütünlüğü sağlanmış Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin özgür yurttaşlarıdır" diye konuştu.
"Gerilimlerin tarafı olmuyoruz"
Daha fazla çatışma ve gerilim istemediklerini belirten Kurtulmuş, "Bizim tavrımız barışçıl müzakerelerle var olan sorunların çözülmesi için siyasi iradenin ortaya konulmasıdır. Bu çerçevede biz daha fazla gerilimlerin tarafı olmuyoruz, tarafı olanları da bu şekilde davranmamaları konusunda ikaz etmeyi bir vazife olarak terakki ediyoruz" dedi. Kurtulmuş, sözlerine son verirken Türk kadınının seçme ve seçilme hakkı kazanmasının 90'ıncı yıldönümünü de tekrar kutladı.
"KKTC'nin temsili adına çok önemli adımlar atıldı"
KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Öztürkler ise TBMM'de olmaktan onur duyduğunu belirterek, "KKTC'nin daha ileriye, daha güzel günlere gidebilmesi için anavatanımızla birlikte çalışmaya devam edeceğiz. KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti hükümeti arasında her yıl mali ve iktisadi iş birliği anlaşmaları yapılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin desteklerinin devamı bizler açısından önemlidir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 3 kez 'KKTC'yi tanıyın' çağrısı yaptığını hatırlatan Öztürkler, Cumhurbaşkanına teşekkürlerini iletti. Öztürkler, ayrıca TBMM'nin katkısıyla KKTC'nin temsili adına çok önemli adımlar atıldığını da vurguladı. Dünyanın zor dönemlerden geçtiğini de söyleyen Öztürkler, "Hem bölgemizde hem de dünyada çatışmaların, savaşların olduğu bir dönem. Gazze'de yaşanan insanlık dramı, insanlık suçları tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşiyor. Defalarca bu soykırımın bitmesi yönünde çağrıda bulunduk. Çağrımızı tekrardan yineliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin güvenliği önemlidir. KKTC'nin de güvenliği önemlidir. Bu yaşananları gördükçe anavatanımızın desteğinin ne kadar önemli olduğunun altını çizmek istiyorum" dedi.
"Aldıkları silahların da işe yaramaz olduğunu göreceklerdir"
GKRY’nin ‘Demir Kubbe’ hava savunma sistemi alımına yönelik haberlere ilişkin değerlendirmesi sorulan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Savaş lordları artık silahlarını satmak için yeni yerler arıyorlar herhalde, öyle görünüyor, yeter artık. Dünyayı kan gölüne çevirmiş olan bu savaş lordlarının, savaş araçlarını satarak bu bölgeyi daha fazla istikrarsız hale getirmemeleri gerekir. Kimin hangi silahı aldığı, alacağı bizi ilgilendirmez. Silahlanmanın durdurulmasını arzu ederiz. Ama ikide bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne ve onun üzerinden Türkiye'ye ayar vermeye çalışanların Güney Kıbrıs'taki bu silahlanma tutkusunu da görmezden gelmelerini anlayamayız. Hatta tam tersine, Kıbrıs'a bu nasihatleri yapanların Güney'i nasıl silahlandırdıkları, nasıl oralarda birtakım üsleri tahkim ettiklerini biliyoruz. Ne yaparlarsa yapsınlar, biz de elimizdeki bütün imkanlarla, isteriz ki Türk ve Rum halkı barış içerisinde kendi devletlerinin bayrağı altında kıyamete kadar huzur içinde yaşasınlar ama Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin huzurunu bozmak isteyen kimseye de müsaade etmeyiz. Bu anlamda Türkiye, kim karşısında olursa olsun bütün gücüyle Kıbrıs Türk halkının, Kıbrıs Türk devletinin yanındadır, yanında olmaya devam edecektir. Başkalarına silahlanmama uyarısında bulunuruz, kimden ne silah alacaklarına biz karar verecek değiliz. Aldıkları silahların da işe yaramaz olduğunu göreceklerdir."