Zhi Wuyan

Bazı analistlere göre; Ukrayna meselesinde Rusya’ya çeşitli imtiyazlar veren Beyaz Saray asıl planı Çin’in kalkınmasını engellemek için Rusya’dan yardım alma üzerine kuruyor. Peki, ABD bu hedefe ulaşabilir mi? Bence, hayır.

Ukrayna krizinin çözülmesi, ABD ve Rusya arasındaki ilişkilerin normalleşmesinin ön koşulu. ABD Başkanı Donald Trump bu krizi çözmek için Ukrayna’yı silah yardımlarını kesmekle tehdit etti ama Rusya’ya karşı gerçek anlamda hiçbir baskı uygulamadı. Trump’ın bu çabaları, 3 yıldır süren Ukrayna krizinin çözülmesi için yetmiyor. Diğer yandan Trump, Rusya’nın Ukrayna’da yüzde yüz zafer kazanmasını da istemiyor. Öyleyse, Krizin ardından ABD’nin, Ukrayna’dan elde etmeyi planladığı değerli madenler için Rusya’dan izni alması gerekecek. Bunun yanı sıra, ABD’nin Avrupalı müttefikleri de Rusya’nın mutlak bir zaferini kabul etmeyecek. 

Şu an savaş sahasında avantajlı konumda olan Rusya, barış görüşmelerinde çıkarlarını korumak için sert bir tutum sergiliyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yaptığı açıklamada, barışın sağlanması için Ukrayna’nın teslim olmayı kabul etmesi, silahsızlandırılması ile neonazi unsurlardan temizlenmesi gerektiğini vurguladı. Şu an Ukrayna ve Rusya arasındaki barış görüşmesine iyimser bakılması için çok erken. Dolayısıyla, Ukrayna krizinin çözülmemesi durumunda ABD ile Rusya arasındaki ilişkiler de normalleşmeyecek.

Peki, ABD’nin çabalarıyla Rusya ile Ukrayna arasında bir barış gerçekleşir ve Trump’a müteşekkir olan Putin, Çin’in kalkınmasını engellemek için ABD’ye yardım eder mi? Bunun gerçekleşme olasılığı da düşük görünüyor. Putin şunu açıkça biliyor ki, Washington yönetimi Asya-Pasifik bölgesine dönme stratejisini hayata geçirmek için en kısa sürede Ukrayna krizinden kurtulmak istiyor. ABD’nin bu stratejide Ukrayna krizine yönelik yaptığı değişiklik, geçici ve kısa vadeli bir düzeltme. NATO’nun doğuya doğru genişlemeye devam etmesi durumunda, Rusya ile ABD arasındaki ilişkiler tamamıyla normalleşemeyecek. 

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un kısa süre önce yaptığı bir açıklama, kamuoyunda merak uyandırdı: “ABD ve Rusya arasındaki ilişkiler ABD ve Çin arasındaki ilişkiler haline gelecekse memnun olacağım.” Yani Lavrov’a göre, savaş haricinde Rusya ile ABD arasındaki herhangi bir rekabet şekli kabul edilebilir, Rusya’nın ABD’yle iş birliği yaparak Çin’e düşmanca davranması mümkün olmayacak.

Çin'den İsrail'e çağrı: 'Güç kullanma saplantısından vazgeçin' Çin'den İsrail'e çağrı: 'Güç kullanma saplantısından vazgeçin'

Diğer yandan, her ikisi de enerji ihracatçısı olan ABD ve Rusya’nın uluslararası ticarette rakip pozisyonda olması, iki ülke arasındaki ilişkilerin düzeltilmesine engel olacak. Ancak, Çin ve Rusya ekonomik ilişkilerde birbirini tamamlıyor. Çin’in, Rusya’nın enerji, maden ve gıda ürünlerine ihtiyacı oluyor. Rusya ise Çin’den birçok sanayi ve tüketim malı satın alıyor. Çin ve Rusya arasındaki dostluk ilişkileri, uzun vadeli kazan-kazan iş birliğine dayanıyor ve dış güçlerin etkisiyle kolayca değiştirilmeyecek bir temele oturuyor. 

Tarihi deneyimlere göre, Çin ve Rusya liderliğindeki Avrasya’da dayanışma korunursa ABD’nin küresel hegemonyası kısıtlanacak, ancak Avrasya’da yaşanan herhangi bir çatlak ABD hegemonyasının tüm dünyada kolayca uygulanmasına neden olacak. Örneğin, 1950’lı yıllarda Çin ile Sovyetler Birliği’nin iş birliği sayesinde ABD, Kore Savaşı’nda istediği sonucu elde edemedi. 1960’lı yıllarda Çin ve Sovyetler Birliği arasındaki ilişkilerin bozulmasının ardından ise ABD, Soğuk Savaş döneminin büyük bir bölümünde hep avantajlı konumda oldu. Hatta bu, Sovyetler Birliği’nin parçalanmasının dolaylı bir nedeni haline geldi. Çin ve Rusya birbirine düşman olursa, gülen taraf kesinlikle ABD olur. Diğer yandan işbirliği sürdüren Çin ve Rusya, hem ABD’nin hegemonyasını kısıtlayacak hem de küresel barış ve refahı koruyan sağlam bir güç olacak.