İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, "Kent Uzlaşısı" soruşturması kapsamında yöneltilen sorulara verdiği yanıtlar ortaya çıktı.
İmamoğlu şu ifadeleri verdi:
"Türkiye Cumhuriyet Devleti ve Milleti aşığı bir kişiyim. Öyle bir ailede doğdum büyüdüm, ben hiç kimse ile vatan sevgisi konusunda yarışmam. Çünkü her vatandaşı vatansever olarak kabul ederim. Ama bana göre milletini vatanını ve bayrağını benden çok seven yoktur. Bu soruyu de yukarıdaki soru gibi ahlaksız ve kasıtlı olduğunu düşünüyorum."
“AK Parti'nin İstanbul‘da ve 26 ilçede kaybettiği seçimden yaklaşık 7 ay sonra başlatılan soruşturma süreci ile meclis üyelerine bahsi geçen ve terör örgütüne üyelik suçlarından yasal işlem başlatıldı. Bu işlemi bir kasıtlı itibarsızlaştırma süreci olarak görüyorum. Ya YSK görevini yapmamıştır ya da yürütülen soruşturmalar hakkaniyetli değildir.”
“Dünyanın en büyük şehirlerinden birini yöneten Ekrem İmamoğlu’na kasıtlı davranışı gösteren ve hayatımı tehdit altında tutan kişiler hakkında en üst seviyede kararlı bir şekilde hukuki haklarımı arayacağımı belirtmek isterim.”
Ekrem İmamoğlu, “Kent Uzlaşısı” soruşturmasında verdiği ifadede, eski HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış ile ilgili soruya, “Benzer siyasi periyotlarda başka siyasi partiler ve onlara ağırlıklı hizmet eden düşünce kuruluşu, siyasi analiz kurumları, ve uzmanlar ile çok farklı buluşmaları yapmış bir kişiyim. Azad Barış ile olan ilişkim bu çerçevededir” yanıtını verdi.
“CHP’nin siyasi geçmişinde ve kurumsal yapısında bir parti ile ilişki kurma konusunda dışarıdan bir kimsenin aracılığına ihtiyacı yoktur, olamaz. Gizli tanık uygulamasını da beyanlarını da kabul etmiyorum. Uydurma kumpas içerikli ve yalan ifadelerdir.”
“Tanık ifadelerini şiddetle reddediyorum. Tümü ile yalan iftira, uydurma, bahsi geçen insanların namusuna, şerefine, haysiyetine hakaret içeren seviyesi çok düşük cümlelerle doludur. Yüce Türk yargısının böyle bir gizli tanık yöntemini tercih ederek 3 kez tarihi oy rekorlarıyla İstanbul’da seçim kazanmış, 16 milyon İstanbullunun belediye başkanını bunlarla muhatap etmesini derin üzüntü ile karşılıyor ve kınıyorum.”
“Bu süreç, Türkiye’nin itibarını zedelemiştir. Hukuk ve adalet duygularını vatandaş nezdinde yerle bir etmiştir. Ekonomisini alt üst etmiştir. Gençlerin umudunu perişan etmiştir. Elbette bu süreci yöneten insanlar ve yöneticisinin, yüce yaradan huzurunda hem de bu dünyada hukuk önünde hesap vereceği günler yakındır.”
“Ben ülkemiz için büyük tehdit haline gelen sürecin milletimiz tarafından anlaşılması için elimden geleni yapacağım. Milyon kat milletimizin gücünü arkamda daha fazla hissediyorum. Cesaretimin tarifini dahi yapamam. Koltuğunu korumak için her şeyi yapmayı kendine hak gören ve milletimize ait olan her şeyin; diplomanın, mülkiyetin, şirketlerin, yeşil alanların, okulların, boğaz kıyılarının kendine ait olduğunu düşünen bu zihniyetten ülkemizin bir an önce kurtulması şarttır. Aksi takdirde insanlarımızın geleceği tehdit altındadır.”
“Demokrasi aşığı bir kişi olarak bu süreci önüme koyan herkesi en üst seviyede kınıyor, hakkımı ömrüm boyunca hukuki yollardan arayacağımı beyan ediyorum. Hak yemem, hakkımı da yedirmeme prensibimi milletimiz çok iyi bilir. Bu iftiralar milletimizin bağrındaki duvarlara çarpıp geri dönecektir."