'Temsilciler Meclisi üyelerinden güçlü bir ses gelmesi gerekirdi'
Bu senatörlerin,Temsilciler Meclisi üyelerinin bir kısmının bir araya gelerek, Uluslararası Ceza Mahkemesi Başkanı'na ve Başsavcısı'na yazdığı tehdit mektubunu da 'ibretlik bir şey' olarak niteleyen Çelik, şöyle devam etti:
"Kişisel olarak onları tehdit eden, hatta ailelerini tehdit eden, ABD'ye sokmamakla tehdit eden bir tehdit mektubu yazdılar. Bu aslında Batı'da temsil edilen insan hakları, hukuk devleti, uluslararası hukukun üstünlüğüne dayalı uluslararası düzen tezinin tamamen çökmesi anlamına gelir. Buna karşı aslında diğer kurumlardan, diğer senatörlerden ve Temsilciler Meclisi üyelerinden güçlü bir ses gelmesi gerekirdi, maalesef olmadı."
'Naziler gibi davrandığını söylemeyi suç haline getirmeye çalışıyorlar'
Kongreye, Antisemitizm Farkındalık Yasası diye bir yasa tasarısı gönderdiklerini anımsatan Çelik, şunları söyledi:
"Bunun esası İsrail karşısındaki bu hükümetin ortaya koyduğu soykırım siyaseti karşısındaki bütün eleştirileri susturmak. Yani İsrail'in ırkçılık yaptığını söylemeyi suç haline getirmeye çalışıyorlar. İsrail'deki Netanyahu hükümetinin aynı Naziler gibi davrandığını söylemeyi suç haline getirmeye çalışıyorlar. Bu kafayla gidilirse ne olacak? Örneğin Hannah Arendt gibi bir düşünür, İsrail'in ırkçı temellerle kurulmasını, ırkçı bir devlet olmasını eleştirmişti. Bu durumda Hannah Arendt gibi bir düşünürü bu yasa tasarısıyla mahkum edebilecekler. Ya da Amerikan üniversitelerindeki protestoları gerçekleştiren bütün öğrencileri bununla birlikte antisemitik olarak yargılamaya ve yaftalamaya dönük olarak bir yol açacaklar."
Bu şekildeki girişimlerle Netanyahu hükümetinin dünyadaki Yahudilerin duruşunu da gölgeleyen, aynı zamanda da İsrail'deki herkesin güvenliğini tehlikeye atan bir tutum sergilediğini belirten Çelik, bu girişimlerin Netanyahu hükümetinden bağımsız bir tarafı bulunmadığının altını çizdi. Çelik, bütün bunların Netanyahu hükümetinin garanti altına alınması için yapıldığını ifade etti.
Bununla ilgili sık sık "İsrail'in kendini savunma hakkı var" cümlesinin kurulduğuna dikkati çeken Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kuşkusuz her egemen devletin kendini savunma hakkı vardır. Ama bir ülkenin kendini savunma hakkı cinayet işleme hakkı anlamına gelmez. Hiçbir şekilde kendi kutsal kitabını tahrif ederek, istismar ederek, başka ülkelere saldırma, başka ülkelerin halklarına saldırma şeklindeki cinayetlerin gerekçesi, hafifletici sebebi olamaz. Bütün bunlara baktığımız zaman karşı konulması gereken şey, herkesin karşı koyması gereken şey aynı İsrail'in sokaklarında nasıl insanlar protesto ediyorlar Netanyahu hükümetini, Batı'daki başkentlerin meydanlarında nasıl protesto ediyorlar, Türkiye'de, üniversitelerde, meydanlarda nasıl protesto ediyorlar, Netanyahu hükümetinin insanlık adına mahkum edilmesi gerekir. Umuyorum ve diliyorum ki Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısının talebi ön yargılama dairesi tarafından kabul edilir. Ve burada gereken karar çıkar ve hiçbir şekilde herhangi bir ülkeye girmesi söz konusu olmaz. Bu kararın gereği olarak da bu cinayet şebekesi durdurulmuş olur."
'Sokak köpekleriyle ilgili düzenlemenin birkaç hafta içinde Meclis'e gelmesi planlanıyor'
Bir basın mensubunun sokak köpekleriyle ilgili düzenleme ve içeriğine ilişkin soruya Çelik, "Adı üzerine taslak. Bununla ilgili olarak toplumda birbirine zıt çeşitli talepler var. Bu çerçevede henüz üzerinde çalışılıyor. Önümüzdeki hafta veya daha sonraki hafta TBMM'ye gelmesi planlanıyor. Taslak üzerinde ortadaki bütün görüşlerin tartışıldığı bir çalışma var. Çalışma devam ediyor, henüz tamamlanmadı" yanıtını verdi.
'AK Parti'de değişim olağanüstü bir durum değildir'
AK Parti Rize İl Başkanı Hikmet Ayar'ın istifasını nasıl değerlendirdiği ve istifaların il başkanları düzeyinde gelmesinin beklenip beklenmediği sorulan Çelik, "bir değişim sürecinin başlangıcı" gibi yorumlar gördüğünü ifade ederek, "AK Parti'de değişim, olağanüstü bir durum değildir. Biz geleneklerimizi, tecrübelerimizi koruyarak sürekli değişim içerisinde olan bir partiyiz" dedi.
AK Parti Teşkilat Başkanlığı'nın olağan bir gündemi bulunduğunu belirten Çelik, "Gündem de şu, bu çerçevede çeşitli yerlerde pekiştirmeyle ilgili adım atılacak, bazı yerlerde değiştirmeyle ilgili adım atılacak, bazı yerlerde görev değişimi olacak. Bazı yerler vekaletle devam ediyor, o vekaletler devam eden yerlerin asalete çevrilmesi söz konusu olacak. Bunlar Teşkilat Başkanlığının olağan gündemi içerisinde gerçekleşecek. Bugün yarın da başka illerle ilgili bu şekilde tasarruf olacak" ifadelerini kullandı.