Türkiye

Özgür Özel: Eninde sonunda bir anayasa yapacağız

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Eninde sonunda bir anayasa yapacağız. Yapacağımız anayasa gerçekten çağın gereklerini karşılayan, darbenin kurumlarından kurtulmuş, darbe politiğinden kurtulmuş, tam olarak eşitlikçi, doğayı gören, çevreyi gören ve Türkiye Cumhuriyeti'ni dünyanın en güçlü, en önde, en müreffeh ve en barış içinde ülkelerinden bir tanesi haline getirebilecek bir toplum sözleşmesini hep beraber inşa etmeye ihtiyaç var" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı'nın 13'üncü Genel Kuruluna katıldı. Özel, Sivas'ta 2 Temmuz 1993'te Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri'ne gelenlerin konakladığı Madımak Oteli'nin ateşe verilmesi sonucu 37 kişinin hayatını kaybettiği olaylara değinerek, "2 Temmuz'da Madımak'ın önünde söyledim. Bir Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ilk kez Madımak anmasındaydı. Orada, oranın bir utanç müzesi olana kadar mücadeleyi sürdüreceğimizi, oranın bir insanlık suçu olarak zaman aşımı olmaksızın tüm yargılamaların yeniden yapılmasını, Madımak'ta yaşanan insanlık suçunun tarihe Türkiye Cumhuriyeti'nin bir utancı olarak nakşedilmesi gerektiğini ve bu konudaki öz eleştiriyi hepimizin yapması gerektiğini ifade etmiştim. Yine ilk iadeiziyaretimi vakfa bu binada yaptım. Ankara'daki ilk resmi ziyaretimdi. Orada da konuştuk. Her şey bir anayasal eşit vatandaşlıktan geçiyor. Aslında Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasasında eşitlik, herkesin eşit olduğu yazıyor ancak o anayasanın uygulanmasında, kanunlarında, kanun koyucuların bakış açılarında, kanunu uygulayıcıların bakış açılarında, yerleşik içtihatlardan dolayı çok önemli sorunlarımız var" dedi.

Meclis'te görev yaptıklarını ve herkesin seçmenlerin oyları ile göreve geldiğini kaydeden Özel, "İşte şimdi bütçe görüşmeleri var. İnsanlığın en önemli kazanımlarından bir tanesi bütçe hakkı. 1200'lerden beri gelen bir mücadelenin sonucunda paranın nasıl, ne kadar, kimden toplanacağına ve ne kadar, nereye harcanacağına seçilmişler, Meclis karar veriyor. Bunu bir bütçe kanunuyla yapıyor. Yani devletin alan, toplayan sağ eliyle, dağıtan şefkatli sol elinin dengesi orada kuruluyor. Orada bütçeyi alırken hiçbir farkımız yok. Alevi, Sünni ayırmadan vergiler toplanıyor. Zaten Türkiye'de vergilerin yüzde 68'i zengin ve fakir de ayırmadan dolaylı vergilerle, yüzde 20'si maaşlardan yapılan kesintilerle, sadece yüzde 11-12'si gerçekten para kazanan, yani gerçekten vergi vermesi gerekenin vermesi gereken vergilerle toplanıyor. Bunun içinde de aynı büyük adaletsizliğe her iki taraf da muhatapken, daha sonra bir de bu para harcanırken Sünnilerin cami ihtiyaçları karşılanıyor. Her yere yeteri kadar cami yapılıyor. Personeli, imamı, müezzini devlet memuru olarak görev yapıyor. Tüm ihtiyaçları karşılanıyor ama aynı vergiyi veren hizmet almaya geldiği zaman orada bir ayrımcılıkla karşılaşıyor" ifadelerini kullandı.

"Eninde sonunda bir anayasa yapacağız"

Cumhuriyet'i kuran parti olarak tüm muhalefete eşitlikçi bir tavırla birlikte ellerini uzatarak mücadele edeceklerini söyleyen Özel, "Eninde sonunda bir anayasa yapacağız. Yapacağımız anayasa gerçekten çağın gereklerini karşılayan, darbenin kurumlarından kurtulmuş, darbe politiğinden kurtulmuş, tam olarak eşitlikçi, doğayı gören, çevreyi gören, örneğin; yeni anayasal kavramları sahiplenen, belli eşitsizliklere, belli haksızlıklara farklı yönleriyle müdahale edebilen ve Türkiye Cumhuriyeti'ni dünyanın en güçlü, en önde, en müreffeh ve en barış içinde ülkelerinden bir tanesi haline getirebilecek bir toplum sözleşmesini hep beraber inşa etmeye ihtiyaç var. Biz bu anayasayı yapacağız. İlk önce bu iktidarı hep birlikte değiştireceğiz. Sonra oturacağız; gerçek bir toplum sözleşmesini tüm yönleriyle konuşacağız, hayata geçireceğiz. Bu ülkede geçen anayasa gibi değil toplumun tamamını, yani yüzde 51'e 49 ile değil. Yüzde 95'ini memnun edecek bir anayasayı, gerçekten eşitlikçi bir anayasayı yazarak, bu ülkeyi ikinci yüzyılda hep birlikte çok daha güçlü bir noktaya getireceğiz" diye konuştu.

"Esas mesele halkı cezalandırmak"

Vaktin, geçmişten husumet çıkarma vakti olmadığını vurgulayan Özel, konuşmasının devamında şunları söyledi:

"Vakit, bazı cümleleri söyleyip de iktidara muhalefeti ayrıştıracak imkanları verme vakti değil. Vakit çerle, çöple uğraşma, gözünün üstünde kaşın varla uğraşma vakti değil. Vakit cepheyi genişletme, kararlılığı yükseltme, bir arada durma, özgüvenle bu rejimin değiştirilebileceğine inanma vaktidir. 31 Mart'ta toplum muhalefetin belli öğelerinin dağınıklığına, belli öğelerinin tamamen karşı tarafa hizmet edecek bir dili kurmalarına rağmen ve birçok iş birliği olanağını ellerinin tersiyle itmelerine, sarayın bir yerel seçim başarısı elde etmesine katkı sağlayacak hatalara rağmen toplum çağrımızla, çağrılarımızla ve kendi ferasetiyle, aklıyla, vicdanıyla, Türkiye İttifakı'yla ya da Türkiye'deki demokratik güçlerin aday oldukları yerde kendi gönlünden kurduğu ittifakla bu iktidarın karşısında kim kazanabilecekse o belediyeleri ya kazandırdı, ya kazandırmaya çok yakın, çok iyi sonuçlar elde etti. Şimdi bu sürecin hazımsızlığı içinde olanlar, oylar kendisine verildiğinde milli iradeyi baş tacı edenler, oylar başkasına verildiğinde bu sefer kafa tutmaya, hesap sormaya, cezalandırmaya başlıyorlar. Eğer muhalif olanın kim olduğunu buluyorlarsa hapse atıyorlar ama seçimde kapalı oy var. Bulamadılar. Toplu olarak cezalandırıyorlar. Esenyurt'a kayyum atanması da Mardin'de Ahmet Türk'e kayyum atanması da CHP'li ve DEM'li belediyelere atanan kayyumlardaki esas mesele de halkı cezalandırmaktır. Halkın iradesine kafa tutmaktır. 'Beni seçeceksin, tek seçenek benim, benden başkasını seçersen seçme hakkının elinden alırım' demektir."