Dünya

Seçim kampanyası ABD’nin özeti oldu: Sermaye, silah ve bel altı vuruşlar

ABD seçimlerinin nasıl sonuçlanacağını henüz belli olmasa da seçim kampanyasında yaşananlar tarihe geçti. Washington yönetiminin örnek gösterdiği Amerikan tipi demokrasi bugün patlayan silahlar, milyarderlerin dizginlenemez arzuları ve liderlerin bel altı vuruşları ile hatırlanıyor.

CGTN Türk Dış Haberler Servisi

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) 60. başkanlık seçimleri için gün sayarken adayların seçim kampanyaları yaşanan skandallarla şimdiden tarihe geçti. En fazla parayı toplayan adayın öne çıktığı Amerikan demokrasisinde bu kez hiç olmadığı kadar sermayedarların ön plana çıkışına tanıklık edildi. Eski ABD Başkanı ve Cumhuriyetçilerin başkan adayı Donald Trump, seçimlerde kendinden önceki adaylar gibi sadece sermayenin programını değil aynı zamanda sermaye sahiplerini de sahneye çıkardı.

ABD’nin ünlü milyarderi Elon Musk, seçim mitinglerinde Donald Trump’ın arkasında hava zıplamakla yetinmeyerek, seçim gününe kadar Trump yanlısı “America Pac” bildirisine imza atanlar arasından her kişiye çekilişle 1 milyon dolar vereceğini duyurdu. Musk’a bu eylemi nedeniyle yasa dışı çekilişten dava açılması ya da harcadığı paranın yeni yatırımlar için kolaylık ve siyasi pozisyon olarak geri döneceğine ise şüphe yok. Zira ABD basınında yer alan haberlere göre ABD’li milyarder seçimi Trump’ın kazanması halinde bütçede tasarruf tedbirlerini uygulayacak ekibe katılabilir.

“ABD’li zengin de işini bilir”

Anketlerde ibre Cumhuriyetçi Parti’yi gösterdikçe Trump’ın büyüsüne kapılan tek milyarder Tesla ve Space X gibi şirketlerin sahibi olan Elon Musk olmadı. ABD’nin en zenginleri arasında yer alan Jeff Bezos’da sahip olduğu Washington Post gazetesinin Demokrat aday Kamala Harris’e verdiği desteği ilan etmesini engelleyerek ABD’de demokrasi ve medya ilişkisine çarpıcı bir örnek sundu. Bezos, kararı “tarafsızlık” adına savunsa da, bu kararın alındığı gün sahibi olduğu uzaycılık şirketinin Trump’ın ekibiyle buluşması soru işaretlerini artırdı. Bezos’un “tamamen tesadüf” olarak yorumladığı bu durum Amerikan halkını ikna etmemiş olacak ki ülkede 200 bin kişi Washington Post gazetesi aboneliğini sonlandırdı.

Bezos ve Musk, medyada görünür olmalarına karşın tercihleri daha fazla gündem olsa da ABD sermayesinin diğer önemli isimlerinin Demokrat aday Kamala Harris’e destek verdiği görülüyor. Şu anda, yaklaşık 88 mevcut ve eski iş dünyası lideri, CNBC tarafından özel olarak elde edilen bir mektupta Harris'e desteklerini dile getirdi. Bu listede LinkedIn kurucu ortağı Reid Hoffman, milyarder Marc Cuban ve OpenAI icra kurulu başkanı (CEO) Sam Altman da yer alıyor. Diğer bazı önemli imzacılar arasında Evercore'un kurucusu ve kıdemli başkanı Roger Altman'ın yanı sıra Time Warner'ın eski CEO'su Jeff Bewkes yer alıyor. Bank of America'nın eski başkanı Chad Gifford ve ABD'nin eski Kanada Büyükelçisi ve Goldman Sachs'ın eski Özel Servet Genel Müdürü Bruce Heyman da diğer imzacılar arasında.

“Kurşun geçirmez paravanlı demokrasi”

ABD dış politikasının bir enstrümanı olan silahlar bu kez içeride seçim kampanyasının da görünür yüzü oldu. Donald Trump’a düzenlenen ilk suikast sonrası başkan adayı mitinglerine kurşun geçirmez şeffaf bir paravan arkasından katılırken, ülkedeki iç güvenliğin başkan adayını koruyamaması kamuoyunda soru işaretlerini beraberinde getirdi. ABD kamuoyunda kimi uzmanlar ilk suikast sonrasında Trump’ın popülerliğini artırdığını iddia ederken, seçim kampanyasında Trump’a dönük iki suikastin daha engellediği bildirildi.

İlk suikastın 13 Temmuz’da gerçekleşmesinin ardından 15 Eylül'de Trump'ın Florida'daki golf sahası yakınlarında gizli servis ajanlarının çitlerin arasından AK-47 tarzı bir tüfeğin namlusunu görmesinin ardından bir adam gözaltına almıştı. Son olarak 14 Ekim’de yetkililer, Trump'ın Cumartesi gecesi Güney Kaliforniya çölünde düzenlediği mitingin güvenlik kontrol noktasında aracında av tüfeği, dolu bir tabanca ve mühimmat bulunan bir kişinin gözaltına alındığını açıklamıştı.

Toplumu kutuplaştıran liderlerin dili

ABD’de toplumun bu denli kutuplaşmasında liderlerin birbirilerine karşı kullandığı üslubun da rol aldığı biliniyor. ABD Başkanı Joe Biden, seçim yarışından çekilmeden önce canlı yayında tartışma programına katıldığı Trump’ın özel hayatını gündeme getirmiş ve “Sen eşini hamileyken bir yetişkin film oyuncusu ile aldattın. Sen de kedi kadar ahlak yok” ifadelerini kullanmış, aynı programda Trump ise Biden’ın yaşı dolayısıyla anlama ve aktarma sorunu olduğunu öne sürerek “Bence ne dediğini kendi de bilmiyor” mesajını vermişti.  Biden ve Trump arasındaki tartışmada kullanılan suçlamalar daha sonra farklı şekillerde seçim kampanyalarında da devam etmişti.

ABD’de seçimlerin nasıl sonuçlanacağını şimdiden kestirmek güç olsa da halkın tüm bu yaşanan nedeniyle hayal kırıklığı yaşadığı kesin. The Associated Press-NORC Halkla İlişkiler Araştırma Merkezi tarafından yapılan ankete göre, Demokratlar ve Cumhuriyetçiler seçim günü hakkında benzer duyguları paylaşıyor. Ankete katılanların yüzde 70’i, seçim günü için "endişeli" veya "hayal kırıklığına uğramış" hissettiklerini kaydetti.

Demokratların, Cumhuriyetçilere kıyasla "endişeli" hissetmeye daha yatkın olduğunu gösteren anket, bağımsızların da "hayal kırıklığına uğramış" olduğunu ancak diğer parti destekçilerine göre "daha az endişeli, daha az ilgili ve daha az heyecanlı" olduğunu gösterdi.