Çin otomotiv endüstrisi, doğru stratejiler ve kararlarla dünya sahnesindeki yerini sağlamlaştırıyor. Ekonomik büyüme ve hızlı kentleşme gibi faktörler, ülkenin otomobil talebini artırarak sektörün gelişimine katkı sağlıyor. Son verilere göre, 2023 yılında Çin'in otomobil üretimi ve satışları, önceki yıla göre %57.9 oranında artarak 4 milyon 910 bin adede ulaşarak, dünya birinciliğine yükseldi. Bu başarıda, özellikle Avrupa pazarının etkisi büyük oldu. Çinli markaların hızla Avrupa pazarına girişi, küresel otomotiv pastasından daha fazla pay almalarını sağladı.
İhraç edilen 5 milyon adede yakın otomobillerin yüzde 70’i içten yanmalı, yüzde 30’u elektrikli modellerden oluştu. Böylece Çin, 2022’de Almanya, 2023’te ise Japonya’yı geride bırakarak zirveye çıktı.
Yeni dünya lideri
Çin, 2023 yılında otomobil ihracatında Japonya'yı geçerek dünya liderliğine oturdu. Şu anda dünya çapında yeni enerjili araç üretimi ve satışının %60'ından fazlasını gerçekleştiriyor. Dünyada, otomobil pazarlarında büyük bir dönüşüm yaşandığına dikkat çeken Almanya Otomotiv Araştırma Merkezi profesörü ve yöneticisi Dr. Ferdinand Dudenhöffer, Çin'in otomotiv endüstrisinin geleceği olacağına inanıyor. Dudenhöffer, konuyla ilgili verdiği röportajda şu ifadeleri kullandı:
“Çin’de teknoloji sektörünün öncüsü olan, Huawei, Tencent gibi bilişim alanında ön planda olan şirketler var. Baidu ve pil alanında da CATL, BYD ve bağlı kuruluşu FinDreams, Guoxuan Hi-Tech, Yiwei Lithium Energy vb. gibi bir dizi güçlü ve yaratıcı şirket var. Çin, otomotiv sektöründe başarılı olmak için gerekli tüm yenilikçi koşullara sahip.”

Otomotiv devlerinin korkulu rüyası Çin
Otomotiv yazarı Gazeteci Emre Özpeynirci konuya ilişkin CGTN Türk’e verdiği röportajda, “Çin, iç pazar olarak zaten uzun yıllardır ilk sırada yer alıyor. Ama dünyaya açılıp, 100 yılı aşkın süredir bu işi yapan otomotiv devlerinin korkulu rüyası olmaya 10 yıl önce başladı.” İfadesini kullandı.
Yoğun nüfusa bağlı ortaya çıkan çevre kirliliğine yönelik 10 yıl önce hükümet politikası olarak elektrikli araçlara yatırım yapan Çin, batarya üretiminin yüzde 70’den fazlasını yönetirken, elektrikli araçlar ve bataryaları için gereken rezervlerin ise yüzde 90’ını kontrol ediyor. Yani şu anda dünyada lityum batarya üretmek için tüm markalar Çin’e bağımlı hale geldi.
Bunun yanı sıra, Çin yılda 30 milyon adede yakın araç ürettiği için maliyetleri çok rahatlıkla aşağıya çekebiliyor. Özellikle Avrupa Birliği (AB) ve Amerika’da iklim değişikliğine bağlı olarak emisyon sınırlaması gündeme gelince, markalar çareyi elektrikli araçta buldular.
Çin’in en büyük şansının elektrikli araç olduğunu vurgulayan Özpeynirci, “Son 10 yıldır bu konuda kendini geliştiren Çin için büyük fırsat oldu. Çünkü otomotiv markaları elektrikli araç geliştirmek için Çin’de üreterek maliyetleri düşürmek istedi, bazıları ise Çin’in ürettiği batarya ve diğer aksamları almak durumunda kaldılar.” dedi.
“Çin yatırımlarını çekmemiz şart”
Şu anda sıfır emisyonlu ve elektrikli araçların bataryası olan lityumun, dünyadaki rezervlerini Çin kontrol ediyor. Özpeynirci’ye göre, Türkiye otomotiv sanayisi büyümek istiyorsa, Çin yatırımlarını çekmesi gerekli.
Zülal Çelik ÇİN HABERLERİNİN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN