Prof. Dr. Hasan Ünal, son dönemde meydana gelen önemli bölgesel ve uluslararası gelişmeleri CGTN Türk’e değerlendirdi. 

Hamas lideri İsmail Heniyye suikastını yorumlayan Ünal, “Suikastın nedenini tam olarak bilemeyiz ancak analiz edebiliriz. Heniyye Hamas’ın en az korunan ve en çok konuşulan yöneticisiydi” ifadelerini kullandı ve Heniyye’nin ‘müzakereler olmasın diye öldürülmüş olabileceğini’ söyledi.

Çin’in Ortadoğu politikasını da değerlendiren Ünal, “Çin kimsenin yapamadığını yapıyor” diyerek şu açıklamalarda bulundu:

“Çin'deki Filistinli grupların bir araya getirilmesi bence tarihe altın harflerle geçecek bir diplomatik başarı olarak kaydedilecektir. Çin, çok iyi ve güvenilir bir diplomatik aktör olarak bölgeyle ilgisini sürdürüyor. Önce İran ile Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri arasında büyük ölçüde ve çok kutuplu dünya düzenine uygun bir şekilde uzlaşı sağladı. Bu uzlaşma doğrultusunda, bu ülkeler aralarındaki sorunları yönetilebilir hale getirdiler ve bu süreç bölgesel barış ve güvenlik açısından çok önemli.

İkinci bir adım olarak, Çin, Arap Ligi ülkeleri ile Pekin'de bir toplantı yaptı. Bu toplantıda Çin lideri Şi Jinping, Arap ülkelerine onurlu ve mazlum ülkeler olarak hitap etti, onların onurlarının kırılmaması gerektiği yönünde mesajlar verdi. Bu da oldukça önemli bir adımdı. Yıllar içinde Arap ülkeleri, İsrail'le çeşitli sorunlar yaşamış, kendi içlerinde bölünmüşlerdi. Ancak Çin, bu ülkeleri bir araya getirerek, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı kabul etti ve ağırladı. Esad, Çin'de 10 gün kadar kaldı ve bu süre zarfında Suriye'nin yeniden yapılandırılması konusunda Çin'in ne kadar aktif olmak istediği kendisine anlatıldı. Bu da çok önemli bir gelişmeydi.

Üçüncü olarak, Çin, geçen hafta tüm Filistinli grupları bir araya getirdi ve başka hiçbir devletin yapamadığını yaptı. Filistin mücadelesinin ana iki kolu olan El Fetih lideri Mahmut Abbas ve Hamas'ın temsilcileri, ayrıca 12 tane de Filistin direniş örgütü bir araya getirildi. Toplamda 14 örgüt bir mutabakat metnine imza attı. Bu mutabakat metni, genel olarak uzlaşma yönünde bir karar alınmasını içeriyordu; yani "kendi içimizde bölünmeyelim, mücadele edelim" deniyordu.

Eğer Hamas'ın da İsrail'in Ortadoğu'da var olma hakkını tanıması anlamına geliyorsa, bu durumda müzakere ve diplomasi yoluyla çok büyük bir mesafe kat edilebilir. Çin, bu konuda da başarılı olmuş olabilir. Tüm bunlar göz önüne alındığında, Çin, Ortadoğu'da kimsenin yapamadığını yapıyor.”

Çin: Afrika'ya mayın tehdidinden kurtulma konusunda yardımcı olacağız Çin: Afrika'ya mayın tehdidinden kurtulma konusunda yardımcı olacağız

Ünal ayrıca, Filistin meselesi üzerinden Türkiye'nin dış politikasına dair de önemli açıklamalarda bulundu. 

Ünal, "Türkiye'nin baştan itibaren Arap ülkeleriyle koordinasyon içinde hareket etmesi doğruydu. Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve zaman zaman İran ile yapılan bu adımlar doğruydu. Fakat son zamanlarda Batı dünyasının tüm tepkisini üzerimize çekecek tarzda açıklamalar yapıyoruz. Bence bunu yapmak yerine diplomasiye daha geniş bir alan açmak lazım" ifadelerini kullandı.

‘Türkiye acil toplantı çağrısında bulunmalı’

Ünal, ayrıca Türkiye'nin diplomasi yolunda atabileceği adımları da şöyle sıraladı: 

"Türkiye, Mısır'a, Suudi Arabistan'a, Birleşik Arap Emirlikleri'ne, Ürdün'e hatta İran'a 'Siz bu sorunun sahibisiniz. Filistin otoritesini de alın yanınıza, Mahmut Abbas'ı da alın’ demeli ve bir acil toplantı çağrısında bulunmalı.

Buna Türkiye olarak, İran olarak, hepimiz katılalım. Ama bir adım daha ileri gidelim. Çin, bu konuda takdir edilecek şeyler söyledi ve adımlar attı. Çinli yetkililer çeşitli toplantılarda dediler ki, 'Eğer bir toprak parçası işgal altındaysa ve işgalci halka düzenli zulüm ediyorsa burada Hamas'ın terörist olup olmadığının tartışılması anlamsızdır. Çünkü direniş haktır. Günlük işkenceye maruz kalıyor, toprağına el konuluyor, evine el konuluyor. Bu işgal insanlık dışı bir işgaldir. Dolayısıyla bunu tartışmak yanlıştır.'"

‘Hükümet konuyu fazlasıyla iç politika malzemesi yapıyor’

Ünal ayrıca, Filistin konusunda cepheyi genişleterek bir temas grubu kurulması gerektiğini söyledi:

“Filistin'i tanıma kararı alan bazı Avrupa ülkelerini ısrarla oraya davet etmek ve geniş bir platform oluşturmak lazım. O platform, içinde Rusya'nın, Çin'in ve diğer ülkelerin de olduğu bir Filistin temas grubu oluşturabilir. Fakat şu anda bizim hükümet, konuyu fazlasıyla iç politika malzemesi yaptığı için ve Arapların önüne geçecek şekilde girişimler peş peşe sıralandığı için Türkiye, İsrail'in ve Amerika'nın radarında siyasi bir hasım, düşman gibi görünüyor. Buna gerek yok; cepheyi genişletmek lazım. Çünkü bu eleştirileri yapan sadece biz değiliz. Eleştiri kelimelerine biraz itina göstermek ve diplomasiye ağırlık vermek çok daha faydalı olur.”