Çin

Putin'in Çin ziyareti üzerine

Xi’nin Avrupa’nın “ABD’ye karşı en fazla sesini çıkaran” ülkesi Fransa ve Kuşak Yol Girişimi kapsamında en çok yatırımın yapıldığı iki ülke olan Sırbistan ve Macaristan ziyaretinden kısa bir süre sonra Putin’in Çin ziyareti uluslararası ilişkiler konusunda kafa yoran birçok uzman ve akademisyen için oldukça hareketli ve bereketli günler yaşamalarına sebep olmuştur.

Ziyaret, Çin resmi yayın organlarınca “eski dostların bir araya gelmesi” olarak tanımlarken ziyaret sonunda yapılan ve dünya siyasetindeki birçok konuya değinen 7 bin kelimelik ortak açıklamada Rusya-Çin ilişkilerinin dünyada yaşanan çatışmaların ortasında teste tabi tutulduğunu ve buna rağmen “tarihin en iyi dönemini” yaşadığı belirtildi. Sembollerle dolu bu ziyaret ile Xi ve Putin başta ABD olmak üzere tüm dünyaya Çin ve Rusya arasındaki ilişkilerinin ne kadar derin olduğunu ve bundan sonra birçok alanda genişleyerek daha derinleşeceğini göstermesi açısından önemli bir ziyaretti.

Öncelikle Putin, Yasak Şehrin hemen yakınındaki bulunan ve Xi Jinping’in resmi ikametgahı Zhongnanhai'de ağırlandı. Putin'in burada ağırlanmasının sembolik bir önemi olduğuna dikkat çekiliyor. Uzmanlar, Çin liderlerinin sadece "yakın müttefiklerini" burada ağırladıklarını belirtiyorlar. Resmi karşılama ve toplantıların dışında iki liderin protokol dışına çıkarak yaptıkları görüşmeler (göl kenarında çay içmek, gece yürüyüşü yapmak) bütün dünyaya bu ziyaretin sıradan bir ziyaret olmadığını ispatlamaya çalışır bir şekildeydi.

16 Mayıs’ta Beijing'de gerçekleşen ziyarette, Xi Jinping tarafından görkemli bir şekilde karşılanan Putin, Rusya-Çin ilişkilerinin iki liderin ortak hedefi olan Amerika Birleşik Devletleri ve Batı'ya karşı var olan müesses nizama karşı ortak duruşunu göstermeyi amaçlıyordu. Xi, Beijing ve Moskova'nın savaşa karşı “siyasi bir çözüm” bulunması gerektiği konusunda hemfikir olduğunu söyledi. ABD'nin en güçlü iki jeopolitik rakibinin buluşmasında Moskova, Beijing'le stratejik ortaklığı derinleştirmeyi umut ediyor. 2023 yılı Ekim ayında yine Beijing’i ziyaret eden Putin iki ülke arasındaki ortaklığı “sınırsız iş birliği” olarak tanımlamıştı.

Çin ve Rusya arasındaki ticaret hacmi özelikle Ukrayna savaşından sonra çok hızlı bir şekilde gelişti. Putin, ziyaretinde Çin ve Rusya arasındaki bu ticari hacmi işaret ederek “tarihten alınan dersler sayesinde” iki ülke ilişkilerinin bugünkü konumuna geldiğini belirtti. 2023 yılında ülkelerin dış ticaret hacmi 240 milyar dolar olarak gerçekleşti. Rusya Çin’in en büyük ticari partneri konumundadır. Rusya’nın Ukrayna ile olan savaşı devam ederken ve Batılı birçok firma Rusya’dan hızlı bir şekilde çıktı. Ortaya çıkan ürün tedariki konusundaki sorunlar Çin için büyük fırsatlar doğurdu. Çinli üreticiler bu fırsatları çok iyi değerlendirdiler. Rusya ve Çin’in resmi gümrük verilerine göre Rusya'daki en büyük altı yabancı otomobil markasının tamamı Çinli firmalardan oluşuyor. 2023 yılında Rusya'da yeni satılan otomobillerin yaklaşık yüzde 60'ı Çin'den ithal edildi ve bu oran 2022 yılındaki miktarın neredeyse 2 katına denk gelmektedir. Çin'in akıllı telefon markaları olan Xiaomi ve Tecno, Rusya'nın akıllı telefon pazarında Apple ve Samsung'u gölgede bıraktılar.

İki ülke arasındaki yerel para ile ticaret hacmi de hem ekonomik hem siyasi açılardan büyük önem taşıyor. Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun yerine getirilen ekonomist Andrey Belousov geçtiğimiz yıl yaptığı açıklamada iki ülke arasında yapılan ticaretin yüzde 95’lik kısmının yerel paralar ile gerçekleştiğini duyurmuştu. Çin yuanı aynı zamanda Moskova borsasında en çok işlem gören para birimi haline geldi. Ülkelerin ticaretlerini yerel para birimleri ile yapmaları Amerikan dolarının küresel ölçekte rezerv para olarak kabul edilmesine karlılık olarak küresel yönetişimin yeniden yapılanması yönündeki en önemli adımlardan biri olarak nitelendiriliyor.

Bir diğer sembolik anlam içeren ziyaret ise Putin’in ziyaretin ikinci günün gerçekleşti. Ülkemizde buzdan heykellerin yarıştığı festivalleri ile ünlü Çin’in Harbin kenti Putin’in Beijing’den sonraki ikinci durağıydı. Rusya'nın Uzak Doğu'su ile sınır komşusu olan Çin'in kuzeydoğusundaki Heilongjiang Eyaleti'nin başkenti Harbin geçmişte Rusya ile yaşanan sınır çatışmalarının merkeziydi. Harbin, Çarlık Rusya'sı ile güçlü bağlara sahip ve bir zamanlar on binlerce etnik Rus'un yaşadığı bir şehirdi, bunların birçoğu demir yolu inşaatı sırasında şehre yerleşenler veya 1917-22 Rus İç Savaşı sırasında şehre kaçanlardı. Harbin, 1931'de Japonya'nın eline geçmiş ancak 1945'te Sovyet güçleri tarafından alınarak Çin'e geri verilmişti. Bölge aynı zamanda 1969'da Çin ile Sovyetler Birliği arasındaki sınır gerilimlerinin de yaşandığı bölgeydi. Harbin bir anlamda Rusya Çin ilişkilerinin tarihsel özetini yansıtan simgesel bir şehirdir. Son yıllarda Rusya-Çin ticaretinin artmasıyla giderek Rusya'nın Uzak Doğu'suna bağlandı. Küçük Moskova olarak da adlandırılan şehirde kentin kurtuluşunda hayatını kaybeden Rus askerleri için yapılmış olan anıt ve eski bir Rus Ortodoks kilisesi de bulunuyor. Putin Rusya'yla yakın kültürel ve tarihi bağları olan Harbin kentinde, Çin-Rusya ilişkilerinin 75. yılı galasına katıldıktan sonra Çin-Rusya İş Konferansı'na katıldı.

Harbin şehri sembolik ağırlığının yanında, Çin'in savunma sanayisi açısından da önemi büyüktür. Harbin Teknoloji Enstitüsü, Çin’in "Ulusal Savunmanın Yedi Oğlu" olarak adlandırılan bir kurumu olarak Çin'in savunma sanayisini de kontrol eden Sanayi ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı'na bağlıdır. Yapılan bir araştırmaya göre Çin’in savunma şirketleri tarafından işe alınan teknik mezunların yaklaşık dörtte üçü Harbin'deki bu kurumdan sağlanmıştır. Harbin Teknoloji Enstitüsü, yüzyılı aşkın bir süredir Çin ile Rusya arasında değişim ve ortak araştırmalara ev sahipliği yaparken aynı zamanda Çin'in en önemli askeri araştırma üniversitelerinden biri olarak da dikkat çekmektedir. Putin ziyaretin ikinci gününde işte bu kurumu ziyaret etti.

Putin’in sembolik açıdan oldukça zengin öğeler taşıyan bu ziyareti Rusya-Çin ilişkileri ve küresel yönetişimin geleceği hakkında ciddi ipuçları içermektedir.

 Doç. Dr. M. Ali Koçakoğlu Harran Üniversitesi Öğretim Üyesi