İBB'ye yönelik operasyonların ve Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının dördüncü gününde de vatandaşlar Saraçhane Meydanı'nda bir araya geldi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel Saraçhane’de toplanan kitleye hitaben konuştu.

Özgür Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“81 ilin, 973 ilçenin her birisinde bu hukuksuzluklara, bu haksızlıklara karşı omuz omuza, kol kola, yan yana, engel tanımadan, hiçbir yasaya karşı sessiz kalmadan, korkmadan, yılmadan, her şeyi göze alıp demokrasiye, sandığa ve seçtiklerine, seçebilme hakkına sahip çıkan tüm yurttaşlarımızı yürekten selamlıyorum, yürekten selamlıyorum.

Dün nasıl konuştuysak, ne dediysek, nasıl sonuç aldıysak hep beraber bu gece fazlasını başaracağız, fazlasını. Değerli, değerli İstanbullular, siz bir şeyi geri aldınız. Siz evlerinizden çıkıp buraya gelmek istediğinizde dört gün önce Erdoğan'ın talimatı, valilik kararıyla emniyet, üç kişinin bir araya gelip toplanmasını, gösteri yapmasını, miting yapmasını yarına kadar yasaklamıştı. O kararın, o kararın ardından buraya gelen bütün yollar, Haliç'in üstündeki köprüleri kaldırdılar. Buraya gelen tüm viyadükler, tüm yollar kapatıldığı halde ilk gün 110 bin kişiyle, ikinci gece 210-220 bin kişiyle, dün akşam, dün akşam 220 bin dedik. Drone görüntülerini görünce neye uğradığımızı biz de şaşırdık. Gözün gördüğü yerde 550 bin kişi vardı ve buralara yaklaşamıyorlardı. Ve siz göremiyorsunuz, bilmiyorum. Orada bir ekran var, canlı yayın aktarılırsa göreceksiniz ki bir uçtan Bozdoğan Kemeri'nin önünden ta gözün görebildiği yere kadar hep birlikteyiz. 550 bin kişiyle göz göze tarihi yarımadada bağlantı yollarıyla birlikte 1 milyon kişi gönül gönüleyiz, 1 milyon kişi.

“Türkiye'nin gelecek umudunu İstanbul’da görüyorum”

Siz neyi başardınız biliyor musunuz? Siz, siz sokakları geri kazandınız, meydanları kazandınız. Tepki ve protesto hakkının yasaklanamayacağını kazandınız. Hepinizin önünde saygıyla eğiliyorum. Genciyle yaşlısıyla buradasınız. Kadınıyla erkeğiyle buradasınız. Tüm tercihlere saygılı, doğayı seven, insanı seven, hayvanı seven ve bunların ortak düşmanını bilen, ona karşı burada kol kola giren herkesi saygıyla selamlıyorum. Burada, burada birbirinden renkli, birbirinden güzel, solun, sağın her rengi var. Zaten şunu hep beraber bilelim ki yıllar, bin yıllar, çok önceki zamanlarda daha, daha doğa olayı gerçekleştiğinde ortak dili olmayan kabileler bile bir şeyin karşısında hayranlıkla, korkudan değil yere kapanarak selamlarlardı. O doğa olayı gökkuşağıdır. Renklerin yan yana, birbirinin içine ve işine karışmadan ortaya koydukları o güzelim gökkuşağını ben bu akşam burada görüyorum, Saraçhane'de görüyorum, İstanbul'da görüyorum. Türkiye'nin gelecek umudunu bu gökkuşağında görüyorum.

"Erdoğan kanunsuz bir emir verdi"

Buradan özellikle, dün akşam söyledim. Kanunsuz bir emir verdi Erdoğan. Ne yapsın vali, ne yapsın emniyet müdürü? Bir tarafta emri veren, kanunsuz emri veren bir kişi, tek kişi, tek adam. Karşısında, ondan korkmayan milyonlar var. Kim durdurabilir sizleri? Ancak dün akşam, gaz atılırken bizim buradan seslenişimize yanıt veren il başkanımın telefonlarıyla Bozdağ Kemeri'ndeki gençlere yapılanlara karşı orayı durdurup onları buraya çağırmamıza imkân tanıyan ve bundan sonra da bu gece, yarın ve devamında karşımızdaki polise, kanun dışı emirler vermemesi noktasındaki duyarlılığımıza hassasiyet göstereceğini beklediğim İstanbul Valisi'ne sesleniyorum.

“İstanbul'da bir tarih yazılacak”

Bu akşam burada, İstanbul'da bir tarih yazılacak. Bunun karşısında durmayın, duramazsınız. Erdoğan'ın bütün tehditlerine rağmen, nerede ne oluyor söyleyin. Yok abim gaz falan yok, ben görüyorum. Gaz yok, görüyorum, olduğu zaman söylüyorum. Şimdi, nerede, nereden atılıyor? Bozdağ kemeri, orada değil mi o? Değerli arkadaşlar, Bozdağ Kemeri'nin tarafına doğru havai fişek atılması gibi bir durum olursa, bunu ne sahiplenebiliriz ne savunabiliriz.

"Haklıyken haksız çıkamayız" 

Bu gece ne yapacaksak hep beraber yapacağız. Gençler için, İstanbul için, Ekrem İmamoğlu için, gözaltına alınmış 393 arkadaşımız için hep birlikte olmalıyız. Ancak haklıyken haksız çıkamayız.

Karşınızdaki polise, oradaki grup için söylüyorum, havai fişek atarsanız ben bunu savunamam. O havai fişeğin nasıl bu tarafta fişek atıldığında evlatlarımız Gezi'de kör olduysa, bir babanın evladı ya da minicik bir çocuğun babası bir polis kör olursa, sakat kalırsa biz bunun hesabını o evlada, o babaya veremeyiz. Lütfen barışçıl ve haklı pozisyonumuzu savunalım. İşte bu meydanın gücü haklılığında kardeşim. Haklıyız biz, biz kazanacağız.

Saraçhane'deki eyleme polis müdahalesi Saraçhane'deki eyleme polis müdahalesi

"İmamoğlu sizi selamlıyor"

Gidin uyarın, alın gelin. Bakın, olmaz böyle şey. Bu meydanda hepimiz aynı şeyi istiyoruz. Bu meydanda hepimiz aynı şeyi istiyoruz ve hep birlikte haykırıyoruz. Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber, ya hep beraber. Bu gece sevgili Dilek İmamoğlu'yla, değerli oğlu Selim'le birlikte birazdan el ele kol kola girip Ekrem Başkan'ın sorgulandığı, sorulan her soruya yargılayan cevaplarla haklılığını ortaya koyduğu, bir kumpası çökerttiği ve tertemiz, çalışkan ve cesur bir yönetici olarak görevini nasıl yaptığını tutanaklara, evraklara nakşettiği bu akşam da onun yanına gideceğiz. Bugün ondan size büyük bir selam getirdim.

Sizi İmamoğlu selamlıyor, Ekrem İmamoğlu! Sayın Gökhan Günaydın'a Boğaziçi Üniversitesi'ne üç milletvekilimizi yönlendirmesini, Sayın Vali'ye Boğaziçi Üniversitesi'ndeki müdahalelerin derhal durdurulmasını ve Boğaziçi Üniversitesi'ndeki öğrenciler ne yapmak istiyorlarsa, bu meydanı istiyorlar mı? Boğaziçi ne istiyorsa onun diplomasisini hızla gerçekleştirelim. Oradaki saldırıyı durduralım. Buradan Boğaziçi'ni selamlıyorum, saygıyla selamlıyorum Boğaziçi'nin büyük direnişini. Bugün Erdoğan tuttu şöyle bir açıklama yaptı, dün akşam saatlerinde bugün haberdar olduk. Diyor ki: "Sokak çağrıları kabul edilemez. Türkiye sokakta kurulmuş bir ülke değildir."

Sayın Erdoğan şunu bil, bu ülke, bu güzel şehir Gazi Mustafa Kemal Atatürk buralara yabancı gemiler gelmesin diye, yabancı postal ayak basmasın diye Çanakkale'de ölümü göze aldı. Askerlerine savaşmayı değil ölmeyi emretti. Bu meydandaki Türklerin, Kürtlerin, Lazların, Çerkezlerin, bu meydandaki Alevi'nin, Sünni'nin, bu meydandaki Müslüman'ın, Hristiyan'ın dedeleri orada kucak kucağa yatıyor. Ama sonra bir, bir tek adam bir imzasıyla izin verdi ve İstanbul'a o donanmalar geldi. İstanbul işgal edildi. İstanbul işgaline ilk tepki İstanbul meydanlarında protesto mitingleri oldu. O mitingleri Darülfünun öğrencileri organize ediyorlardı.

Muhalefet partilerine teşekkür

Gazi, o mitinglerden aldığı güçle, Anadolu'ya seslendi. "İşgal kabul edilemez. İşgale karşı örgütlenin, protestolar yapın, mitingler yapın." Ve bunun üzerine tüm mitingler, tüm mitingler her tarafa Anadolu'nun dört bir tarafına yayıldı. Şimdi bir tek adamın, Gezi'mizi, Gezi'yi kriminalize eden, halen arkadaşlarımızı içeride tutan tek adamın yarattığı atmosfer adım adım adım adım adım adım bu günlere getirirken ülkeyi yine bir bariyeri, bir engeli ilk aşan İstanbul Üniversitesi oldu. Bugün bu meydan varsa, İstanbul Üniversiteli gençlerin kararlılığı sayesinde var.

Dün buraya bütün muhalefet partileri eksiksiz koştular, geldiler. Gelemeyenler aradılar. Bugün yolda olanlar, ilerleyen saatlerde buraya gelip size hitap edecek olan arkadaşlarımız var. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak kendimizi bu meydanın bir sahibi olarak değil, kendimizi bu meydanın bir bileşeni, bu mücadelenin bir bileşeni ve ortaya konulan eylemin bir ev sahibinden öte en önemli bileşenlerinden bir tanesi olarak görüyoruz ve tüm partileri, tüm oluşumları sesini duyurmak için bir araya gelmiş her birinizi ayrı ayrı selamlıyorum.

İmamoğlu'nun mesajını duyurdu

Ekrem Başkan 1 saat önce savcılık sorgusuna girdi. Geçtiğimiz günlerde iki ayrı sorgusu toplamda 6,5 saat sürmüştü. Bugün de en az 5 saat o iki ayrı sorgunun savcılık ayağının olacağını ümit ederiz o aşamadan sonra bir mahkemeye sevk olmayacağını. Ama mahkemeye sevk olursa neredeyse bir o kadar zamanın da geçeceğini yani Çağlayan'daki sürecin sabahın ilk ışıklarına kadar devam edebileceğini oradaki avukat arkadaşlarımız bize bildirdiler. Orada 30 ayrı savcı ifade alacak ama daha sonra ifadelerin birleştirilmesiyle birlikte hakimliğe sevkten önce birkaç saatlik bir ara olacak. Biz bu süreci en yakından takip edeceğiz, size düzenli olarak bilgi vereceğiz. Siz, Ekrem Başkan'la bugün görüştük. Sevgili eşi Dilek Hanım, Ekrem Başkan Çatalca'ya gidince bizim de hep beraber Çağlayan'a gitmemizi arzu etti ve o planlamayı yapıyorduk.

Ekrem Başkan'a avukatlarını gönderdik. Ekrem Başkan'ın cevabı şu oldu: "O meydandaki 500.000 kişi, Türkiye'deki 10 milyonlar ilk günden beri bana sahip çıkıyorlar. İstanbul'un iradesine sahip çıkıyorlar. İstanbul'un bize emaneti Saraçhane'dir. Saraçhane'yi size emanet ediyorum. Orada olun." dedi.

Dilek Hanım da buna "Doğru olur. Ekrem Bey böyle diyorsa" dedi. Ben de bu karara uyudum. Saraçhane'ye sahip çıkıyoruz bu akşam. Ancak buradan sonra Ekrem Başkan'a yönelik sorgu ve devamında bir husumet, mevcut husumetin devamı, bir kötü niyet, mevcut kötülüklerin devamı ve bir tenezzül, bugüne kadar edilen tenezzüllerin devamı olursa nereye gitmemiz gerekiyorsa akacağız, gideceğiz, orada olacağız. Bundan herkes emin olsun."