Suriye'de hükümet karşıtı Heyet Tahrir Şam (HTŞ) terör örgütü, Halep'in kuzeyinden Suriye güçlerine yönelik saldırı başlattı. Suriye ordusu da, Halep ve İdlib'e saldıran örgütlere karşı kapsamlı bir saldırıya geçti.
Terör örgütü tarafından bazı köyler ve noktaların ele geçirildiği yönünde bilgiler gelirken MSB kaynakları, 'Suriye’nin kuzeyindeki çatışmaları yakından takip ediyoruz' dedi.
Şam Üniversitesi öğretim üyesi, gazeteci-yazar Prof. Dr. Mehmet Yuva, Suriye’de yaşanan son gelişmeleri CGTN Türk’e değerlendirdi.
"Suriye'yi bertaraf etmeden, İsrail'in hedeflerine ulaşabilmesi mümkün değil"
Prof. Dr. Mehmet Yuva, İsrail'in hedeflerine ulaşabilmesinin ancak Suriye'yle savaşarak mümkün olacağını belirterek, bu hedefleri şu şekilde anlattı:
"İsrail'in Gazze'deki doğal gaz rezervlerini kullanmak için bölgeyi ilhak etmesi, doğal gaz ve petrol güzergahlarını kontrol ederek pazarları yönetmesi, Süveyş Kanalı’na alternatif bir enerji koridoru oluşturması ve güney Lübnan, Gazze ve Golan’daki kaynakları ele geçirmesi gibi hedeflerine ulaşabilmesi, Suriye'yi bertaraf etmeden, haritadan yok etmeden veya büyük bir yaralama yaratmadan mümkün değildir. Suriye ordusunu, devletini ve müttefiklerini sürekli krizlerle boğuşturmadan, savaştırmadan bunu başarmak imkansızdır. Zira Suriye var oldukça Lübnan direnişi, Filistin direnişinin sürekli ve önemli tarihi destekçisi olarak Suriye, bu Lübnan ve Filistin'e her türlü desteği ve yardımı yapacaktır. 60 senedir yapmaktadır. 60 senedir İsrail'le bunun için savaşmaktadır ve 60 senedir Suriye devletini ister Baas ister Baas öncesi bütün iktidarlar, şu stratejik ehemmiyeti çok iyi biliyorlardı. Lübnan ve Filistin düşerse, Suriye düşer. Suriye düşerse zaten Anadolu ve Irak kesinlikle düşer. Bunu tarihi olarak iyi idrak ettikleri ve bildikleri için Lübnan ve Filistin'in daim olarak direnişi devam ettirmesi ve yaşamasını istemektedirler."
"Suriye'de iki büyük tehlike var"
Prof. Dr. Mehmet Yuva, Suriye'deki tehditlerin başında radikal Selefi gruplar ve YPG/PKK'nın oluşturduğu tehlikelerin geldiğini vurguladı:
"Bugün Suriye'de iki büyük tehlike var. Suriye için öncelikli tehlike, özellikle İdlib bölgesini işgal eden ve diğer bölgeleri de işgal eden siyasal İslam ideolojisiyle terbiye edilmiş, çok radikal Selefi dinci yapıların varlığıdır. Buna mukabil ikinci esas tehlike ise Amerika Birleşik Devletleri ile YPG/PKK’nın Fırat’ın kuzeyini, aynı Irak gibi, Suriye devletinden ayıracak veya farklı alternatif çözümlerle merkezi Şam hükümetine bağlı ama kendi kendini yöneten, Irak misali bir özerk devlet inşa edilmesi için yapılan çabalardır.
Her iki çaba da İsrail’i ve Amerika’yı güçlendirirken Suriye’yi, Lübnan ve Filistin direnişini, hatta Türkiye’yi zayıflatır. Bu bağlamda, Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) bugün İsrail hava kuvvetlerinin Tartus ve Humus bölgelerini havadan vurduğu saatlerde, böyle bir saldırıyı Çarşamba sabahı saat 9’da başlatması ve bütün imkanlarını seferber ederek Halep'e doğru yürümesi birçok kişiyi heyecanlandırdı. Türkiye’de bazı haber kanallarında sanki bir operasyon merkezi gibi heyecanla aktarıldı. Bunlar doğru değil."
Röportajın tamamı için aşağıdaki linke tıklayınız