MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 29 Ekim'den sonra 10 Kasım'da da Anıtkabir'de yan yana yürümüştü. İki liderin bir süre sohbet ettiği de kameralara yansımıştı. Dikkat çeken bu görüntülerin ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, Akşener ile görüşme imkanı bulamadığını belirttiği açıklamaları gündem yaratmıştı. Özel canlı yayında Akşener, Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile alakalı kendisine sorulan sorulara yanıt verdi.

Fox TV canlı yayınında gazeteci Nevşin Mengü, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e "Siz Anıtkabir'deydiniz, Erdoğan'ı gördünüz, el de sıkıştınız. Anladığım kadarıyla Sayın Akşener biraz geç gitmiş. Sayın Akşener, Devlet Bahçeli'yle epey sohbet etmiş, kameralara yansıdı. Şimdi siz Erdoğan'ın son bu tavrı ile ilgili Sayın Akşener'le bir temasınız oldu mu, görüştünüz mü kendisiyle? Burada muhalefet bir blok olarak mı hareket edecek? Gördünüz mi Meral Hanım'ın Devlet Bahçeli'yle konuştuğu görüntüleri, ne düşündünüz?" şeklinde bir soru yöneltti.

Özgür Özel açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:

"Ben tabii ilk kez o kadar önde durduğum için ve Meral Hanım da gecikmiş. Ben dedim 'Meral Hanım'ı görmedim' dedim, arkadaşlar dedi ki yürüyüş başlayınca... Çünkü biz de çok güç geldik yani. Cumhurbaşkanı ile birer dakika ikişer dakika arayla geldik. Normalde bizim 15 dakika önceden orada olmamız gerekiyor. Anıtkabir'in etrafında acayip bir yol tıkanıklığı vardı. Meral Hanım gecikmiş. Ben görmedim. Tabii bir de eskiden dönüp bakıyorduk, şimdi bu yürüdüğümüz yerde de arkaya bakmak kolay değil. Meral Hanım'la orada görüşemedim. Meral Hanım ile oldukça iyi ilişkiler içindeyiz. Bu meseleyi ve diğer meseleleri mutlaka değerlendireceğimizi düşünüyoruz. Bütün partiler burada kendi sağlıklı değerlendirmelerini yapıyorlar.

"Kötülük yapan kötülüğün daniskasını görür! Bundan sonra böyle"

Ayrıca ben, bugün Anıtkabir'de arkadaşlar sordu, Sayın Erdoğan'la bir sohbetimiz olmadı, sadece merhabalaştık ve el sıkıştık. Ama mesela Meral Hanım'la Devlet Bahçeli'nin birbirini görmeden uzaktan yürümeleri Cumhuriyet'in 100. yılına yakışan bir durum olmazdı. Ben siyasette alabildiğine rekabet ama olabildiğince de nezaketin olması gerektiğini düşünüyorum. Biz sonuçta arenada çarpışan gladyatörler değiliz. Öldüren yaşıyor, ölen gidiyor diye bir şey yok. Burada sözün yarıştığı, fikirlerin yarıştığı ve buradan en doğrusunun arandığı bir süreçteyiz. Sayın Bahçeli pazartesi sabahı beni tebrik etti, ben de bugün Sayın Bahçeli'nin yanına gittim, hatrını sordum, teşekkür ettim. Gayet nazik bir şekilde görüştük. Bu parlamentoda tüm partilerin birbirleriyle görüşmesi Türkiye'ye kazandırır. Devletin tepesinde kavga olmaz. Ama karşımızda bütün muhalefet partilerine düşman hukuku uygulayan, uygulatmaya çalışan bir iktidar anlayışına da efendim 'Sağ yanağıma sen vurdun, sol yanağımı uzatıyorum...' böyle bir şey yok. CHP'ye nezaket gösteren nezaket görür, jest yapan jest alır, selam veren selam alır, kötülük yapan kötülüğün daniskasını görür. Bundan sonra böyle. Yani bundan önce de böyleydi, benim devraldığım CHP Sayın Genel Başkanımdan bayramlarda tüm partilerle bayramlaşabilen tek parti.

"Daha kaç kere taç diyeceksin ama hiç akıllanmış gibi davranmıyor"

Benim bu parlamentoda elini sıkmayacağım bir parti lideri yok. Ha benim elimi sıkmayan birisi olursa ondan sonraki süreçte kendisi ne kadar itibar görür o ortada. Bir daha Meclis'e geleceği toplantıya kadar muhalefete saygı gösterirse muhalefetten saygı görür. Muhalefete göstermediği saygıyı ona göstermeyeceğiz. Bir de yani Sayın Tayyip Erdoğan'a şöyle bir şeyim olsun... O bana bugün bir kelimeyle selam verdi. Ben de ona günün sonunda bir tavsiyeyle selam yollayayım... Şimdi Osmanlı ile övünüyor, Osmanlı bizim ortak tarihimiz, kurucusu Osman Bey. Osman Bey'in hocası öğrencisine Şeyh Edebali bir vasiyet bıraktı. 'Ey Oğul' diye başlıyor. 'Bundan sonra kızdırmak bize kızmamak sana' diye biliyorsunuz. Tayyip Bey onu bir okusun. Sonra da bir sorsun, Şeyh Edebali bunu Osmanlı'da iktidara mı bırakmış muhalefete mi bırakmış. O metinden ne kadar ders alır, ona uygun davranırsa... Hani 'ecdad, ecdad' diyor ya ben de aynı şekilde mukabele edeceğim. Ama yani taç giyen baş akıllanacak, daha kaç kere taç giyeceksin ama hiç akıllanmış gibi davranmıyor. Bu Anayasa'yı ortadan kaldırmaya çalışmak, kendi sonunu getirmektir. Demokratik yollardan ben onun sonunu getirmek için elimden geleni yapacağım.

"Tam karşısındayım"

Ama ona karşı uçak uçurduklarında ben bu parlamentoda, seçilmiş parlamentonun ve demokrasinin arkasındayım, darbenin karşısındayım demiştim. O gün Erdoğan'la darbenin karşısında aynı safta denk düştük, bugün Erdoğan darbesine karşı tam karşısındayım. Aynı Özgür Özel, aynı CHP."