Türkiye

Polis memurunu şehit eden silahlı suç örgütü üyeleri hakim karşısında

Kağıthane'de polis memuru Hakan Telli'yi şehit eden, bir polis memurunu da yaralayan suç örgütüne yönelik davada 51 sanığın yargılanmasına başlandı.

İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, 8'i tutuklu 18 sanık ve avukatları katıldı.

Bazı sanıkların Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi ile bulundukları cezaevinden katıldığı duruşmada, bir kısım müştekiler de hazır bulundu.

Duruşmada, örgüt lideri olduğu iddiasıyla yargılanan tutuklu sanık Serhat Anucur, emniyet güçleriyle kavga etmediğini ileri sürdü.

2020'de Uğurcan Gündoğmuş isimli kişiyle bir parkta otururken kavga ettiklerini ve o dönemden husumetli olduklarını söyleyen Anucur, "Uğurcan birini öldürüp buralardan firar etti ama bana karşı birkaç sefer ateşli saldırıda bulundu. Sosyal medyadan canlı yayına çıkıp kendisi 'Bunları yaptım.' falan diyordu. Düzenli olarak gittiğim berber dükkanına bile ateş edilmişti. Bu gibi saldırılardan sonra ben de misilleme olsun diye takıldığını duyduğum kahvehaneye gitmiştim." diye konuştu.

Sanıklar Ozan Anucur ve Sinan Anucur ile aynı mahallede büyüdüklerini, ortaklıkları olmadığını iddia eden Serhat Anucur, kendisinin kod adı kullanmadığını, cezaevine girmeden önce kendisine ağıl yaptığını, buradan para kazandığını ve haksız bir şekilde cezaevinde olduğunu savundu.

Tutuklu sanık Okşan Ünlü ise savunmasında, Anucurlar isminde kimseyi tanımadığını, sanıklardan yalnızca Emre Oral'ı tanıdığını ve kendisinin erkek arkadaşı olduğunu ileri sürdü.

Arkadaşı Oral'ın yanına gittiğini, ertesi gün eve polisler geldiğini, yapılan aramada uyuşturucu madde bulunduğunu söyleyen sanık Ünlü, "Ben içiciyim zaten ama herhangi bir şeyi kesinlikle camdan atmadım." dedi.

Tutuksuz sanıklardan Mikayil Akbulut da olayı medyadan öğrendiğini, olayın yaşandığı konumda yaklaşık 5 yıl ticaretle uğraştığını belirterek, "Bulunduğum bölge Nurtepe'dir. Her gün bizden gelip para istenirdi ben de vermezdim. Kepenk kapattırma muhabbeti olurdu, ben milliyetçi bir insan olduğum için kapatmazdım. Belli bir süre sonra dükkanıma saldırı oldu." ifadesini kullandı.

Akbulut, konuyla ilgili şikayette bulunduğunu, saldırıyı gerçekleştiren kişinin bulunamadığını, sanık Serhat Anucur'u tanıdığını ve zaman zaman dükkanından çiğ köfte aldığını belirterek, kendisinin bir suça karışmadığını iddia etti.

Bazı müştekiler şikayetçi olmadı

Müştekilerden Emre Baş, olay günü bir internet kafede oturduğunu, saldırının kendilerine yönelik gerçekleşmediğini düşündüğünü savunarak, "Olmuşsa da yanlışlıkla olmuştur şikayetçi değilim. Husumetli olduğum kimse yok." dedi.

Müşteki Cem Özmen de husumetli olduğu kimse bulunmadığını, internet kafede otururken saldırı olduğunu, saldırganların kendilerini başkalarıyla karıştırmış olabileceğini iddia etti.

Özmen, şikayetçi olmadığını belirtti, davaya katılma talebinde bulunmadı.

Duruşmada müşteki Onur Arıcıoğlu da şikayetçi olmadığını dile getirdi.

1 sanık tahliye edildi

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanık Okşan Ünlü'nün tahliyesine karar verdi. Heyet, savunması alınamayan diğer tutuklu sanıkların ifadeleri alınmak üzere duruşmayı 18 Eylül'e erteledi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 32'si tutuklu, 3'ü firari 51 kişi şüpheli, 15 kişi müşteki olarak yer alıyor.

İddianamede, Kağıthane İlçe Emniyet Müdürlüğüne bir vatandaş tarafından 19 Ağustos 2023'te uyuşturucu madde ticareti yapıldığına yönelik ihbar gelmesi üzerine Hamidiye Mahallesi Şehit Hakan Öner Sokağı'nın polis memurları Hakan Telli, A.Y.Ç. ve B.Ö. tarafından izlenmeye alındığı belirtiliyor.

İddianamede, sanıklar Görkem Doğan ve Kadir Taşdemir'in söz konusu adrese, 25 Ağustos 2023'te motosikletle geldikleri, binaya eli boş girip, beyaz poşetle çıkan Taşdemir'e polis memurlarının müdahale ettiği anlatılıyor.

Yapılan üst aramasında Taşdemir'in elindeki poşette pizza kutusu içine konulmuş "Uzi" diye bilinen otomatik tüfek bulunduğuna işaret edilen iddianamede, farklı silahların ve uyuşturucu maddelerin olabileceği öğrenilen adresin kapısını polis memurları Hakan Telli ve A.Y.Ç'nin çaldığı ifade ediliyor.

İddianamede, içeriden koşuşturma ve 'sus' sesleri gelmesi üzerine Telli'nin takviye ekip için telefon görüşmesi yaptığı sırada Ozan Anucur'un elinde silahla kapıyı yarım araladığı kaydediliyor.

Polis memuru A.Y.Ç'nin, Anucur'un elindeki silahı almak için hamle yaptığı belirtilen iddianamede, sanık Ozan Anucur ile polis A.Y.Ç'nin yaşanan boğuşma sırasında dairenin içine düştükleri, "Ateş etmeyin, polis" uyarısına rağmen içeriden polislere ateş edildiği vurgulanıyor.

Silahla yaralanan polis memurları Hakan Telli ve A.Y.Ç'nin daire dışına çıktıkları ifade edilen iddianamede, Telli'nin bina içinde bulunan ve daireye girmeyen polis memuru B.Ö. ile iki kat aşağı indiği, asansöre binen A.Y.Ç'ye ise apartman sakinlerinin yardım ettiği anlatılıyor.

İddianamede, binanın kamera kayıtlarına göre, bu sırada dairede bulunan Diyar Anucur'un elinde uzun namlulu silahla, Ozan Anucur ve Akın Arsakay'ın da tabancayla merdivenlere doğru koştuğu ve yaralı polisin yanından geçerek kaçmaya çalıştığı belirtiliyor.

Kaçacak yer bulamayan sanıklardan Akın Arsakay'ın tırmık benzeri aletle otopark kapısını zorlayıp açmaya çalıştığı, 3 sanığın otopark kapısının altından geçebilecek kadar boşluk oluşturdukları ve yanlarındaki silahlarla buradan çıktıkları anlatılan iddianamede, sanıkların "dur" ihtarında bulunan bina çevresindeki polislere silah doğrulttuğu, bunun üzerine polislerin açtığı ateş sonucu Diyar Anucur'un vurulduğu, diğer 2 sanığın tekrar otoparka girdiği ifade ediliyor.

İddianamede, daha fazla saklanamayacaklarını ve karşılık veremeyeceklerini anlayan sanıkların teslim olduğu olayda, polis memuru Hakan Telli'nin şehit olduğu, A.Y.Ç'nin hayati tehlike geçirecek nitelikte yaralandığı, Diyar Anucur'un da hayatını kaybettiği kaydediliyor.

İddianamede, elebaşı Uğurcan Gündoğmuş olan ve uyuşturucu madde ticareti yapan bir başka silahlı suç örgütünün ise buradan doğan rantı kaybetmek istemediği için Anucurlar silahlı suç örgütü ile husumetli hale geldiğine işaret ediliyor.

İki suç örgütü arasındaki husumet neticesinde Mehmet Emin Kalkan ve Ramazan Arslan isimli kişilerin öldürüldüğü, Kalkan'ın öldürülmesine ilişkin örgüt elebaşı Serhat Anucur'un "şüpheli" olduğu kamu davası açıldığı kaydediliyor.

Sanık Ozan Anucur'un cep telefonunda yapılan incelemeye göre Anucur örgütünün, Gündoğmuşlar örgütüne yönelik silahlı eylem hazırlığı içinde olduğu belirtilen iddianamede, "Devrim Yoldaş" kod adlı "Drej" lakaplı örgüt elebaşı Burak Yılmaz'ın husumetli oldukları örgüt üyesi Yücel Atikoğlu'nun evinin yakınlarında keşif yaptığı ve Anucur'a bilgi verdiği ifade ediliyor.

Ceza istemleri

İddianamede, örgüt elebaşı sanıklar Ozan Anucur, Sinan Anucur, Serhat Anucur ve Yılmaz Burak'ın "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürme", "kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs", "uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama", "izinsiz olarak ateşli silah ve mermileri ülkeye sokma, imal etme, nakletme ve satma", "resmi belgede sahtecilik", 4 kişiye karşı "kasten öldürmeye teşebbüs", "mala zarar verme", "görevi yaptırmamak için direnme" suçlarından 107'şer yıl 4'er aydan 146'şar yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

Diğer 47 sanığın ise "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma", "izinsiz olarak ateşli silah ve mermileri ülkeye sokma, imal etme, nakletme ve satma", "uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama", "parada sahtecilik", "suç delillerini yok etme", "mala zarar verme", "kasten öldürmeye teşebbüs", "resmi belgede sahtecilik", "sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermilerin satın alınması, taşınması ve bulundurulması" suçlarından 5'er yıldan 97'şer yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.