Çin'in yönetim sistemi uzun zamandır küresel sahnede yoğun bir inceleme ve tartışma konusu oldu. Çin'in yönetişim modeline ilişkin Batı’daki algı genellikle şüphecilik üzerinden inşa ediliyor. Birçok kişi uluslararası sistemi otoriterlik ve demokrasi perspektifinden incelemeye yatkın ancak demokrasinin Çin’de olduğu gibi farklı biçimlerde tezahür edebileceği gözlerden kaçıyor.
King's College Londra'da yer alan Çin Enstitüsü müdürü Kerry Brown "İnsanların Çin'i yanlış anladığını düşünüyorum. Her şeyin son derece düzenlenmiş ve kontrollü olduğunu düşünüyorlar ve yönetim sisteminin ne kadar geniş olduğunu ve ona yönelik taleplerin ne kadar karmaşık olduğunu gerçekten anlamıyorlar." İfadesini kullandı.
Batı kendini dayatmaktan vazgeçmiyor
Chicago Üniversitesi'nde seçkin bir siyaset bilimi profesörü olan John Mearsheimer de Çin'in dış müdahale olmadan kendi siyasi sistemini seçme hakkına saygı gösterilmesini savunuyor. Washington'un kendi siyasi modelini diğer ülkelere empoze etme eğilimini eleştireren Mearsheimer "Çinliler istedikleri siyasi sisteme sahip olma hakkına sahipler ve ABD, diğer ülkelere ne tür bir politikaya sahip olmaları gerektiğini söyleyerek dünyayı dolaşmamalı" ifadesini kullandı. ABD’li profesör "Amerika Birleşik Devletleri, gezegendeki her ülkenin Amerika Birleşik Devletleri'ne benzemesi gerektiğine inanıyor. Onlara göre bu ülke Amerika Birleşik Devletleri'ne benzemiyorsa, o ülkede bir sorun var demektir.” diye ekledi.
Brown, Çin'in yönetişimdeki başarılarını kabul eden isimler arasında yer alıyor. CGTN English’e yaptığı açıklamada "[Çin] pek çok insanı yoksulluktan kurtarmayı, altyapı inşa etmeyi ve oldukça geniş bir orta sınıf yaratmayı başardı. Bunların göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum; bunlar önemli başarılar." değerlendirmesinde bulundu.
Birleşmiş Milletler eski genel sekreter müsteşarı Erik Solheim, Çin'in yönetişim başarısındaki üç kritik faktörü şöyle sıralıyor: Kalkınmaya odaklanan kararlı siyasi liderlik, piyasa odaklı ekonomi politikaları ve vatandaşların kalkınması için eğitime güçlü bir vurgu.
Tam kapsamlı halk demokrasisi
Çin'in yönetişim modeli, geniş tabanlı katılımı, tabanın yetkilendirilmesini ve müzakereci karar almayı vurgulayan tüm süreçli halk demokrasisi ilkesine odaklanıyor. Bu yaklaşım, geleneksel Batı paradigmalarına meydan okuyor ve siyasi liderlik ile piyasa odaklı politikaların benzersiz bir karışımını savunuyor.
Eski kıdemli ekonomist Mehri Madarshahi, "Çin'in inisiyatif eksikliği yok, Çin 2013'ten bu yana tüm dünyayla kalkınma, iş birliği ve işbirliği yönünde bir yön aldı. Kuşak ve Yol İnisiayatifi bu politikanın gerçek ve önemli bir unsuru" şeklinde konuştu.
Çin haberleri için tıklayınız.