Olay, 30 Ekim'de saat 02.30 sıralarında Hamidiye Mahallesi Aziz Nesin Caddesi'ndeki apartmanda meydana geldi. Restoratör Tuğba Yavaş, henüz belirlenemeyen nedenle, apartmanın 5'inci katındaki dairenin balkonundan park halindeki motosikletin üzerine düştü. Durumu fark eden komşuların ihbarı üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ambulansla Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Tuğba Yavaş, müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Olayla ilgili soruşturma başlatan polis, Tuğba Yavaş'ın eşi ÇOMÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Alptekin Yavaş'ın ifadesine başvuruldu. Yavaş, cinayet şüphesiyle gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Alptekin Yavaş, dün çıkarıldığı mahkemede tutuklandı.

Milletlerarası anlaşmalar Resmi Gazete'de yayımlandı Milletlerarası anlaşmalar Resmi Gazete'de yayımlandı

'Boşanmayı teklif ettim ama bir türlü yanaşmadı'

Olayın ardından Alptekin Yavaş'ın emniyetteki ifadesi ortaya çıktı. Yavaş, ifadesinde, "Ben arkeoloğum, eşim ise restoratördür. 2008 yılında evlendik. Eşim epilepsi hastasıydı ve zaman zaman epilepsi nöbetleri geçirirdi. 2023 yılının Ağustos ayına kadar sorunsuz bir evliliğimiz vardı ancak daha sonra Tuğba çok değişti. Zaman zaman kıskançlık krizlerine giriyordu. Onu, kimi zaman öğrencilerimle, kimi zaman da öğretim görevlileriyle aldattığımı düşünüyordu. 2023 yılının Ekim ayında bu konuyla ilgili doktora ve aile terapistine başvurduk.

İkimiz de doktorların tavsiyesiyle ilaç kullanmaya başladık. Tuğba ilaçlarını kullandığında sakinleşmeye başlamıştı. 2023 yılı Aralık ayında İzmir Otoyolu'nda seyir halinde ilerlerken tartışmaya başladık. Yine öğrencilerimle ilgili kıskançlık krizine girmişti. Arabanın kapısını açıp, yola atladı. Dizleri yaralandı. Araca bindi, yolumuza devam ettik. Kavgalar şiddete döndüğü için boşanmayı teklif ettim ama bir türlü yanaşmadı" dedi.

'Şakalaşmak için yüzüne su attım'

Olay günü Tuğba Yavaş'ın düzenleyeceği mevlit için komşusuna çıktıktan sonra eve geldiğini söyleyen Alptekin Yavaş, "Mutfakta şerbet kaynattı. Yatak odasına geçtik. Yatmadan önce telefonla ilgilendiğim için kızdı. Tartışmanın dozu arttı. Tuğba kilolu bir kadındı. Gücüm zaman zaman ona yetmiyordu. Kollarımı tutup, çizmeye başladı, ardından oğlumun barfiks demiriyle üzerime yürüdü.

Kendine gelmesi için tokat attım. Sakinleşmek için banyoya girdim. Arkamdan geleceğini biliyordum. Şakalaşmak için yüzüne su atınca daha da sinirlendi. Duş alıp, banyodan çıktım" ifadelerini kullandı.

Yavaş, ifadesini şöyle sürdürdü:

"Yatak odasında ve koridorda olmayınca balkona çıktım. Atlayacağını söyleyerek trabzanlara çıktı. Hemen yanına gittim. Yanına yaklaşınca ayaklarının balkondan aşağı sallandığını fark ettim. Trabzanlara tutunup, beni beklediğini görünce ayağının kaydığını düşündüm. Ayağını yukarı atmasını istedim, kilolu olduğu için yapamadı. 'Beni yukarı çek' dedi. Tişörtünden çekmeyi denedim ama kaydı. 'Dişlerinle çek' dedi. Denedim ama yapamadım. Bunun saçma bir fikir olduğunu söyledim. Ellerinin kaydığını bez getirmemi istedi.

Tuttuğum için içeriye gidemedim. Elleri ellerimden giderek kaymaya başladı. Birkaç saniye tuttum ancak çekemedim. Sonrasında benim de gücüm tükendi, ellerimin arasından kayarak aşağıya motosikletin üzerine düştü. Kesinlikle intihar edeceğini düşünmüyordum. Eşimin üzerindeki kan izleri muhtemelen bana aittir. Odadaki kanlı peçeteler de kolumdaki çiziklerden kaynaklıdır."