Pakistan’da neler oluyor?

Pakistan’da neler oluyor?
Önemli olan her şeye Allah, ordu ya da Amerika karar verir”. Bu cümle aslında Pakistan siyasetini özetlemektedir… Seçimlerin ilk açıklanan sonuçlarına göre Imran Khan'ın partisinin desteklediği bağımsız adaylar en fazla sandalyeyi aldılar. İkinci sırada Nawaz Şerif'in partisi Müslüman Birliği, üçüncü sırada ise Benazir Butto'nun oğlu Bilavel Butto'nun Pakistan Halk Partisi aldı. Geri kalan sandalyeler daha küçük partiler arasında paylaşıldı. Nawaz Şerif, parlamentoda en fazla sandalye kazanan parti olarak kendi zaferini ilan etti. Parti açısından bakılırsa  Nawaz Şerif seçimlerin galibi. Ancak  parlamentoda sandalye sayısı veya çoğunluğa bakıldığında  ise Imran Khan'ın desteklediği bağımsızlar daha fazla. Nawaz Şerif hükümeti tek başına hükümeti  kuramıyor , dolayısıyla diğer partilere ve bağımsızlara yönelmek zorunda. Imran Khan'ın desteklediği bağımsız milletvekilleri Nawaz Şerif ile bir hükümet kurmaya çok da sıcak bakmıyor. Hükümeti Imran Khan’ın partisinin kurması gerektiğini savunuyorlar.  Eğer bir koalisyon hükümeti kuracaklarsa çok çetin pazarlıkların da geçeceği aşikâr. Muhtemelen hükümetin kurulması karşılığında Imran Khan’ın hapishaneden çıkması, belki cezalarının ertelenmesi veya affedilmesi gündeme gelebilir. Nawaz Şerif’in önünde çok uzun bir mesai var. Uzun müzakereler, pazarlıklar yürütülecek ve Pakistan’da sağlıklı bir koalisyon hükümeti oluşturulacak. Ancak Pakistan Genelkurmay Başkanı da geniş tabanlı  bir birlik hükümetinin kurulması gerektiğini vurgulamış olması ordu’nun bir koalisyon hükümetinden taraf olduğunu gösteriyor. 76 yıldan beri Pakistan’ı perde arkasından yöneten bir ordu var ve bugün bu güç hala kendisini her alanda hissettiriyor. İşin ilginç yanı geçmişte Pakistan ordusunun kanlı bıçaklı olduğu Nawaz Şerif bugün ordu tarafından yegâne kurtarıcı olarak görülüyor olmasıdır. Çünkü Pakistan ekonomisi oldukça kötü durumda. Ayağa kalkmak için IMF’ye muhtaç. Hâlihazırda 3 milyar dolarlık bir kurtarma kredisi almış durumda. Olası bir askeri darbe IMF ve öteki Batılı kredi kuruluşların Pakistan’a kredi vermesini durdurabilir. Bu nedenle  Pakistan ordusu kendi elleriyle ekonomiye zarar vermek istemiyor. Zira halkın  desteğini alamayan darbeler çok uzun ömürlü olmuyor. Aslında, Nawaz Şerif, Batının hedefinde olan bir isimdi. 2015’te Pakistan’ı Kuşak ve Yol’a dahil ederek, Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru’nun kurulmasını sağladı. Bir başka deyişle, Nawaz Şerif bugün ABD’nin karşı çıktığı ve mücadele ettiği Çin-Pakistan ekonomik koridorunun mimarıdır. 2018’de Batı’nın  İmran Khan’ı Nawaz Şerif karşısında desteklemesinin ana nedeni de budur. Batı’nın beklentisi Imran Khan’ın Çin-Pakistan ekonomik koridorunu zayıflatmasıydı ama bu gerçekleşmedi. Bu nedenle Batı, Imran Khan’ı sildi. Yoksa şimdiye kadar demokrasi, hukukun üstünlüğü, hukuk devleti, özgür seçimler diye  ortalığı ayağa kaldırırlardı. Muhtemelen Nawaz  Şerifin siyasetteki son dönemi olabilir. Zira bu seçimlerde öne çıkan Nawaz Şerif’in  büyük kızı Meryem Safdar da  milletvekili seçilenlerin arasında. Pakistan’ın ikinci Benazir Butto’su olmaya hazırlanan Meryem Safdar  tıpkı Benazir Butto’ya benzer giyimiyle kuşamıyla dikkat çekiyor. Seçim sürecinde hep babasının yanında olan ve mitinglerde ateşli konuşmalar yapan Meryem Safdar, bundan sonraki süreçte Nawaz Şerif'in halefi olarak Pakistan siyasetinde devam edecek gibi duruyor. Sonuç olarak Pakistan’daki çok tartışılan ve ertelenen bu seçimlerin sonucunda görüldü ki halk hala Imran Khan'ı destekliyor. Bu nedenle, Imran Khan’ın partisinin dışındaki partilerin de ne kadar zayıf olduğu bir kez daha anlaşıldı. Londra'dan apar topar getirilerek; hatta aldığı cezalar affedilerek siyaset sahnesine çıkarılan Nawaz  Şerif arkasında Pakistan ordusunun desteğinin olmasına rağmen beklenen başarıyı gösteremedi. Dolayısıyla, geçtiğimiz perşembe günü yapılan seçimler aslında Pakistan halkının kendi kaderi ve  Pakistan’ın kaderi için bir oylamaydı. Bir başka deyişle sandıklarda halkın gücüyle ordunun gücü yarıştı ve halkın gücü her zamanki gibi galip geldi. Bundan sonra Pakistan ordusu siyasete daha fazla müdahale eder mi yoksa kendisini siyasetten arındırarak köşesine çekilip ana vazifesi olan ülkeyi koruma misyonuna devam mı eder bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Dünyada koalisyon hükümetlerinin kurulması en zor siyasi süreçlerden bir tanesidir. Eğer Pakistan’da bu süreç başarılı sonuçlanmazsa ve buna bağlı olarak istikrarsızlık ve kaos artarsa ordu buna karşı duyarsız kalamaz ve ordu bir kez daha Pakistan siyasetine müdahale edebilir. Bu ihtimal hiçbir zaman olasılık dışı görülmemelidir! Ama şu da unutulmamalıdır ki şu an için bir askerî darbe ordunun ve bir nükleer güç olan Pakistan’ın intiharı anlamına gelir ! Barış Adıbelli YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN