CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) tarafından belediyenin konferans salonunda düzenlenen, 'Yerel Yönetimlerde Gıda Güvenliği ve Sürdürülebilir Tarım Konferansı'na katıldı. Konferansta Özel'in yanı sıra ABB Başkanı Mansur Yavaş, milletvekilleri ve ilçe belediye başkanları da yer aldı. Konferansta konuşan Özel, tarımın önemine vurgu yaparak, Türkiye'nin bu konuda kendi kendine yeten bir ülke olması için yeni adımlar atılması gerektiğini söyledi.
Programın ardından Özel, salondan çıkarken basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Özel, bir gazetecinin, Ankara Kurtuluş Parkı'nda eylem yapan maden işçilerinin gözaltına alınması ve ardından parkın bariyerlerle kapatılmasının sorulması üzerine, "Maalesef akıl almaz bir durum. Bu işçiler sadece haklarını istiyorlar. Buradan dün söyledim ama sesim ulaşmadıysa Sayın Erdoğan'a bir daha sesleniyorum; farkında mısınız, Batman milletvekiliniz herkesin kabul ettiği ve herkesin bildiği bir şekilde maden işçilerini çok fazla çalıştırıp onların hak ettiği fazla mesailerini ödemiyor. Hafta tatillerini yaptırmıyor. Yaptırmadığı hafta tatilinin parasını da ödemiyor ve bu işçilerin emeğini sömürüyor, büyük bir haksızlık yapıyor. Buna karşı eylem yaptılar duymadınız. Yola çıktılar yürüdüler, engel oldunuz; o engelleri aştılar, Ankara'ya kadar yalın ayak yürüdüler. Günlerdir buradalar, 48 gündür eylem yapıyorlar. Canlarına tak etti, seslerini duyuramadılar, bakanlarınız görüşmüyor ve milletvekiliniz sizi kandırıyor, kul hakkı yiyor ve herkese de diyor ki, 'Sayın Erdoğan'ın haberi var.' O işçiler bir lokma yemeden bir yudum su içmeden 36 saat açlık grevi yaptılar. Geldiniz onları topladınız. Şimdi de kaldıkları parkı kapatıyorsunuz. Niye? Görülmesin diye. İnsanlar canını ortaya koymuş artık. Yalın ayak yürümek ne ya? Bir çıkın da bir 50 metre yalın ayak yürüyün bakalım nasıl bir şey? Bu madenci nasıl bir zulme muhatap? Bunu anlamak için bir insan 'Niye yalın ayak yürür?' diye bir düşünün bakalım. Açlık grevi nedir? Açlık grevi yaptıklarına göre gerçekten bu çocuklar bu kadar dertli mi diye hiç aklınıza gelmiyor mu? Bu çocuklar hem çok dertli hem çok haklılar" dedi.
Özel, Savunma Sanayi Destekleme Fonu'na ilişkin soruya da "'İsrail saldıracak, tehlike büyük, her an saldırı gelebilir, havaya bak' deyip yankesicilikle para çarpmaya çalıştılar. İyi ki 1 Ekim'de Erdoğan Meclis kürsüsünde söyleyince 'Gel hemen anlat' dedik. İyi ki gizli oturum talep ettik, iyi ki gizli oturumda bir şey söylemediklerini bütün Meclis biliyor. Söylediklerini açıklamıyoruz, 10 yıl gizli. Söylemedikleri şu; Erdoğan'ın dediği tehlikeye işaret eden hiçbir somut veri yok. Demek ki neymiş; milleti ürkütüp, korkutup; açlık, sefalet, yoksulluk, işsizlik içindeki milletin bunlardan yakınması yerine daha büyük korkulara gark olmasını istemişler. Bunla da yetinmemişler 'Hadi biraz para ver İsrail'e karşı savunma sanayini güçlendirelim.' Geçen sene savunma sanayine 180 milyar lira para aktarıldı, helali hoş olsun. Biz savunma sanayinin güçlenmesine de yatırımlara da karşı değiliz ama Türkiye'nin en karlı bankaları dururken, parayı o bankanın kredi kartından nakit avans çekmeye muhtaç insanların cebine el atmayın. Çok lazımsa bankalardan alın, çok lazımsa zenginlerden alın. Teklif geri çekildi, bütçe sonrasına kaldı. Zaten bütçede savunma sanayi bütçesi görüşülecek. Orada da teklifimiz şu; 'Açığınız ne kadar beyler?' Dediklerine göre 70 milyar. 70 milyarı koyun bütçeye, alın parayı. Bu ülkenin Savunma Sanayii Fonu'nun 180 milyar değil 250 milyara ihtiyacı varsa elinizi tutan mı var? Ben bu iktidarın bütçesine oy vermem, hatırları için o kaleme ben de oy vereyim, yeter ki milletin sırtından düşsünler" ifadelerini kullandı.
