Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi, ihracat şampiyonu ve teknoloji merkezi haline gelen Çin, son yıllarda sorumlu uluslararası aktör pozisyonu güçlendirmek adına Kuşak ve Yol İnisiyatifi’nin ardından üç yeni inisiyatif daha ortaya koydu.

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in ilk kez 2013 senesinde Rusya’da dile getirdiği ve 2015 ile 2017 yılları arasında Birleşmiş Milletler kürsüsünde vurguladığı “insanlığın ortak kader topluluğu” kavramının bileşeni olan üç girişimi Küresel Kalkınma İnisiyatifi, Küresel Güvenlik İnisiyatifi ve Küresel Medeniyet İnisiyatifi olarak sıralamak mümkün.

“Güvenlik kalkınmanın ön koşuludur”

Uluslararası sistemin mevcut açmazlarını aşmak, giderek çok kutuplu hale gelen küresel sistemin getirdiği yeni meydan okumalara çözüm üretmek için kurgulanan inisiyatifler arasında Küresel Güvenlik İnisiyatifi özel bir önem taşıyor.  Zira İsrail’in 7 Ekim’de Gazze’ye dönük başlattığı ve 21. yüzyılın en büyük sivil katliamına yol açan saldırıların bölgesel bir savaş halini alma ihtimali, Rusya’nın Ukrayna sahasında Kolektif Batı olarak tanımlanan ABD, NATO ve AB ile giriştiği güç mücadelesi yeni bir güvenlik mimarisine duyulan ihtiyacı ortaya koymakta.

Çin Cumhurbaşkanı Xi’nin nisan 2022’de Boao Asya Forumu’nda “güvenlik kalkınmanın önkoşuludur” sözleri ile önemine vurgu yaparak duyurduğu ve şubat 2023’de Dışişleri Bakanlığı’nın sitesinde duyurulan Küresel Güvenlik İnisiyatifi’nin merkezinde “güvenliğin bölünmezliği” ilkesi yer alıyor. Bir ülkenin ya da askeri ittifakın aldığı tedbirlerin diğer ülkelerin çıkarlarını tehdit etmemesi gerektiği düşüncesinden yola çıkan prensibin önemi Ukrayna krizinde bir kez daha ortaya çıktı. Nitekim ABD liderliğindeki NATO, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından verdiği sözlere karşın Rusya sınırlarına doğru 5 kere genişleyerek bugün tanık olunan krizin tohumlarını ekti. Ukrayna krizinin yıl dönümünde Çin’in yayınladığı 12 maddelik bildiride de üstü kapalı olarak bu duruma dikkat çekilirken, Beijing yönetimi taraflara “Soğuk Savaş zihniyetini terk etme” çağrısında bulundu.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi içerisinde taraflara ölümcül silah sağlamayan tek olarak öne çıkan Çin’in sunduğu 12 maddelik barış teklifini Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov “bilgece” ifadesi ile tanımlarken, Çin’in Avrasya İşleri Özel Temsilcisi Liu He’nin Kiev ziyareti sonrası açıklama yapan Ukrayna yönetimi çabaların takdirle karşılandığını duyurdu.

İran-Suudi normalleşmesi örnek olabilir

İttifaklara dayanan ve bir tarafın kaybettiği oranda diğer tarafın kazancını maksimize edeceğini öngören “sıfır toplamlı oyun” senaryolarının tersine herkesin kazandığı bir denklemin kurulabileceğini belirten Küresel Güvenlik İnisiyatifi’nin başarısını ispatladığı ilk alan İran-Suudi Arabistan normalleşmesi oldu.

Çin’in başkenti Beijing’de mart 2023’te atılan imzalar uyarınca taraflar büyükelçiliklerini yeniden açma kararı alırken, normalleşme rüzgarı tüm bölgeyi içine alacak şekilde genişledi.  Yemen’de çatışmalar vites düşürüp siyasi çözüm arayışları hız kazanırken, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad 12 yıl sonra Arap Birliği zirvesinde konuşarak “aileye” ülkesinin meşru temsilcisi olarak dönüş sağladı. Birkaç yıl öncesine kadar bir araya gelmesinin olanaksız olduğuna inanılan tarafların buluşması aynı zamanda Filistin mücadelesine de mütevazı bir katkı sundu. 7 Ekim’de İsrail katliamlarının başlamasının ardından Suudi Arabistan ve İran liderleri 45 dakika boyunca Filistin konulu özel telefon görüşmesi yaptıktan sonra İslam dünyasının yekvücut olması gerektiğinin altını çizdiler. Bu görüşmenin ardından İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi 11 Kasım’da Filistin konulu Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’ne katılmak amacıyla Riyad’a geldi. Zirve sırasında Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile yüz yüze görüşen Reisi bölgesel işbirliğine ve Filistin davasına ortaklaşa katkı yapmak istediklerini yineledi.

Reisi ve Selman arasında 11 yılın ardından liderler düzeyinde yapılan görüşmenin Filistin eksinindeki bir başka çıktısı Suudi Arabistan’ın İsrail ile normalleşme sürecini iki devletli çözüm şartına bağlaması oldu.

Çin: "Bir Ülke, İki Sistem" hedeflerine istikrarla ilerliyor Çin: "Bir Ülke, İki Sistem" hedeflerine istikrarla ilerliyor

Filistin meselesinin yakıcılığını koruduğu şartlar altında Çin’in çabaları devam ederken uluslararası toplumun Küresel Güvenlik İnisiyatifi’ne desteği bugün daha fazla önem taşıyor.

Diğer Çin haberleri için tıklayınız.