NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Ukrayna'ya sürekli silah tedarikinin sağlanması konusunu görüşmek üzere geçtiğimiz günlerde ABD'yi ziyaret etti.

Bu ziyaret Ukrayna'yı desteklemek için 60 milyar dolarlık ek yardım paketinin ve 54,5 milyar dolarlık dört yıllık bütçenin onaylanmasını da içeriyor.Stoltenberg ABD'deki röportajları ve konuşmaları sırasında defalarca Çin'den bahsetti ve Beijing yönetimi açıkça NATO için bir "meydan okuma" olarak tanımladı. Dünyanın en büyük askeri örgütünün liderinin artık Rusya-Ukrayna çatışmasının tanımını Avrupa ile sınırlamadığı anlaşılıyor.

Sonuç olarak NATO'nun küresel genişlemesine meşruiyet arıyor. Genişleme NATO'nun iç ihtiyacıdır, savaş ise dış ihtiyacıdır. Savaş olmasaydı bu askeri örgüt varlık nedenini kaybederdi. NATO'nun net bir hedefi olmalı yoksa bir tane yaratmalıdır. Soğuk Savaş'ın sona ermesinden ve Varşova Paktı'nın dağılmasının ardından NATO gelecekteki yönünü araştırıyor.

NATO yeni bir yorum arıyor

Aralık 1998'de, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, bir toplantıda Washington'un NATO'nun stratejik düzenlemelerine ilişkin görüşlerini özetledi. ABD’li yetkili NATO'nun kendi savunma bölgesinin ötesindeki krizlere hızlı tepki verebilmesi için "kolektif savunma" ilkesinin "ittifak çıkarlarının savunulması" şeklinde yeni bir yoruma kavuşturulması gerektiğine inanıyordu. Rusya-Ukrayna çatışmasının patlak vermesi NATO'nun bütünlüğünü güçlendirdi. En azından liderler, örgütün etki alanını güçlendirip genişletmesi ve bir sonraki hedefin Asya olması gerektiğine inandırdı. Stoltenberg, ziyareti sırasında Çin'i sürekli olarak Rusya-Ukrayna çatışmasıyla ilişkilendirdi.

Heritage Foundation'da yaptığı konuşmada Rusya'nın kazanacağı zaferin Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, İran ve Çin gibi diğer ülkelere güç kullanma yetkisi vereceğini ileri sürdü. NATO Genel Sekreteri Fox News'a verdiği röportajda "Bugün Ukrayna, yarın Taiwan olabilir."  İfadesini kullandı.

Etkilenenler Asya ile sınırlı kalmayacak

Stoltenberg’in ifadeleri sadece NATO'nun fon aramasıyla ilgili değil. NATO'nun daha politik bir örgüte dönüştürülmesine ilişkin tartışmalardan, Rusya'yı öncelikli hedef olarak gören ve Çin'i potansiyel bir düşman olarak yorumlayan başlıklara kadar NATO'nun genişleme hedefleri daha belirgin hale geliyor. Stoltenberg'in sözlerinden NATO'nun ayak seslerinin Asya'ya doğru ilerlediğini duymak mümkün.

“Çinli işletmeler, İtalya ekonomisine katkı sağlıyor” “Çinli işletmeler, İtalya ekonomisine katkı sağlıyor”

NATO'nun bu stratejik düzenlemesi uzun vadede küresel olarak daha fazla bölünmeye ve çatışmaya yol açarak uluslararası ilişkileri ve Çin çevresindeki güvenlik ortamını derinden etkileyebilir. NATO Asya'ya doğru genişlemeye başladığında, yalnızca küresel jeopolitik gerilimleri artırmakla kalmayacak, aynı zamanda silahlanma yarışlarını ve bölgesel çatışmaları da tırmandırabilecektir. NATO küresel olarak ilerledikçe ve genişledikçe savaş tehlikesi kaçınılmaz olarak artacak ve etkilenenler yalnızca Asya ile sınırlı kalmayacak.

​Diğer Çin haberleri için tıklayınız.