Futbolcular Arda Turan, Emre Belözoğlu, Fernando Muslera ve Selçuk İnan'ın da aralarında olduğu 18 kişiyi toplam 25 milyon 770 bin dolar ve 7 milyon 384 TL dolandırdığı gerekçesiyle 226 yıl hapsi istenen Seçil Erzan ile ilgili davada yeni bir gelişme yaşandı.
Galatasaray ve Türkiye Milli Takımı'nın eski teknik direktörü Fatih Terim, 'yüksek kârlı fon vaadiyle dolandırıcılık davasında' müşteki sıfatıyla ilk kez ifade verdi. Terim'in ifadesini Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi'nde verdiği öğrenildi.
"Seçil Erzan'ın her tavsiyesini bankanın görüşü olarak gördüm"
Fatih Terim ifadesinde şunları kaydetti: "Seçil Erzan benim Denizbank hesaplarımdaki bütün işlemlerimle özel olarak ilgilenirdi. Bana finansal olarak söylediği her tavsiyeyi bankanın görüşü olarak gördüm, zira bankanın yönetimi ona güvenmiş onu o pozisyona getirmiş hatta bana da bizzat gelip 'en iyi şube müdürlerimizden biri' demişler, ben de bunun üzerine ayrıca bir teyit yapmaya ya da sorgulamaya gerek görmedim. Bana özel bankacım olarak hizmet veren Seçil Erzan, 'hocam bankada şu kadar paranız var, bu ay bu paraya dokunmadınız heba olmasın, değerlendirelim' gibi sözler söylediğinde de ben doğal olarak bunun altında kötü bir amaç aramadım, bu durumu sorgulamadım. Sorgulamadım çünkü doğal olarak güven duyuyordum. Bu tür durumlarda, 'siz daha iyi bilirsiniz, öyle daha iyi olacaksa o şekilde hareket edelim, nasıl değerlendirmeyi uygun görürseniz öyle değerlendirelim' gibi sözler söyledim. Daha sonra da kendisi gerekli işlemleri yapar, onayım gereken hallerde de ya arar ya da imzamı alırdı.
Bana hiçbir zaman özel olarak bir fona para yatırılacağı, bu fondan yüksek getiri elde edileceği, Hakan adına veya Mehmet Aydoğdu adına bir fon olduğu veya benim adımla bir fon kurulacağı gibi sözler söylemedi. Bana söylediği, paramın bankanın saklama hesaplarında değerleneceği, bankadaki birçok yöneticinin de bundan yararlandığı idi, ben de bunu sorgulamadım ve benden nakit olarak göndermemi istediği tutarları nakit olarak gönderdim. Başkalarına yönelik benim adımı kullandığından ise haberim bu olaylar ortaya çıktıktan sonra oldu. Kendisi yıllardır bende önemli bir güven oluşturdu ve oluşturduğu güven çerçevesinde yüzlerce, bazıları yüksek bazıları düşük tutarda bankacılık işlemleri yaptık. Beni zaman zaman arayarak veya mesaj göndererek, bana yatan maaşları da takip ederek, 'hocam, bunu günlük gecelik bağlıyorum' demişliği vardır.
“Haberim olmadan etrafımdaki birçok kişiden para istemiş”
Ben de bankacı olan kendisi olduğu için her zaman onun önerilerine güvendim, tavsiyeleri doğrultusunda bu işlemi yapabilirsiniz dedim. Bütün bu işlemlerde de ekstra bir ilgiyle ve saygıyla bana yaklaşması gereği ben ona çok güvenirdim. Dolayısıyla basından okuduğum kadarıyla bu davada mağdur ettiği diğer kişiler gibi bana yönelik özel bir ikna çabası içine girme ihtiyacı olmadığını şimdi anlıyorum. Kendisi, benim Denizbank sistemine girdiğini zannettiğim tutarları SMS ile gönderdiği hesap bildirimlerinde saklama yazan bir satırın karşılığında gösteriyordu. Bana, yatırdığım paraların saklama hesabında durduğunu söylemişti. Ben de bu işleyiş nedeniyle, herhangi bir şüphe duymadım, aklıma kötü bir şey dahi gelmedi. Ben, gönderdiğim tüm paraların Denizbank nezdinde değerlendirildiğini varsaydım. Bana Seçil hanım ile ilgili soru soranlara onun iyi ve ilgili bir bankacı olduğunu söylerdim. Çok sonra öğrendim ki benim haberim olmadan, etrafımdaki birçok kişiden para istemiş bazılarından da paralar almış. Ayrıca yakın aile dostlarımızdan da almış hatta daha fazla alınması için uğraşmış. Ben bunları çok sonra öğrendim."