Güney Kore'de Yoon Suk-Yeol'ün ilan ettiği ve daha sonra parlamento tarafından kaldırılan sıkıyönetimin yankıları sürüyor.
Bu sabah, Seul'ün merkezindeki Kore Basın Merkezi'nin önünde toplanan medya temsilcileri, Yoon'un sıkıyönetim kapsamında basın faaliyetlerini askeri kontrol altına alma girişimini kınadı.
Sekiz büyük haber medya kuruluşundan oluşan bir ittifaktan düzinelerce gazeteci ve yetkilinin bir araya geldiği eylemde, Yoon'un derhal istifası ve tutuklanması talep edildi.
Eylemde “Bu sadece bir eleştiri değil - Başkan Yoon Suk-Yeol'a karşı savaş açıyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Yoon'un ilan ettiği ve ülkede kısa süreli siyasi krize neden olan sıkıyönetim kararnamesinin ikinci ve üçüncü maddeleri, tüm medyayı sıkıyönetim kontrolü altına alıyor, 'kamuoyunun manipülasyonu' olarak görülen faaliyetleri yasaklıyor ve tüm basın faaliyetlerini doğrudan askeri komuta altına alıyordu.
Ancak, kararnamenin ilan edilmesinden itibaren birkaç saat içinde, aralarında basın sendikaları ve gazeteci derneklerinin de bulunduğu sekiz büyük medya kuruluşundan oluşan bir ittifak, Bay Yoon'un istifasını talep eden sert bir ortak bildiri yayınladı.
Sabah düzenlenen basın toplantısında ise, sıkıyönetim 'ülkenin zorlukla elde ettiği demokratik kazanımlara yönelik ağır bir saldırı' ve 'muhalif medyaya ve kamuoyuna karşı bir savaş ilanı' olarak nitelendirildi.
Özellikle kararnamenin medya kısıtlamalarına tepki gösteren gazeteciler, açıklamalarında “Siyasi toplantıları yasaklamaya ve medyayı kontrol etmeye yönelik bu çağdışı ve anayasaya aykırı girişim, Yoon hükümetinin tam anlamıyla bir diktatörlüğe dönüştüğünü gösteriyor” ifadelerine yer verdi.
Haber sektöründeki 15 bin üyeyi temsil eden Ulusal Medya Çalışanları Sendikası Başkan Yardımcısı Jeon Dae-sik, “Sıkıyönetim ve diktatörlük hayaletinin başkanın eliyle geri döneceğini hiç düşünmemiştik” dedi. Diğer bazı medya yetkililerinin konuşmalarının ardından söz alan Jeon ayrıca, Yoon'un istifa etmesini ve 'demokrasi ve basın özgürlüğünü tehdit eden anayasaya aykırı sıkıyönetim ilanı nedeniyle cezalandırılmasını' talep eden ortak bir bildiri okudu.
Öte yandan, sıkıyönetim kaldırılsa da, Güney Kore'de hem ilerici hem de muhafazakar yayın organları bu kararı kınamada birleşti.
Sol eğilimli Hankyoreh, “Yoon'un sıkıyönetimi halka karşı ihanettir” başlıklı bir başyazı yayınlayarak sivillerle çatışmanın 'tarihi cezaya davetiye çıkaracağı' uyarısında bulundu. Kyunghyang Sinmun ve Hankook Ilbo da kararnamenin anayasaya aykırılığını vurgulayarak benzer tonlarda yayın yaptı.
Muhafazakar yayın organlarından, merkez sağ JoongAng Ilbo, “Yoon geri dönülemez bir yola girmiş olabilir” gözleminde bulunarak şok olduğunu ifade etti. Dong-A Ilbo da, bu hareketi “Kore'nin 40 yıllık demokratik başarısının saatini geri çevirmek” olarak nitelendirdi.
Genelde Yoon'a sempati duyan ülkenin önde gelen muhafazakâr yayın organı Chosun Ilbo bile baş sayfasında bu hamleyi 'siyaseten kendine zarar verme' olarak nitelendirdi ve bu adımın muhalefetin yeni görevden alma çabalarına yol açacağı uyarısında bulundu. Bir analiz yazısında sıkıyönetim kararnamesinin meşruiyetini sorgulayan gazete, "Sıkıyönetimin meşru olduğunu söylemek zor” ifadelerine yer verdi.
Ancak Chosun Ilbo'nun başyazısı diğer büyük yayın organlarından belirgin bir şekilde farklı bir tonda kaleme alındı. Yoon'un açıklaması 'yersiz' ve 'akıl almaz' olarak nitelendirilirken, Yoon'un 'gerekçelerine' de yer ayrıldı. Gazete, Yoon'un televizyonda yayınlanan sıkıyönetim ilanında Kore Demokratik Partisi'nin görevden alma çabalarının 'idari gücü felce uğrattığı' yönündeki iddialarını yineleyerek, sıkıyönetim ilan ederek yetkisinin sınırlarını açıkça aşmış olmasına rağmen Başkan'ın 'kendini mağdur hissetmiş olabileceğini' öne sürdü.