Dünya

'Savaş niyetimiz yok' diyen ABD’nin hegemonya siyaseti Orta Doğu’da çatışmanın temelidir

ABD, 2 Ocak’ta İran İslam Devrim Muhafızları’nın, Irak ve Suriye’deki 85 hedefine hava saldırıları düzenledi.

Filistin-İsrail çatışmasından bu yana, ABD her zaman savaşı başlatma veya genişletme niyetinde olmadığını iddia etti. Bununla birlikte, bölgesel askeri çatışmalara defalarca müdahil olmaktan kendini alamadı. Daha da önemlisi, ABD hegemonya peşinde koşma ve güç kullanımında kendisini dizginleyemiyor.

Irak, Suriye ve İran yönetimleri, ABD’nin hava saldırılarını sert bir dille kınadı. ABD, hava saldırılarıyla Irak ve Suriye’nin egemenliğini ihlal etti. İran’ın desteklediği güçleri hedef aldığını belirten ABD, Iraklı ve Suriyeli sivillerin can kaybına yol açtı.

Orta Doğu’da ABD’nin yöntemleri geçersiz kaldı

ABD'nin izlediği hegemonya, Orta Doğu'da süregelen krizlerin temel nedenidir. ABD'nin küresel hegemonyası ile bölgesel güçler arasında yapısal bir çelişki var; ancak ABD'nin hegemonyayı sürdürmek için kullandığı araç ve yöntemler hala basit ve kaba ekonomik yaptırımlar ve askeri saldırılarla sınırlı olup, marjinal etkileri önemli ölçüde azalmaktadır ve durumun karmaşık evrimiyle hızlı gelişimine uyum sağlamaktan uzaktır.

Bu hava saldırısı dahil olmak üzere, Filistin-İsrail çatışmasının patlak vermesinden bu yana Orta Doğu'da yapılan hemen her askeri operasyondan sonra ABD, "daha geniş bir çatışma niyetinde olmadığını" vurguladı. Ancak ABD yönetimi kendi davranışlarını dizginlemek ve Orta Doğu politikalarını düzenlemek için inisiyatif almak konusunda isteksiz kaldı.

Bu hava saldırısı, ABD ile İran arasında zaten sorunlu olan ilişkiyi daha karmaşık ve tehlikeli bir duruma getirdi. Orta Doğu'daki herhangi bir çatışmanın güçlü bir yayılma etkisi vardır ve ABD-İran sürtüşmesinin etkisi bu iki ülke arasında sınırlı kalmayacaktır. Krizin gelişmesine ve yayılmasına izin verilirse, ABD bunu tam olarak kontrol edebilecek durumda değildir.

ABD, Filistin ile İsrail arasındaki çatışmalar, Kızıldeniz krizi ve İran’a yönelik askeri operasyonlar dahil Orta Doğu’daki bütün çatışmalara doğrudan veya dolaylı olarak katılmaktadır. ABD'nin Orta Doğu'da hâlâ güçlü nüfuzunun ve askeri varlığının olduğu inkâr edilemez; ancak gerçekler, ABD'nin doğrudan güç kullanma modelinin Orta Doğu'da artık işe yaramadığını ve Washington'un kriz anlarında sakin manevra yapma becerisine sahip olmadığını gösteriyor.

ABD'nin kendi stratejik ikilemi, Orta Doğu'nun ve dünyanın barış ve istikrarını etkilemektedir. Uluslararası toplum, ABD'nin güç kullanımına karşı daha dikkatli davranmalıdır.

DÜNYA HABERLERİNİN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN