Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Cumhuriyet savcısının mütalaayı okumasının ardından "müşteki" sıfatıyla katılan baba Arif Güran'a söz hakkı verildi.
Güran, olay günü davetiye dağıtmak için Batman'da olduğunu, akşama doğru mahalledeki komşusunun arayarak nerede olduğunu sorduğunu belirtti.
"Bana 'Narin görünmüyor. dedi. Ben de bu saate kadar Narin nasıl kayıptır? dedim. Bir kişi daha beni aradı ve Narin'in kaybolduğunu söyledi. Köye gelinceye kadar neredeyse 3-4 kez kaza geçiriyorduk. Kızım benim için kıymetlidir ve farklıdır. Benim için ne kadar farklı ise annesi için de farklıdır. Ben ne kadar önemsiyorsam annesi bir milyon kez önemser. Burada bir anneyi evladıyla sınıyorlar. Tedirgin olduğunu hiç hissetmedim telefonda konuşurken." diyen Güran, daha sonra Tavşantepe Mahallesi'ne vardıklarını ve arama çalışmalarına katıldığını söyledi.
Güran, "Jandarma ekipleri köpeklerle geldi. 10-15 dakika kendimden geçtim. 'Bu kadar kalabalık oradaysa kızımın başına bir iş geldi.' dedim. Kalabalığa seslenerek, 'Neden duruyorsunuz, herkes aramalara katılsın.' dedim. O akşam hiç durmadım. Köpekler nereye gidiyorsa oralara baktım. Çocuklarım da yanımdaydı. Köyde başıboş köpekler vardı. Kızıma zarar verdiklerini düşündüm. Kimseyi savunmuyorum. Kızım için canımı veririm. Mısırın (tarla) içinde koşarak belki 3 kez gidip geldik. Amcamın oğlu 'Bir trafik kazası var.' dedi. Hastaneye gittik. Fotoğrafı gördüm, ona benzettim. Hastaneye önceden başkaları gidip baktı. Onun olmadığını söylediler. Ama ben yine gözümle görmek için gittim. O olmadığını öğrendik. Telefonuma ihbarlar gelmeye başladı. Sürekli dalga geçenler bile vardı. Konuşmayıp çocuk sesi çıkaran ihbarlar vardı. 'Kızın yanımızda.' diyenler de vardı." beyanında bulundu.
Narin'in arama çalışmaları sırasında köyde "kriz masası" kurulduğunu ifade eden Güran, şunları söyledi:
"Karakolda kızımın tepeye çıkmadığını iddia ettim. 'Narin görmemesi gereken bir konu için öldürüldü.' dediler. Sadece benim bilgimin olmadığını söylediler. Ben de öyle bir şeyin mümkün olmadığını söyledim. 8 yaşındaki bir kız neyi görebilir ki kızıma kıydılar? Kızım akıllıdır. Salim benim kızıma zarar vermez. Salim'in tutuklanma sebebi saat 18.30 civarı köyden gittiği içindir. Salim'in işçileriyle ilgili bağlantılar ortaya çıkarıldı. Eşim daha sonra bir nişana gittikleri zaman o araca bindiklerini söyledi. Sürekli karakola çağrılıyordum. Kimden şüphelendiğimi soruyorlardı. Daha sonra kızımın koşan görüntülerini bana izlettiler. Kızım koşarken arkasına baktığını belirterek, neden kaçtığını sordular. Bilmediğimi söyledim. Eğer Salim ise kim ise gelip beni öldürselerdi."
Davacı olduğunu belirten Arif Güran, "Narin'in annesinin namusuyla oynandı. Bu anne 8 yıl kızına baktı. Anneyi kızıyla sınıyorlar. Hayatımız dakikalara kalmış. Eşimin namusuna kefilim. Kimse kimsenin namusuna söz söyleyemez. Bir caninin, bir katilin evime girmesiyle bu hale geldik. Dayanamıyorum. Dünyada öyle bir şey var mıdır? Hem bir insanın kızını öldüreceksin hem de ailesinin namusuyla oynuyorlar. Televizyonlarda namus dersi verenler neredeler? Kimse Narin için bir şey yapmamıştır. Narin için her şeyi yapan devlettir. Kızımın mezarını yaptılar. Her gün her dakika her saniye ölüyorum. Ciğerim gitti." diye konuştu.
Bu sırada tutuklu sanık anne Yüksel Güran ağlayarak, "Allah'ım bize yardım et." dedi.
Tutuklu sanık ağabey Enes Güran da ayağa kalkıp, jandarma personeline dönerek, "Bırak beni. Ben kalmak istemiyorum." diye konuştu.
Baba Arif Güran'ın amcası Hüseyin Güran da tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar'a dönüp, küfrederek, "Bize yalan söyledin. İftira attın bize." dedi.
Çıkan gerginlik üzerine sanıklar salondan çıkarıldı.
Hüseyin Güran'ın da dışarıya çıkarılmasının ardından salondaki sanık yakınları, "Adalet istiyoruz" dedi.
Mahkeme heyeti başkanı tüm sanık yakınlarının duruşma salonundan çıkarılmasını istedi.
Duruşmaya ara verildi.
Verilen aranın ardından sanık yakınları duruşmaya alınmadı.
Duruşma, avukatların mütalaaya ilişkin savunmalarıyla devam ediyor.