Macaristan Başbakanı Viktor Orban, ülkesinin ev sahipliğinde düzenlenen 5. Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’nin ardından bir sonraki zirvenin ev sahibi Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile birlikte ortak basın toplantısı düzenledi. Zirvede herhangi bir resmi karar alınmadığını ve zirvenin görüşmelerden ibaret olduğunu ifade eden Orban, “Kaybedecek zamanımız olmadığı konusunda mutabık kaldık. ABD’deki seçimlerle birlikte tarihin akışı hız kazandı ve bir dönem sona erdi. Dünya değişecek. Değişim, eskisinden daha hızlı gerçekleşecek. Masada büyük meseleler var” dedi.
"AVRUPA'DA BARIŞIN TESİS EDİLMESİNE İHTİYACIMIZ VAR"
Avrupa’da birbiriyle çatışan görüşlerin olduğunu vurgulayan Orban, “ABD’deki seçim sonuçları konusunda bir tepkimiz olması gerektiği konusunda bir mutabakat vardı. Tepki vermemiz gereken büyük değişiklikler olduğunu bilmemiz gerekiyor. Avrupa’da en kısa sürede barışın tesis edilmesine ihtiyacımız var. Avrupa’nın kendi barış ve güvenliğini için daha aktif rol üstlenmesi gerektiği konusunda mutabık kaldık. Daha açık söylemek gerekirse, Amerikalıların bizi korumasını bekleyemeyiz” ifadelerini kullandı. Orban, “Avrupa’nın barış müzakerelerinde de aktif bir aktör haline gelmesi gerekiyor. Avrupa’nın geleceğini belirleyen bu olacak” dedi.
AVRUPA BİRLİĞİ'NİN GÖÇ DÜZENLEMELERİNE KARŞI "İSYAN" MESAJI
Göç konusunda Avrupa’da herkesin değişiklik talebinde bulunduğunu vurgulayan Orban, düzensiz göçle mücadele konusunda büyük bir engel olduğunu ve bunun da yargısal aktivizm olduğunu söyledi. 2015’te başlayan göç krizinden sonra iktidarda kalan tek Avrupalı liderin kendisi olduğunu vurgulayan Orban, düzensiz göçle mücadelenin tek yolunun Avrupa’nın göç düzenlemelerine karşı “isyan” olduğunu söyledi.
Macaristan’ın kendi göç yasalarına göre hareket ettiğini fakat Avrupa Komisyonu tarafından Avrupa yargısında dava edildiğini söyleyen Orban, “Bizim yaptığımız şeyin iyi değil kötü olduğunu hükmettiler ve ceza ödememiz gerektiğini ve düzenlemeleri değiştirmemiz gerektiğini söylediler. Fakat düzenlemeyi değiştirmek için anayasa değişikliği gerekiyor, aksi takdirde Macaristan anayasasına karşı hareket etmiş olacağım ki bunu yapamam” dedi.
"SINIRLARIMIZI KORUMAK ZORUNDAYIZ"
Avrupa’da göç konusundaki yargısal aktivizmden kastının bu olduğunu söyleyen Orban, Avrupa’nın göç konusundaki düzenlemelerinin düzensiz göçle mücadele sisteminde çöküşe neden olduğunu ifade etti. Orban, “Bu vahşi ormanı, bu yasal düzenlemeler denizini bir kenara bırakın. Sınırlarımızı korumak zorundayız” şeklinde konuştu.
"UKRAYNA'DAKİ SAVAŞI KİM FİNANSE EDECEK?"
Avrupa’da barış taraftarlarının sayısının giderek arttığını ve ABD’deki seçimlerin sonuçlarıyla birlikte bu ülkelerin pozisyonunun güçlendiğini vurgulayan Orban, ABD’nin Trump yönetiminde Ukrayna’yı desteklemekten vazgeçmesi halinde Avrupa’nın tek başına Ukrayna’yı finanse etmeye hazır olup olmadığını sordu. Orban, “Bu artık uzun vadeli bir mesele haline geldi. Sadece bu son paket değil, bu paketi bir kenara koyalım. 50 milyar dolarlık yardımın yeterli olmayacağı açık. Bu miktar kısa sürede yetersiz kalacak ve ardından yeni paket talepleri gelmeye başlayacak. Bunu kim finanse edecek. Nereden finanse edilecek? Hangi ülke? Bunun bedelini kim ödeyecek? Hangi ülke böyle bir yatırıma hazır?” dedi.
Avrupa Birliği’nde insanların bir savaşı finanse etmek konusunda giderek daha çekimser hale geldiklerini vurgulayan Orban, “Bu savaşın amacını tam olarak anlamıyorlar. Kimse, bu savaşın ne kadar süreceği konusunda bir garanti vermiyor. Kimse, yaptırımların etkili olacağı konusunda bir garanti vermiyor” dedi.
ABD’deki seçimler ile birlikte bir dönemin kapandığını ve yeni bir dönemin açıldığını söyleyen Orban, “Avrupa’da da fikirler ve yaklaşımlar değişiminin gerçekleşmekte olduğu açık” dedi.
"KENDİSİNİ HAPSE ATMAK İSTEDİLER FAKAT BUGÜN KENDİSİ SEÇİLMİŞ BAŞKAN"
ABD’deki başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın kazanması konusuna da değinen Orban, “Kendisini hapse atmak istediler, mal varlıklarına el koymak istediler ve öldürmek istediler fakat bugün kendisi seçilmiş ABD Başkanı. Yerleşik güç elitine karşı halkın iradesini savunmaya çalışanlarla birlikte mücadele etmekten gurur duyuyorum. Buna demokrasi denir. İşte olan bu” dedi.